Kentin derdi stil sorunu
Güncelleme Tarihi:
Cengizhan ÇATAL
Oluşturulma Tarihi: Ekim 18, 2007 00:00
Mimarlar Odası’nın düzenlediği "Mimarlık ve Toplum Forumu"nda mimarlık mesleği, toplumu temsil eden diğer meslek gruplarının temsilcileriyle tartışıldı.
Mimarlar Odası Genel Başkanı Nimet Özgönül, uygulanan politikalar yüzünden mimarların mesleklerini tam anlamıyla yapamadıklarını söyledi.
MİMARLAR Odası tarafından düzenlenen Mimarlık ve Toplum Forumu’nda biraya gelen toplum temsilcileri, mimarlık mesleğini, Başkent’in değişen mimari yapısını ve uygulanan yapı politikalarını tartıştı.
"Mimarlığın Sosyal Forumuna Doğru Mimarlık Şenliği" kapsamında düzenlenen panele Mimarlar Odası Yönetim Kurulu Üyesi Emre Madran, Beypazarı Belediye Başkanı Mansur Yavaş, Ankara Hürriyet Yazıişleri Koordinatörü Yaşar Sökmensüer, Avukat Akif Kurtuluş, Tüketici Hakları Derneği Genel Başkanı Turhan Çakar, Eğitimci İbrahim Mınçıoğlu ve Ankara Ticaret Odası (ATO) İnşaat Malzemeleri Satıcıları Komitesi Üyesi Harun Şahin konuşmacı olarak katıldı.
Mimarlar Odası Yönetim Kurulu Üyesi Emre Madran, toplantının amacının mimarlığın toplum tarafından nasıl görüldüğünün ortaya çıkarılması olduğunu belirterek "Bu zamana kadar hep mimar mimara tartıştık. Ancak toplumun bize nasıl baktığını bilmiyorduk. Toplumun bizimle ilgili sorunları ve talepleri nedir? Bunları öğrenmek için toplumu temsil ettiğini düşündüğümüz insanları biraraya getirdik" dedi.
EN BÜYÜK EKSİK STİL SORUNU
Yaşar Sökmensüer de, Ankara’nın bir "kaçırılmış fırsatlar kenti" olduğunu belirterek cumhuriyetin ilk yıllarında Ankara’nın hiçbir yerde bulunmayan boş alanları olduğunu ve bunların planlı bir yaklaşımla düzenlenmediğini söyledi. Sökmensüer, özellikle Demokrat Parti (DP) iktidarından sonra kentin rant ve yozlaşmanın antrenman alanı olduğu vurgulayarak şunları kaydetti: "Cumhuriyetin ilk yıllarında kent planlarıyla güzel şeyler yapıldı. Fakat yozlaşma ve rant kavgası bu planları da kaderine terk etti. Atatürk Orman Çiftliği yağmalandı, Gençlik Parkı harap oldu, meydanlar ve parklar yok edildi. Kentin kimliği değiştirilmeye çalışıldı. Kentin amblemi de, sokak isimleri de bundan nasibini aldı." Uygulanan politikaların bir tarz dayatması olduğununun altını çizen Sökmensüer, stilin sadece mimarlıkta değil her alanda önemli olduğunu anlattı. Sökmensüer, "Stil herşeydir. Saçma şeyleri stille yapmak tehlikelidir. Tehlikeli şeyleri stille yapmak ise sanattır" dedi.
MİMARLAR Odası tarafından düzenlenen Mimarlık ve Toplum Forumu’nda biraya gelen toplum temsilcileri, mimarlık mesleğini, Başkent’in değişen mimari yapısını ve uygulanan yapı politikalarını tartıştı.
"Mimarlığın Sosyal Forumuna Doğru Mimarlık Şenliği" kapsamında düzenlenen panele Mimarlar Odası Yönetim Kurulu Üyesi Emre Madran, Beypazarı Belediye Başkanı Mansur Yavaş, Ankara Hürriyet Yazıişleri Koordinatörü Yaşar Sökmensüer, Avukat Akif Kurtuluş, Tüketici Hakları Derneği Genel Başkanı Turhan Çakar, Eğitimci İbrahim Mınçıoğlu ve Ankara Ticaret Odası (ATO) İnşaat Malzemeleri Satıcıları Komitesi Üyesi Harun Şahin konuşmacı olarak katıldı.
Mimarlar Odası Yönetim Kurulu Üyesi Emre Madran, toplantının amacının mimarlığın toplum tarafından nasıl görüldüğünün ortaya çıkarılması olduğunu belirterek "Bu zamana kadar hep mimar mimara tartıştık. Ancak toplumun bize nasıl baktığını bilmiyorduk. Toplumun bizimle ilgili sorunları ve talepleri nedir? Bunları öğrenmek için toplumu temsil ettiğini düşündüğümüz insanları biraraya getirdik" dedi.
EN BÜYÜK EKSİK STİL SORUNU
Yaşar Sökmensüer de, Ankara’nın bir "kaçırılmış fırsatlar kenti" olduğunu belirterek cumhuriyetin ilk yıllarında Ankara’nın hiçbir yerde bulunmayan boş alanları olduğunu ve bunların planlı bir yaklaşımla düzenlenmediğini söyledi. Sökmensüer, özellikle Demokrat Parti (DP) iktidarından sonra kentin rant ve yozlaşmanın antrenman alanı olduğu vurgulayarak şunları kaydetti: "Cumhuriyetin ilk yıllarında kent planlarıyla güzel şeyler yapıldı. Fakat yozlaşma ve rant kavgası bu planları da kaderine terk etti. Atatürk Orman Çiftliği yağmalandı, Gençlik Parkı harap oldu, meydanlar ve parklar yok edildi. Kentin kimliği değiştirilmeye çalışıldı. Kentin amblemi de, sokak isimleri de bundan nasibini aldı." Uygulanan politikaların bir tarz dayatması olduğununun altını çizen Sökmensüer, stilin sadece mimarlıkta değil her alanda önemli olduğunu anlattı. Sökmensüer, "Stil herşeydir. Saçma şeyleri stille yapmak tehlikelidir. Tehlikeli şeyleri stille yapmak ise sanattır" dedi.