Yerel haber detayda gizliBİR kenti
’keşfetmenin’ en iyi yolu, herhangi bir araç kullanmaksızın bitap düşene kadar o kentin sokak ve caddelerinde yürümektir. Sokak ve caddeler, yürürken sizi ne kadar az yoruyorsa, o kentin hangi
’medeniyet seviyesi’nde olduğunu da kolaylıkla anlayabilirsiniz.
10 Kasım’da Atamız’ı anarken, özellikle
MS Pusu’nun Anıtkabir’deki tören ve ziyaretçilerle ilgili gönderdiği çok sayıda haberi hep birlikte okuduk.
MS Pusu bu haberlerden bir tanesinde, Anıtkabir’deki Aslanlı Yol’da zemindeki taşların arasının neden normalden daha fazla bir aralıkla (5 cm çim boşluğu) döşendiğini anlatmıştı. Taşlar arasındaki açıklığın, ziyaretçilerin Ata’nın kabrine giderken başlarının hep önde olmasını sağladığını, belki birçoğumuz bilmiyorduk.
Bütün dünyanın önünde eğildiği bir liderin kabrine doğru yürürken, elbette kimsenin başı dik yürümesi düşünülemez.
Ancak bir başka gerçek var ki, o da çağdaş bir kentte yürürken başınızın devamlı eğik, gözünüzün her zaman yerde olması da düşünülemez.
Kaldırımdaki otopark
MS Mahmut Baytemir,
MS Bilal Karabulut ve
MS lagos, bu hafta Ankara’nın kaldırımlarına dikkat çeken üyelerimizden sadece bir kaçı..
Haberine
’Yaya kaldırımını yayalara devrediniz’ başlığını atan
MS Mahmut Baytemir, Söğütözü’nde büyük bir otomotiv şirketinin, cadde üzerindeki yaya kaldırımını nasıl bir
’özel otopark’ haline getirdiğini
’çarpıcı bir fotoğraf’ ile gözler önüne serdi.
MS Bilal Karabulut ise haberine,
"Sıhhiye’den Kızılay’a kadar yürüdüğünüzde, hiç de hoş olmayan, ama maalesef alışılan görüntülerle karşılaşırsınız" diyerek başlıyor ve şöyle devam ediyor:
"Önce Ankara Radyosu önünde bulunan yaya kaldırımı üzerine hatalı park etmiş araçlar çarpıyor gözüme.
TRT giriş kartlı araçlara bina önündeki ve altındaki iki otoparkta yer kalmamış, bulvar üzerindeki kaldırıma sağlı sollu park etmişler. Bu kurum personeli ’Acaba servis araçları ile gelmiyor mu işe?’ diye düşünüyorum.
Sebebi ne olursa olsun bu saygın kurumun, aydın personeline bu hatalı davranış yakışmıyor! Sonraki durağımız az ilerideki Ankara Üniversitesi D.T.C.F. önü, buradaki manzara da aynı...
’ADLİYE’ ARAÇLARI BİLE VAR
Fakülte önünde onlarca araç yasağı ihlal etmiş. Araç camları üzerinde Ankara Adliyesinin garaj giriş çıkartmalarını görünce şaşkınlığım daha da artıyor. Abdi İpekçi Parkı önünde bulunan alt geçit çıkışı da araç dolu.
Bir şahıs parkeden araçlardan para topluyor. Belki bir korsan otopark burası. Ama şahıs pervasız, ortalıkta ise protokol yolu olmasına rağmen hiçbir yetkili yok.
Mithatpaşa Caddesi ise tam bir başkaldırı, isyan örneği sergiliyor. Park etmenin yasak olduğunu, hatalı parkeden araçların çekileceğini ifade eden işaret levhalarının tam önüne parkeden araç sahipleri, adeta meydan okuyorlar.
Evet yasalara uymak yurttaşlık görevi, bilinçli insan kendisine yakıştıramaz yasa çiğnemeyi, ama eğitimin yanında mutlaka denetim ve cezanın da olması gerekiyor."
YAŞLI BİR ANNEM VE BABAM VAR
MS lagos da, Tandoğan ile Kızılay arasındaki kaldırımları bakın nasıl anlatıyor:
"Annem ve babam emekli insanlar ve Maltepe’ den Kızılay’a veya Tandoğan’a yürüyüş yapmaları ciddi bir eziyet halini alıyor. Zira kaldırımlar kesme taş, ayakları takılıyor ve düşme tehlikesi atlatıyorlar. Bunu bir kaç kez dile getirmişler, fakat kimseye anlatamamışlar. Ankara Büyükşehir Belediyesi’ne sesleniyorum, her yerin kaldırımını yapıyorsunuz da bu kaldırımları neden göz ardı ediyorsunuz?"
