Konservatuarda Türk müziği de öğretilmeli

Güncelleme Tarihi:

Konservatuarda Türk müziği de öğretilmeli
Oluşturulma Tarihi: Haziran 07, 2016 16:50

Orkestra Şefi Prof. Erol Erdinç, konservatuarlarda ve Türkiye’deki müzik üretimindeki sorunlara yönelik bir yazı kaleme alarak Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a gönderdi.

Haberin Devamı

Erdinç mektubunda ülkede klasik müziğin halkla bütünleşemediğini vurgulayarak, “Konservatuarlar açtık ama tamamen klasik batı müziği eğitimi veriyoruz. Oysa bizim çok zengin hatta Batı’nın da ilgi duyduğu bu toprakların müziği var. Benim dileğim bir an önce tüm konservatuarlarımızda Türk müziği nazariyatı, enstrümanları, bestecileri ciddi olarak öğretilmeli ve koordineli çalışmalıdır” dedi. Erdinç, Erdoğan’a yazdığı mektubunda özetle şunları kaydetti:

RUSYA VE FRANSA ÖRNEĞİ

“Türkiye’de Doğu-Batı ikilemi her zaman olmuştur ve bu sorunu kendimiz yarattık. Benim ilgi alanım müzik olduğundan örneğimi müzikten vereyim; sKonservatuarlar açtık ama tamamen klasik batı müziği eğitimi veriyoruz. Oysa bizim çok zengin hatta Batı’nın da ilgi duyduğu bu toprakların müziği var. Bu yüzyılın en önemli bestecilerinden Bela Bartok (Macaristan) Türkiye’de hocam Adnan Saygun ile köy köy dolaşıp bu toprakların müziğinin köklerini araştırdılar ve sonuç belli; yarattıkları müzik diğer Batılı bestecilerden çok farklı hatta çığır açacak nitelikte idi. Bütün Rus bestecileri yine zengin olan kendi halk müziklerinden faydalandı. Bir çok Fransız bestecisi (Ravel, Debussy, Messian gibi) İspanya, Hindistan ve Uzakdoğu müziklerinden yararlandılar.

Haberin Devamı

HALK İLE BÜTÜNLEŞEMEDİK

Gelelim bize; Batının 500 yılda geldiği bugünkü duruma 80 yılda ulaşmak mümkün değil tabii. Ancak Türk halk müziği parçalarını alıp, İtalyan opera tarzı ile söylemekle biz halkla köprü kuramadık. Halkımız bunu benimsemez; çünkü kendilerinden bir parça bulamaz. Bundan dolayı halk ile bütünleşemedik. Daha da önemlisi yanlış kulvarlarda koşmanın neticesi olarak kendimizi bulamadık, gerçek müziğimizi batı tekniği ile harmanlayıp önce kendimize sonra Dünya’ya sunamadık. Ve İstanbul’da Türk Müziği Devlet Konservatuarı bu boşluğu doldurmak üzere yıllar önce kuruldu ve Türk müziğini, sazlarını bilen besteci ve icracılar çıktı. Ancak iki kesim de birbirinden kopuk. Benim dileğim bir an önce tüm konservatuarlarımızda Türk müziği nazariyatı, enstrümanları, bestecileri ciddi olarak öğretilmeli ve koordineli çalışmalıdır.”

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!