Güncelleme Tarihi:
Kılıçarslan’ın İstanbul’daki bir işyerindeki kimlik bilgilerine dayanılarak, adına 3 ayrı şirket kuruldu. Yapılan çeşitli mal alımları karşılığı 750 bin lira değerinde çek kullanıldı. Çeklerin karşılıksız çıkması üzerine hakkında dava açılan Kılıçarslan, ‘sahtecilik ve dolandırıcılık’ suçundan Yozgat E Tipi Cezaevine konuldu. 10 ay cezaevinde yatan Kılıçarslan, Kurban Bayramı öncesinde tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Cezaevinden çıkan Kılıçarslan ile ailesi, bu sırada kimliği belirsiz kişiler tarafından sürekli tehdit telefonları almaya başladı.
Hakkında açılan davaların devam etmesi üzerine tekrar İstanbul’a giden Serkan Kılıçarslan’ın köyde bulunan eşi 25 yaşındaki Felek Kılıçarslan’ı 2 gün önce telefonla arayan ve kendisini dayısı olarak tanıtan, sesi da dayısına çok benzeyen bir kişi, hesabına 200 lira para yatırdığını söyledi. Köyden, yanına 5 yaşındaki oğlu Ramazan’ı da alan Felek Kılıçarslan, Sorgun’a giderek, telefondaki dayısı sandığı kişinin hesabına yatırdığını söylediği parayı çekmeye gitti. Banka hesabında paranın olmadığını öğrenen Felek Kılıçarslan, oğlu ile birilkte tekrar köye dönmek isterken tenha bir yolda maskeli 3 kişi tarafından bir otomobile bindirilip kaçırıldığını, Ankara Otogarı yakınında boş araziye bırakılarak darp edildiğini belirtti.
Serkan Kılıçarslan’ın annesi Sultan Kılıçarslan ise, oğlunun suçsuz yere 10 ay Yozgat E Tipi Cezaevi’nde yattıktan sonra serbest kaldığını belirtti. Anne Kılıçarslan “Oğlumun serbest kaldığı günden itibaren telefonlarla ailemiz sürekli olarak aranıp, tehdit ediliyorduk. Gelinim ve torunumu kaçıran şahısların bir an önce bulunmasını istiyorum” dedi.