Kılıçdaroğlu: McKinsey'in üç ayda bir düzenlediği raporları kamuoyuna açıklayacak mısınız?

Güncelleme Tarihi:

Oluşturulma Tarihi: Ekim 02, 2018 15:57

Kılıçdaroğlu: McKinsey'in üç ayda bir düzenlediği raporları kamuoyuna açıklayacak mısınız?

Haberin Devamı

Nursima ÖZONUR/ANKARA, (DHA)- CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a Amerikan danışmanlık firması McKinsey ile anlaşmaya karar verilmesine ilişkin 10 soru yönelterek, "Diyorsunuz ki söz konusu danışmanlığın hiçbir icra fonksiyonu ya da yetkisi olmayacaktır. Fonksiyonsuz ve yetkisiz bir şirkete hangi vicdanla milyonlarca dolar para ödeyeceksiniz? Fonksiyonsuz ve yetkisiz bir şirket neden üç ayda bir 16 bakanlığı denetlesin? Allah aşkına, neyin nasıl tasarruf edileceğini Türkiye'de hiç kimse bilmediği için mi McKinsey firmasından milyon dolarlar ödeyip görüş alacaksınız? McKinsey'in üç ayda bir düzenlediği raporları kamuoyuna açıklayacak mısınız? Açıklamazsanız, ezanımıza, bayrağımıza saldıranlar raporları bilecek ama bizler, -600 milletvekili dâhil- öğrenemeyeceğiz. Bu sizin vatanseverlik anlayışınızı mı yansıtıyor?" diye sordu.
'HAKSIZLIĞA UĞRAYANLARIN YANINDA OLMAK BİZİM GÖREVİMİZDİR'
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM’deki grup toplantısında konuştu. Kılıçdaroğlu, haksızlığa ve adaletsizliğe uğrayanların her zaman yanında olduklarını belirterek şunları söyledi:
"Nerede bir haksızlık adaletsizlik olursa onun yanında olacağız. Haksızlığa uğrayan herkesin yanında olmak herşeyden önce bizim görevimizdir. Bu arada aramızda Enis Berberoğlu var. 464 günlük bir esaret yaşadı. Haksız ve hukuksuz olarak hapiste tutuldu. Bunu aştık. Dün parlamentoda yemin etti. Şimdi demokrasi üzerine düşen görevi kaldırma görevi Anayasa Mahkemesinde. Bu ayıbın Anayasa Mahkemesi’nce kaldırılmasını hep beraber bekliyoruz. Sorunu sadece bir vekile indirgersek haksızlık yapmış oluruz. Hapiste çok sayıda gazeteci var. Parti Meclisi üyemiz Eren Erdem niye hapiste. Yurt dışına kaçacakmış.  Dokunulmazlığı olmadığı dönemde defalarca gitti geldi. Siz FETÖ ile kol kola gezerken Eren Erdem sizi, FETÖ’yü eleştirdi. Ama o şimdi hapiste parası dayısı olanlar dışarıda. Flormar işçileri... 132 işçinin işine sendikaya üye oldukları için son veriliyor. Onlar şimdi zor durumda ama patron suçlu değil. Sendikaların size sahip çıktığından çok daha fazla hakkın Partisi CHP size sahip çıkacaktır. 3. Havalimanı'nda şu anda hapiste olan işçiler var. Hapisteki bütün işçilere CHP grubundan selam ve saygılarımızı gönderiyorum. Aramızda cumartesi anneleri de var. 1995 yılından bu yana diyorlar ki bizim çocuklarımızın mezarı nerede onu gösterin. En azından bayramlarda gider mezarın başında Fatiha okuruz. O günden bu yana Galatasaray Meydanı'nda oturuyor evlerine gidiyorlar sonra.  Niye toplanıyorsunuz diye baskı var."
'EĞER FİLİSTİNLİLERİN HAKKINI SONUNA KADAR SAVUNACAĞIZ DİYORSAN YÖNÜNÜ HALK PARTİSİNE CHP'YE ÇEVİR'
Kemal Kılıçdaroğlu, dış politikada çifte standart yapıldığını savunarak şöyle konuştu:
"Dış politikada bir kural vardır içeride neyseniz dışarı da onu söyleyeceksiniz. Çifte standart yapmayacaksınız. Kudüs başkent olarak ilan edildi İsrail’de. 80 milyon itiraz ettik. Erdoğan miting yaptı hesabını soracağız dedi. Kudüs’te Büyükelçilik açacağız dedi. Aradan bir süre geçti ne oldu. Gitti BM’ye konuştu. Filistin’le ilgili ağzından bir cümle çıktı mı? AK Partiye oy veren kardeşlerime sesleniyorum,  eğer 'Filistinliler böyle kalsın' diyorsan oyunu vermeye devam et. Eğer 'Filistinlilerin hakkını sonuna kadar savunacağız' diyorsan yönünü halk partisine CHP’ye çevir. Filistin topraklarında bu ülkenin  çocukları Filistin'in bağımsızlığı için yatıyor. Dışarıya gidip başka konuşacaksınız içeride ahkam keseceksiniz. Bu çifte standartı gittiğiniz her yerde anlatın. Bunların gerçek yüzü nedir millet görsün."