Neden dünya ligindeyizANKARA Hürriyet ve
Sen de Yolla’nın Yazı İşleri Koordinatörü
Yaşar Sökmensüer, geçtiğimiz ay Antalya’da uluslararası bir yerel gazetecilik seminerine katıldı. Burada dünyanın çeşitli ülkelerinden gelen gazetecilerle buluşan Sökmensüer,
’gönüllü kent haberciliği’ kavramını üst düzey yabancı meslektaşları ile masaya yatırmıştı.
Yaşar Sökmensüer bu seminerin ardından Ankara’ya dönüp, diğer ülkelerdeki
’kent haberciliği’ne ilişkin rakam ve uygulamaları
ankara.sendeyolla.com ekibine aktardı. Gururla gördük ki karşımızda duran tablo,
’dünya ligi’nde gönüllü şehir muhabirliğinde ön sıralarda olduğumuzu gösteriyordu.
Başta projenin mimarı olan
Yaşar Sökmensüer olmak üzere, bu başarının altında imzası olan binlerce
"Sen de Yolla" üyesine
Türkiye’yi ve
Hürriyet’i bu başarıya taşıdıkları için ne kadar teşekkür etsek az.
HER KOLDAN RÖPORTAJ
Bu hafta da, ankara.sendeyolla.com’un gönüllü kent muhabiri üyeleri birbirinden güzel haberlere imza attılar.
MS Mavianne’nin bu sayfada okuyacağınız
Ayşe Kulin röportajı,
’dünya ligi’nde üst sıralarda olmamızın binlerce nedeninden sadece bir tanesi.
MS Fatih Karaç’ın Rüzgarlı Sokak’ın aracı firmalarından Aksesuarcı’nın sahibi
Ercan Öztürk ile yaptığı röportaj da, yine keyif ile okuduğumuz bir başka çalışma oldu. Bu röportaj ile Rüzgarlı Sokak esnafının sıkıntılarını, beklentilerini, kısaca
’madalyonun diğer yüzü’nü hep birlikte öğrendik.
Her üyemizin altına
’imza attığı’ binlerce haber, binlerce başarı,
MS Soner İnce’nin dediği gibi
’tarihe düşülen kayıt’, kentli olmanın da, kentini yaşayan gazete olmanın da göstergesi...
Teşekkürler Sen de Yolla...Kızılay’daki o bina ne olacak
ANKARAMIZIN en işlek merkezi olan Kızılay Meydanı’nda, hiç bir şekilde içinde ve dışında inşaat çalışması yapılmayan, sadece önünde Beğendik Mağazası İnşaatı tabelası bulunan o koskoca bina, içler acısı halde duruyor.
Ankaralılar olarak her gün önünden gelip geçtikçe çok üzülüyoruz, çünkü çok yazık oluyor. Milli servet, gün geçtikçe daha da eskiyor. Sanki birilerinin yardım elini uzatmasını beklercesine, susuyor.
Devlet büyüklerimizin oraya el atmasını ve o yapıyı kurtarmalarını istiyoruz. Böylece Ankaramızın o meydanı daha güzel olur, hem de o bina atıl olmaktan kurtulup ekonomimize bir katkı sağlar.
Ben bir Ankaralı olarak Kızılay’ın orta yerinde, yarı bitmiş inşaat halinde duran o koskoca binayı gördükçe kahroluyorum. Sanıyorum, Ankaralılar da benim gibi düşünüyorlardır.
O yapı bu vaziyete durdukça hem görüntü kirliliğine, hem de gelir kaybına neden olmaktadır. Sonuçta Türkiye ekonomisi de zarar görmektedir. Halbuki bina bitirilip faaliyete geçirilmiş olsaydı, bir sürü işsiz vatandaşımız, o yatırımdan bir gelir elde edip yaşamını sürdürebilecekti.
MS sabirliEDİTÖRÜN NOTU:Bizler de ankara.sendeyolla.com ekibi olarak, gönüllü kent muhabiri MS sabirli’nin bu üzüntüsüne ve temennilerine ’gönülden’ katılıyoruz.
Depremde de ’sen de yolla’
ÖNCEKİ gün Bala’da meydana gelen 5.7 şiddetindeki deprem ile bu depremin öncesinde ve sonrasında meydana gelen küçük depremler, kentlileri tedirgin etti. Bu depremi diğer internet siteleri içinde ilk duyuran, yine
ankara.sendeyolla.com’un gönüllü kent muhabiri üyeleri oldu.
