Güncelleme Tarihi:
İzleyici 80’li yılların Beyoğlu’nda bir gece kulübüne götürmeyi hedefleyen oyun, bu akşam CerModern’de prömiyer yapacak. Eseri yazan ve besteleyen Onur Yüce, “Özgürlük, insan hakları, eşitlik ve toplum baskısı gibi hassas konuları, eğlenceli ve esprili bir dille anlatabilmeyi istedim” diyor. Onur Yüce müzikalin hikâyesini şöyle anlatıyor:
Müzikali yazma fikri nasıl ortaya çıktı?
Kadın cinayetlerinden çok etkilendiğim bir dönemde, kimlikler ve kadın olmak hakkında bir müzikal yazmak istedim. Belki hepimiz, kimliklerimiz hakkında her gün düşünmüyoruz ama bunu sorgulamak zorunda bırakılan kişiler var ve bunu da görmemezlikten gelemeyiz. Bakmamak, konuşmamak, yasaklamak hiçbir zaman çözüm olmadı, yeni düzende de olmayacak. İnsani olayların göz ardı edilme gayreti, benim gibi insanların üzerinde böyle eserler oluşturma ilhamını yaratıyor.
Müzikali yazım sürecinde en çok neye odaklandınız?
Türkiye’de drag queen olmanın ne demek olduğuna dair neler düşünüyorsunuz?
Türkiye’de henüz çok bilinen bir kültür değil, ancak Drag Queen’lerimiz var. Zennelik kültürü biz de daha yaygın. Osmanlı ve Türk tiyatrosunda zennelik halkın ilgisini her zaman çekmiştir. Bunun dünyadaki karşılığı olan “Drag Queen” kültürü, son zamanlarda çok merak uyandırmaya başladı. Yakın bir zamana kadar dışlanan bu kesim, şimdilerde daha çok ilgi görmeye başladı.
SEYFİ DURSUNOĞLU’NDAN BAHSETMEMEK YAKIŞIKSIZ OLUR
Seyfi Dursunoğlu size ilham veren isimlerden. Onun vefatı sonrası neler hissediyorsunuz?
Çok büyük bir sanatkâr, bir duayen ve mükemmel bir insandı, nurlar içinde uyusun. Onu görmediğimiz zamanlarda da sevmeye devam edeceğiz. Sanatı ve insan sevgisi bize yol göstermeye devam edecek. O sadece bana değil, bir çok sanatçıya ilham ve bir çok insana kahkahalar ve mutluluk getirdi. Türkiye’de bir “Drag Queen Müzikali”nden bahsediyorsak, Seyfi Dursunoğlu’ndan bahsetmemek yakışıksız olur.