'NASIL ZAM YAPARSINIZ DİYE ÖFKELENİYOR, SEN NASIL ZAM YAPIYORSUN DOĞALGAZA'
Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin 16 yıl sonra yeni bir ekonomik krizle karşı karşıya olduğunu kaydederek şöyle dedi:
"2001’de bir krizden sonra iktidar oldular. 16 yıldır yönetiyorlar. İstedikleri kanunu çıkarıyorlar bütçeyi çıkarıyorlar. Türkiye 16 yıl sonra yeniden bir ekonomik krizle karşı karşıya. Ekonomik krizin sebepleri ne? Türkiye’nin yönetilememesi. Savruluyor Türkiye, yönetilmiyor. Aşırı borçlandılar. Dünya kadar vergi topladılar yetmedi kim önlerine geldiyse borçlandılar. Faiz yükü aldı başını gidiyor. Tefecilere teslim olan bir iktidarla karşı karşıyayız. Tefecilerin faizi çok yüksek. Tefecinin faizini ödemek için de borçlanıyorlar. Londra’ya gidiyorlar Berlin’e gidiyorlar yeniden bize borç para verin diye. Biz bu krizi aşarız bize nefes alacak para verin diye. Tefeci 'Şartlarımı yerine getirirsen sana borç para veririm' diyor. Bunların döneminde TL ikinci sınıf paraydı. Dolar birinci sınıf. Herşey dolardı. Şimdi TL' ye döneceğiz diyorlar; dön kardeşim. Dolarla yaptığın ihalelileri TL’ye çevir. Çeviremiyor. Mercimekten ete kadar herşeye yağmur gibi zam geliyor. Nasıl zam yaparsınız diye öfkeleniyor. Sen elektriğe, doğalgaza nasıl zam yapıyorsun. Sana bunu esnaf, çiftçi, sanayici sorabiliyor mu, soramıyor. Sadece CHP soruyor. Sorumlu bulacaklar? Kim yapıyor bunları, dış güçler. Yönettiğini söylüyorsun e bu zam yağmuru ne? Kış göreceğiz hep beraber karamsar bir kış geçireceğiz. Ama Mart’ta Allah’ın izniyle bu ülkeye baharı getireceğiz hep beraber."
'KRİZDEN KİM ETKİLENİR? İŞÇİ, EMEKLİ, MEMUR. HALK BU KRİZİN YÜKÜNÜ ÇEKECEK'
Kılıçdaroğlu, Yeni Ekonomi Programı'nı eleştirerek şu ifadeleri kullandı:
"Güven dediler YEP açıkladılar. Neymiş ekonomiyi düzeltecekmişiz. 16 yılda bozdular 1, 3 yılda düzeltecekler. Yüksek enflasyona artık alışacağız. İşsizlik vergiler özelleştirmeler artacak. Devlet fazla faiz ödeyecek ve daha az yatırım yapacak. Türkiye’nin yıl sonuna kadar ödeyeceği borç 26 milyar dolar para ödemesi lazım. Cari açık miktarı 12 milyar dolar. 38 milyar dolar para bulması lazım. Türkiye’de 3 grup var. Saray, saray çevresi ve halk. Saray’da kriz var mı yok. Herşey var. Badem unu badem sütü ejder meyvesi var. Asla ve asla ev kirası yok. Elektrik parası doğalgaz parası yok. Saray’da kriz yok. 'Kriz miriz yok' diyor. Cebindeki dolarlara bakıyor herşey yerli yerinde sürekli artıyor. Buradaki kural ne? Her türlü israfı yapabilirsin her türlü israf itibardır. İsraf haram günahtır. Ama bu israfı itibar olarak görüyor. Bir de sarayın çevresi var. Bunlar sarayın dışında ama sarayın beslemeleri. Dolar ne kadar yükselirse bunların karı da o kadar artar. Krizden kim etkilenir? İşçi, emekli, memur. Halk bu krizin yükünü çekecek. Henüz daha sırtındaki yükü tam hissetmiş değil daha iyi hissedecek. Bütün halkıma sesleniyorum. Yükü sizin sırtınıza yıkacaklar. Bu konuda önümüzdeki günlerde tabloyu net göreceksin. CHP’ye daha fazla kulak verin kardeşim senden bunu bekliyorum."
'KİM STOKÇULUK YAPIYORSA GİT YAKASINDAN TUT,  VATANDAŞ SENİN MUHBİRİN Mİ?'
Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın stokçuluk yapanlara ilişkin ifadelerini anımsatarak şunları kaydetti:
