Oluşturulma Tarihi: Kasım 06, 2006 00:00
Bilimin gelişmesiyle amansız olarak nitelenen kan kanseri ve benzeri hastalıklara uygulanan yeni tedavi yöntemleri, hem hastalara hem hasta yakınlarına umut ışığı oluyor. Hastalara asıl umut olan ise bu hastalıklardan uygulanan tedaviyle kurtulmayı başaran insanların hikayesi.
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde başarıyla uygulanan "kök hücre ve ilik nakliyle" ölümcül hastalıkları yenenlerin ilginç hikayeleri de diğer hastalara örnek oluyor.
MUTLU SONLA BİTEN TÜRK FİLMİ Liseyi bu yıl bitiren, 17 yaşındaki tekvandocu Duygu Türker, "kemik iliğinin tümüyle yetersiz çalışması" olarak tanımlanan "Ağır Aplastik Anemi" hastalığıyla yaklaşık dokuz ay önce tanışmış. Türker’in hastalığını öğrenme süreci de çok sancılı geçmiş. "Kickbox"çu olan Türker, final maçına çıkarken ilk kez yüz yüze gelmiş hastalığıyla. Favorisi olduğu maça çıkmaya hazırlanan Türker’in birden burnu kanamaya başlamış ve bütün çabalara rağmen kanama durdurulamamış. Türker, o günü ve sonra yaşadıklarını şöyle anlatıyor:
2 YIL SONRA DEDİLER YIKILDIM Tampon konulmasına rağmen kanama durmayınca diskalifiye edildim ve maçı kaybetmiş sayıldım. İzleyen günlerde bacaklarımda morluklar oluşması üzerine başvurduğum cilt doktorumun istediği kan tahlillerinde değerlerim çok düşük çıktı. Cilt doktorum, ’lösemi olabilirsin, hemen ilgili bir bölüme başvur’ dedi. Ben de bunun üzerine Numune Hastanesine başvurdum. Burada "Ağır Aplastik Anemi" teşhisi konuldu ve ilik nakli olmam gerektiği söylendi. Ama, tüm dokularımızın uyuştuğu ablam verici olarak bulunmasına rağmen, bana iki yıl sonraya gün verildi. O anda hissettiğim hayal kırıklığını anlatmam mümkün değil.
Daha sonra Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Kök Hücre Nakli Ünitesine başvuran Türker’e üç ay içinde ilik nakli yapılmış. Şimdi sağlıklı bir yaşam sürdürdüğünü söyleyen Türker’in en büyük hayali spora devam edip madalya kazanmak.
NAKİL BEKLEYENLERE İYİ HABER Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji Bilim Dalı Başkanı ve Sağlık Bakanlığı Kemik İliği Nakilleri Bilimsel Danışma Kurulu Başkanı Prof. Dr. Osman İlhan, Sağlık Bakanlığınca düzenlenen toplantıda, kemik iliği nakli bekleyen hastaları ilgilendiren önemli kararlar alındığını bildirdi. İlhan, organ nakli bekleyenler için oluşturulan liste gibi Sağlık Bakanlığınca kemik iliği nakli bekleyenlerin listesinin hazırlanacağını söyledi.
SÖZLEŞMELİ ELEMAN ALINACAK Prof. Dr. İlhan, bu hastaların istemeleri halinde boş yatağı bulunan merkezlerde nakil olmasının sağlanacağını söyledi. İlhan, nakil merkezlerindeki eleman sıkıntısının aşılması için de bu alanda uzman sözleşmeli hemşire ve hekim alınacağını belirtti. İlhan, ayrıca zorunlu hizmet kapsamındaki hematolog ve onkologların bu merkezlerde görevlendirilmesi yoluna gidileceğini bildirdi.
Çocuğun olmaz demişlerdiÜNİVERSİTENİN "Kök Hücre Nakli Ünitesi"nde tedavi olan hastalardan 30 yaşındaki Ayşegül Özcan Akın, 2001 yılında, lenfoma hastalığı nedeniyle kendi kök hücresinin nakledilmesinin ardından sağlığına kavuşmuş. Bu hastalıkla evlendikten 9 ay sonra tanıştığını söyleyen Akın, "Ağır bir kemoterapi tedavisi gördüğüm için ’artık çocuğun olmaz’ denilmişti. Ama kök hücre nakliyle tekrar sağlığıma kavuştum ve şimdi 18 aylık oğlum Semih ve eşim ile birlikte çok mutlu bir hayat sürüyorum" diyor.
Organ bağışında çok gerideyizTÜRKİYE’de, organ ve doku nakli bekleyen hastaların sayısı her geçen gün artarken, organ bağışı yeterli düzeyde değil. Ülkemizde hayatlarını diyalize bağlı şekilde uygun organ bulunmasını bekleyerek geçiren 40 bin böbrek hastası bulunuyor.
Gelişmiş ülkelerde organ bağışı yapan kişilerin sayıları yüz binlerle ifade edilirken, Türkiye genelinde 2002-2006 yılları arasında sadece 16 bin 547 kişi organ bağışında bulundu.
Sağlık Bakanlığı yetkililerinden aldığı bilgiye göre, Türkiye’de yaklaşık 40 bin kronik böbrek hastası bulunuyor. Bu hastaların yaklaşık 34 bini haftanın 3 günü diyaliz cihazına bağlı olarak böbrek nakli bekliyor
TEK BÖBREK YETERLİ Esenler Hayat Hastanesi Hemodiyaliz Sorumlu Uzmanı Dr. Hakan Yılmaztürk, gece sık idrara kalkanların mutlaka kontrolden geçmeleri gerektiğine işaret ederek, organ bağışı sorunu nedeniyle böbrek nakillerinin çoğunun akrabalar arasında gerçekleştiğini söyledi. Yılmaztürk, toplumda tek böbreğe sahip bir çok insan bulunduğuna dikkat çekerek, tek böbrekli olmanın sakıncası olmadığını söyledi.