“Kent Konseyi” mi konsolide vaat mi

Güncelleme Tarihi:

“Kent Konseyi” mi konsolide vaat mi
Oluşturulma Tarihi: Ocak 11, 2010 00:00

Ankara’da “yerel demokrasi” için 15 yıldır talep edilen ve ilk toplantısını 2007’de yapan Kent Konseyleri, vadesi uzatılmış “vaat” olarak kaldı. Kurulan Kent Konseyleri “belediye konseyleri”ne dönüştü. Kimi ilçede hiç kurulmadı, kimi ilçede amacına ulaşmadı. Büyükşehir’de ise ‘bilim insanları’ konseyde yer bulamadı.

Haberin Devamı

AVRUPA Birliği uyum yasaları çerçevesinde 2006 yılında kent yönetiminde etkili olmaları için kent konseylerinin kurulmasını öngeren bir yönetmelik hazırlandı. Yönetmeliğe göre bu konseyleri, dernekler, meslek odaları gibi sivil toplum örgütlerinin temsilcileri yönetecek ve belediye yönetimine farklı bir bakış açısı sunacaktı.
Ancak Ankara’da “yerel demokrasi” için 15 yıldır talep edilen ve ilk toplantısını 2007’de yapan Kent Konseyleri, “konsolide (vadesi uzatılmış borç) vaat”e dönüştü.
Kimi ilçede hiç kurulmadı, kimi ilçede amacına ulaşamadı. Büyükşehir’de ise ‘bilim insanları’ konseyde yer bulamadı.
Kent Konseyleri “belediye konseyleri”ne dönüşürken, en büyük eleştiri 11 kişilik yönetim kurulunda başkan dahil 5 üyenin iktidar partisinden olmasına getirildi. Konsey’de 23 meslek örgütünün bağlı olduğu TMMOB bir kişiyle bile temsil edilmiyor.

Haberin Devamı

Kentli değil “uydu” konsey

Ankara Kent Konseyi’ne başkan AK Parti’den Ahmet Arslan seçildi. Yürütme kurulunun beş üyesi böylece aynı partiden isimlerden oluştu:
“Halk Ekmek Genel Müdürü Ali İlkbahar, Gökçek’in eski yardımcısı Seyfi Saltoğlu, Belediye Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Daire Başkanı Ahmet Recep Tekcan, Başkan Gökçek’in oğulları Ankaragücü Bakanı Ahmet Gökçek ve Osman Gökçek’le aynı davada yargılanan Bahadır Gökçe.”
Kent Konseyi ile ilgili tüm soruları, ilgililere yönelttik ve ilginç yanıtlar aldık. İlk olarak konunun birinci muhatabı Ahmet Arslan yanıtladı soruları:
Kent Konseyi kurulduğundan bu yana ne tür çalışmalarınız oldu?
- 10 Ağustos’ta genel kurul toplandı. Daha önce kent konseyi üyeleri bir nevi atamayla yapılıyordu. Fakat yönetmelik değişti, seçimle belirlendi. Genel Kurul’da ben iki yıllığına başkan olarak seçildim. 300’ü geçti üye sayımız. Kent Konseyi’nin ana gayesi, sivil toplumun görüş ve düşüncelerini belediye yönetimine aktarmak. Bunu birebir vatandaşları kabul ederek değil, sivil toplum, dernekler, vakıflar, üniversiteler, parti temsilcileri vasıtasıyla.

Hiç bir parti bize başvurmadı

Bütün siyasi partiler konseyde yer aldı mı?
- Bize henüz hiçbir partiden müracaat olmadı. Bugün Avrupa’ya baktığınızda kent konseyleri belediyeleri yönetiyor. Ama orada oluşan sivil toplum anlayışıyla bizde oluşan sivil toplum anlayışı arasında açıkçası dağlar kadar fark var. İnşallah biz de o noktaya geleceğiz. Mesleki odalar da bize üye gönderiyor. Bir oda bize temsilci gönderdiğinde kabul etmeme gibi bir lüksümüz yok ve nitekim de hemen her odadan temsilci geldi.
Konseyde her meslek odasından temsilci var mı?
- Var tabi ki var. Mimarlar Odası, Şehir Plancıları Odası’ndan temsilciler geldi. Görüş ve düşüncesi fark etmiyor bizim için. Tavsiye kararı alıyoruz biz. Çalışma gruplarımız Ankara için önemli bir konuyu gündeme alır. Yürütme kurulu olarak biz de toplanırız, deriz ki arkadaş şuraya şu kavşağın yapılması gereklidir, diye bir tavsiye kararı alırız. Meclis’e sunarız.