"Kim stokçuluk yapıyorsa onu suçlamaya başlıyor. Ne suçluyorsun kardeşim kim yapıyorsa git yakasından tut. Vatandaş muhbir mi sen görevini yapsana stokçuluk yapan köşeyi dönen senin adamların. Sen zaten dolar baronlarının adamları değil misin. Onların yanında değil misin. Esnafı suçlayacak. Gücü ona yetiyor. Çünkü esnaf korkudan ses çıkaramıyor." 
CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN'A, 10 MCKINSEY SORUSU 
Kemal Kılıçdaroğlu Amerikan danışmanlık firması McKinsey ile anlaşmaya karar verilmesini eleştirerek Cumhurbaşkanı Erdoğan'a bu konuda şu 10 soruyu yöneltti:
" 1. Erdoğan’a göre, yaşadığımız ekonomik krizin sorumlusu dış güçlerdi. Dış güçlerin başında da Amerika ve Trump geliyordu. Peki, krizi aşmak için kimden liderlik istiyorsunuz? Bir Amerikan danışmanlık şirketinden. Bizi batırıyorlar dediğiniz bir ülkenin şirketinden sizi kurtarmasını hangi akılla istiyorsunuz? 
 2. Erdoğan’a göre bunlar, ezanımıza, bayrağımıza saldıranlardı. Peki, ezanımıza, bayrağımıza saldıranlardan para karşılığı yardım istemeyi bu millete nasıl anlatacaksınız? Hangi yüzle bu anlaşmayı yaptınız? Daha acı olanı ise, bu tutumunuz, biz bu ekonomiyi yönetemiyoruz, gelin siz yönetin anlamına gelmiyor mu?
 3. Hazine ve Maliye Bakanlığı bünyesinde Kamu Maliyesi Değişim ve Dönüşüm Ofisi olacak ve bu Ofis’te de 16 bakanlıktan temsilci olacak. Bunların aldıkları her karar, yaptıkları her uygulama, düzenledikleri her rapor üç ayda bir McKinsey tarafından kontrol edilecek. Türkiye’de bunu yapacak kurum, kuruluş ya da şirket yok mu? Bunu içinize nasıl sindirdiniz?
 4.Devletin kozmik odasını FETÖ’ye teslim ettiniz. Şimdi de devletin tüm mali bilgilerini; ezanımıza, bayrağımıza saldıranlara teslim edeceksiniz. Bunu hangi ahlaki temele dayanarak yapacaksınız?
 5. Size Türkiye’de liderlik yapacak olan McKinsey’e, bu işi ihaleyle mi yoksa birilerinin tavsiyesi üzerine mi verdiniz? Tavsiye üzerine verdiyseniz, size bu şirketi kim ya da kimler önerdi?
 6.Bu anlaşmanın tutarı, kapsamı ve süresi nedir? Bunları açıklayacak mısınız? Biliyorum ki açıklayamayacaksınız. Ezanımıza, bayrağımıza saldıranlar bunu biliyorlar ama necip Türk Milleti bunu öğrenemeyecek. Bu tutum aynı zamanda sizin gayrı yerli ve  gayrı millî karakterinizi göstermiyor mu?
 7. Diyorsunuz ki söz konusu danışmanlığın hiçbir icra fonksiyonu ya da yetkisi olmayacaktır. Fonksiyonsuz ve yetkisiz bir şirkete hangi vicdanla milyonlarca dolar para ödeyeceksiniz? Fonksiyonsuz ve yetkisiz bir şirket neden üç ayda bir 16 bakanlığı denetlesin?
 8. Allah aşkına, neyin nasıl tasarruf edileceğini Türkiye’de hiç kimse bilmediği için mi McKinsey firmasından milyon dolarlar ödeyip görüş alacaksınız?
 9. Sevgili Erdoğan 15.03.2015 tarihinde Balıkesir’de yaptığın konuşmada ‘Benim derdim ne biliyor musunuz? Bir anonim şirket nasıl yönetiliyorsa, Türkiye de öyle yönetilmelidir’  diyordun.  McKinsey ile yapılan anlaşma, devleti bir şirket gibi yönetme arzusundan mı kaynaklanmaktadır? Bu anlayış hanedan devlet anlayışı değil midir?
 10.  McKinsey’nin üç ayda bir düzenlediği raporları kamuoyuna açıklayacak mısınız? Açıklamazsanız, ezanımıza, bayrağımıza saldıranlar raporları bilecek ama bizler, 600 milletvekili dâhil, öğrenemeyeceğiz. Bu sizin vatanseverlik anlayışınızı mı yansıtıyor?"
'ANLAŞMAYI İPTAL ET, UÇAĞI İADE ET'
Kemal Kılıçdaroğlu, McKinsey ile anlaşmanın iptal edilmesi vurgusunu yaparak şunları söyledi:  
"Şimdi Türkiye Cumhuriyeti  ekonomisini yönetimini Amerikalılara teslim edeceksin. Milletin önüne çıkacaksın yüzün kızarmadan yerli ve milli diyeceksin. Saraydaki zaata çok açık söylüyorum onur, gurur ve haysiyet sahibiysen anlaşmayı iptal et, uçağı da iade et."

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!