Aslında bu habercilik refleksinin bir başka örneğini, geçtiğimiz aylarda sağanak yağış Ankara’da yaşamı felç ettiğinde de yaşamıştık.
DEPREMDEN 8 GÜN ÖNCE SENDEYOLLA’DA
Bu depremde gözümüze takılan farklı bir detayı da, bu köşeden sizlerle paylaşmak istedik. Bala’daki depremden tam 8 gün önce, yani 12 Aralık’ta
MS Soner İnce,
’Ankara’da 2 günde 3 hafif deprem’ başlığı ile Kandilli Rasathanesi’nden aldığı deprem verilerini paylaşmıştı. Verilere göre, Bala’da iki, Elmadağ’da ise bir deprem yaşanmıştı.
Bu depremlerin önceki gün yaşanan 5.7 büyüklüğündeki depremin habercisi olduğunu söylemek, kuşkusuz bizim uzmanlık alanımıza girmiyor. Ancak bir gerçek var ki, gönüllü kent muhabirleri kentlerine dair ne varsa büyük bir titizlik içinde takip ediyorlar.
Fay hatlarını bile..Kuğulu her zaman güzel
FOTOĞRAF sanatçısı
Mehmet Hamurkaroğlu, bu hafta
ankara.sendeyolla.com ailesine katıldı. Zaman zaman
Ankara Hürriyet’te de fotoğrafları yayınlanan
Hamurkaroğlu’nun, özenli çalışmalarını
meha45 rumuzu ile sitemizden takip edebilirsiniz.
Aramıza yeni katılan Ankara tarihi yazarı
Abdülkerim Erdoğan da,
akerim rumuzu ile bizlere kentimizin fazla bilmediğimiz, görmediğimiz tarihi mekanlarını, detaylarını tanıtıyor.
ankara.sendeyolla.com üyesi gönüllü kent habercileri ile gazetemiz Hürriyet’in VIP katında gerçekleştirdiğimiz ilk toplantı daha dün gibi aklımızda. Bu arada ekibimizin, ikinci büyük buluşma için hazırlıklarını sürdürdüğünü de buradan duyurmak istiyoruz.
Polatlı’da dahi dolmuşçu
POLATLI’da dolmuşçuluk yapan Cemil Sucuoğlu, müşterilerin aracın soğuk olduğu yönündeki şikáyetlerine dayanamadı ve kendi icadı olan infrared ısıtıcıyı aracına taktı.
Dolmuşu susuz motor olduğu için sabahları ısıtamayan şoför Sucuoğlu, 220 voltla çalışan infrared ısıtıcıyı, aracındaki 12 volt elektriği 220 volta çevirerek dolmuşu ısıttı.
Dolmuşunda bir de elektrikli priz bulunan kaptan, "Aracımda 220 voltla çamaşır makinesi ve televizyon gibi her türlü aleti çalıştırabilirim" dedi.
MS Mahir YAVAŞBaşkent neden Ankara oldu
ODTÜ Mezunları Derneği, ’27 Aralık
Atatürk’ün Ankara’ya Gelişi’ konulu bir panel düzenleyecek. ’Ankara, İnönü ve Atatürk’, ’Atatürk’ü Ankara’da 21. Yüzyıla Taşımak’ konularının ele alınacağı etkinlik, 27 Aralık 2007 tarihinde saat 18.30’da ODTÜ vişnelik tesislerinde gerçekleşecek. Panelde, Gülsüm BİLGEHAN (22. Dönem Ankara Milletvekili), Uluç GÜRKAN (21. Dönem Ankara Milletvekili) ve Şevket Bülent YAHNİCİ (21. Dönem Ankara Milletvekili) konuşacak.
MS hande2Tek bir kitap bile değerli
GİRESUN’un Bulancak ilçesinde bulunan Yunus Emre İlköğretim Okulu’na kütüphane yapıldı. Kütüphane odası ve raflar hazır. Ancak gercek anlamda bir kütüphane olabilmesi için bir hayli kitaba ihtiyaçları var. Hikaye, roman, OKS kitapları olabilir. Duyarlı Ankaralılar’ın da desteklerini bekliyorum. İnanın miktarı hiç onemli değil. Bir kitap bile, onu okuyacak olan öğrenci için çok değerli olacaktır, emin olun.
e-posta: gokce_529@hotmail.com
MS sanamte