Haberin Devamı

“Mantıklı” solcu arkadaşlar da var

Yürütme kurulu üyelerinin yarısı iktidar partisinden, sizce bu demokratik mi?
- Bu çok yersiz bir eleştiri. Belediyede çalışanlar, herhangi bir sivil toplum örgütünün temsilcisi olamaz mı? Yenimahalle’nin kent konseyi başkanı kim biliyor musunuz? Başkanın kendisi. Çankaya’nın da öyle. Kent konseyi başkanı demek çok şey demek, yönetmelik yetki vermiş direkt genel kurulu toplayabiliyor.
Birşeyi eleştirirken, partisel yaklaşım sergilememek lazım. Bize eleştiri getiren odaların örgütlerin ideolojik değil, gerçek kendi iştigal sahasında görüş belirtmesi lazım.
Yürütme kurulumuzda sol düşünceli arkadaşlarımız da var. Ama mantıklı, gerçekten de bize katkısı olan arkadaşlar, ciddi manada bize yol gösteriyor. Bizim basın yayın daire başkanımız ben daha bunun kadar sivil toplum örgütünde yer almış bir kimse görmedim. Ali İlkbahar, kaç tane sivil toplum örgütünü temsil ediyor. Biz şunda çok iddialıyız, Ankara Belediye Meclisi’ne Ankara Kent Konseyi olarak çok önemli tavsiye kararları sunacağız. Yürütme Kurulu üyelerimin hepsi gerçekten kendi alanlarında başarılı insanlar.”

Haberin Devamı

Demokrasi hep aynı kriterle ölçülmez

KENT Konseyi’ne başkan seçilmesi eleştiri konusu olan Çankaya Belediye Başkanı Bülent Tanık da, soruları şöyle yanıtladı:
“Demokrasi, her daim aynı kriterlerle ölçülebilecek bir şey değil. Seçim demokrasinin ne garantisidir, ne güvencesidir, ne de özdeş bir şeydir. İhtiyaçlar ve kapasiteler, yapabilirlik ortamı önemli. Bunlar demokrasinin uygulanış ve hayata geçiriliş biçimidir.
Başkanlığın doğrudan içinde yer aldığı aktivitelerin çağrıcılığı, yanında veya karşısında her iki boyutta da daha fazla olabilir. Bu bir vesayet ifadesi midir? Vesayet ifadesi olabilir. Vesayetten çıkması nedir? Nasıl sağlanabilir? Bir kurumsal olarak sağlanabilir, bir de uygulamada sağlanabilir.
Kurumsal olarak sağlama açısından bakıldığında belediye başkanının dışında olduğunda genelde belediyelere hem kent konseyiyle olan ilişkilerindeki ilgi, hem de vatandaşın katılım ve o konuya bir sonuç alabilirim duygusuyla göstereceği müdahil olma eğilimi ona göre şekilleniyor.
Başkanlık varsa daha artabilir olmayınca giderek düşen bir katılım oluyor. Yurttaşlarımız veya örgütler kent konseyine katılımı bir belediyeye erişme mekanizması ve derdini söyleme mekanizması olarak algıladıkları için oranın yönetiminde başka bir yapı olduğunda onu daha zayıf ve etkisiz olarak değerlendiriyor.
Konseyi usulen kurmadık.
Biz bunların hesabını kitabını yaptık. Kent Konseyi başkanlığı, Çankaya Belediye Başkanlığı’nın daha üstünde bir iktidar erki değildir. Orayla ilgilenmek ve oranın sorumluluğu düşünülenin aksine yük artıran bir şeydir. Burada izlenecek yol o başkanlığın kent konseyinin önünü açıcı olarak onu geliştirici olarak mı uygulandığı, yoksa kontrol altına almak esir almak gibi amaçlarla mı yapıldığı?
Bu ikincisi yönündeki izlenim ve duyguları taşıyanlar varsa yanılıyorlar. Çünkü Ankara’da kent konseyinin en sivil insiyatifle kurulmasını sağlayan birisiyim. Buna bir örgütlenme mekanizması olarak baktığımızda yıllar sonra ilk defa bir araya gelmiş 350’ye yakın örgütün 500’ün üzerinde temsilcinin ilk defa buluştuğu bir ortamda yapılacak bir seçimin isabetli ve demokratik olmasını düşünmek mümkün değildi. Beraber iş yapma süreci sonucunda ortaya çıkacak güven ve anlayışın kendi örgütlenmesini daha sağlıklı kuracağını düşünüyorum.
Buranın başkanlığıyla ilgili bunu ölünceye kadar uhdemde tutacağım türünde bir niyet ve beklentisi olmasın kimsenin. İlk etapta katılımın bu ölçüde artırabilecek şeyin doğrudan belediye başkanının yöneticiliğini, ilk kurucu başkanlığını yaptığı ve Ankaralı’nın daha çok ilgisini ve katılımını sağlayabileceğini düşündüğümüz için böyle bir şey yaptık. Bizim yürütme kurulunda bir tane belediyeci var mı bir bakın. Şu andaki mevcut yönetmeliğin katılımı gerçekten teşvik edecek ve örgütleyecek bir yapısı yok. Biz bunu geliştirmeye çalışacağız. Biz apartman yönetim toplantısına katılmayan bir toplumuz. Sonuç olarak elbette ki kendi rüştünü ispat etmiş ve kendini çevirebilen, vesayetsiz bir yapı tercih edilendi.

Haberin Devamı

Toplantıya hevesle gitmiştim

ANKARA Kent Konseyi’nin ilk toplantısına çağırılan Başkent Üniversitesi Genel Sekreteri Hayri Öztürk, sonraki toplantılara katılmamış. Konseye ‘inanmadığını’ kaydeden Öztürk,  “İlk toplantıya hevesle gittim. Seyfi Saltoğlu başkanlığında toplandık. Çalışma grupları seçilecekti. Saltoğlu isimler okudu, bir anda ne olduğunu anlamadan gruplar oluşturuldu. Bize ne soran, ne konuşan oldu. Konseyin sağlıklı çalışacağına inanmadığım için bir dahaki toplantıya gitmedim. Zaten arayan soran da olmadı” diyor.

23 meslek örgütü konseyde neden yok

PEYZAJ Mimarları Odası da TMMOB’a bağlı diğer 22 meslek örgütü gibi Kent Konseyi’nde temsil edilmiyor. Bunun sebebini Oda’nın Genel Sekreteri Redife Kolçak’a sorduk:
“Kent Konseyi kurulurken TMMOB’a bir yazı gidiyor ve temsil için bir kişi isteniyor. Bunun üzerine TMMOB bir tüzel kişilik altında 23 meslek örgütünden oluştuğunu ve bir kişilik temsilin söz konusu olamayacağını bildiriyor Kent Konseyi’ne. Kent Konseyi kurucuları bunu kabul etmiyor. İlk kent konseyi toplantısına katılan arkadaşlarımız, sürecin anti-demokratik işlediğini anlatmışlardı. Daha sonra Büyükşehir Belediyesi, TMMOB’un bir kişiyle temsil edileceği yönünde karar çıkarttı. O günden beri de Ankara’daki 23 meslek örgütü Kent Konseyi’nde hiçbir şekilde temsil edilmemektedir.
Kararı halk versin
Ankara’nın geleceği planlanırken kullanılacak kaynakların doğru yerlere mi kullanıldığı konusunda mutlaka karar verici yönlendirici olması gereken Kent Konseyi’nin ne kadar sağlıklı işlediği konusundaki kararı Ankara halkı vermeli. Elektrik Mühendisleri Odası Ankara Şube Başkanı Ramazan Pektaş da “Kent Konseyi’nin oluşumu sürecinde anti-demokratik davranılmıştır. 23 meslek odasının bağlı olduğu TMMOB’dan bir temsilci istenmiştir. Bu kabul edilebilir gibi değildi. Gökçek anlayışı Kent Konseyi’ne de   yansımıştır.”

Haberin Devamı

Belediyeden niye  hesap soralım

GÖLBAŞI’nda da konsey başkanı, belediye başkan yardımcısı Haydar Davuter olurken, “Belediyeden hesap sormak gerektiğinde bu yapılanmayla ne yapacaksınız?” sorumuza verdiği şu yanıt konseyle ilgili görüşleri aslında özetledi: “Belediyeden  niye hesap soralım, biz proje üreteceğiz belediyeye vereceğiz.”
 
İlçelere genel bakış

ETİMESGUT’ta kent konseyi başkanlığını meclis üyesi Ramazan Özışın, Gölbaşı Kent Konseyi’nin başkanlığını da Belediye Başkan Yardımcısı Haydar Davuter yürütüyor.
Çankaya ve Yenimahalle kent konseylerinde de başkanlığı belediye başkanları yürütürken, Sincan Kent Konseyi’nin başkanı kaymakamlar oluyor. Mamak, Altındağ ve Keçiören’de ise kent konseyi kurulma çalışmaları halen devam ediyor.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!