Güncelleme Tarihi:
Ankaragücü, Süper ligin 9. haftasının açılış maçında, Çaykur Rizespor’a 2-0 yenilip, haftayı puansız kapadı. Teknik Direktör Metin Diyadin, yine tribünde takımını yönetirken, cezalı ve sakat oyuncuların çokluğu nedeni ile kadrosu iyice daralan Ankaragücü, sahadan istediği sonucu alamadı.
Kongre süreci nedeniyle yönetim anlamında da belirsizlik yaşayan sarı-lacivertliler, Beşiktaş beraberliğinin morali ile gittiği deplasmanda umduğunu bulamadı.
DEPLASMANDA YÜZÜ GÜLMÜYOR
Çaykur Rizespor ile Ankaragücü arasında oynanan son 3 Süper Lig maçı berabere biterken, bu seri önceki maçla sona erdi.
Ankaragücü, Rize ile deplasmanda oynadığı son 12 Süper Lig maçının sadece birini kazanırken, 8. yenilgisini aldı. 3 maç berabere bitti.
Başkent ekibi tek galibiyetini Mayıs 2005’te 2-1’lik skorla aldı.
Süper Lig’de 4 maçtır sahadan puansız ayrılan Çaykur Rizespor, bu şanssızlığını Ankaragücü önünde kırdı.
aşamıştı (5 maç).
Süper Lig’de geride kalan maçlarda en fazla kurtarış yapan kaleci Korcan Çelikay, bu becerisini Rizespor maçında da sürdürdü.
İKİNCİ YARI DİRENÇ AZALDI
MKE Ankaragücü Yardımcı Antrenörü Hayrettin Aksoy, oyuna çok iyi başladıklarını belirtip, şunları söyledi:
“İlk 20 dakikalık bölümde iki tane net gol pozisyonu bulduk. Oyuna hakimdik. İstediğimiz her şey iyi giderken 20. dakikadan sonra Çaykur Rizespor oynamaya başladığı an penaltından golü buldu. İlk yarının bitimine kadar iki tane daha pozisyonumuz var. İkinci yarıya başladığımızda biraz tempomuz düştü. İlk yarıda oynadığımız futbolu oynayamadık. Direncimiz azaldı. Çaykur Rizespor fark yapabilirdi. Biz oyundan tamamen koptuk.”
KÖTÜ GİDİŞE SON VERDİK
Çaykur Rizespor Teknik Direktörü İsmail Kartal, 6 haftadır kazanamadıklarını, 4 haftadır kaybettiklerini belirtip, şöyle konuştu:
“Kötü gidişe son vermek istiyorduk. Ankaragücü’nü daha önce çalıştırdığım için bütün oyuncuların hepsini yakından tanıyordum. Maçın başından sonuna kadar rakibimize birkaç pozisyon vermemize rağmen çok daha fazla pozisyon ürettik. Haklı bir galibiyet elde ettiğimiz için oyuncularımı tebrik ediyorum. 4 haftadır kaybettiğimiz için taraftarlarımızı üzmüştük. Onları bir nebze mutlu edebildiysek ne mutlu bizlere. Bu üç puanı onlara armağan ediyoruz.”
Sahada neler oldu:
Korcan: Yediği gollerde yapacağı fazla bir şey yoktu. Özellikle ikinci golden sonra, fark daha da açılmadıysa bunda rakip oyuncuların beceriksizliği kadar, tecrübeli file bekçisinin yaptığı kritik kurtarışların da rolü vardı.
Alihan: Mecburi olarak sağ bekte görev yaptı. Hemuzun süre oynamadığından hem de alışık olmadığı yerde görev yaptığından çok aksadı. İlk golde hem ofsaytı bozdu hem de penaltıya sebep oldu. İlk yarıda rakip tükm atakları onun bölgesinden yaptı.
Kulusiç: Geride kalan maçlara bakıldığında alışılagelmiş çizgisinin çok gerisinde bir maç oynadı. Dağınık görüntüsü savunmanın ortasında derin boşluklar oluşmasının yolunu açtı. Topu orta alana aktarma girişimlerinde de basit pas hataları yaptı.
Pazdan: Klasik savunma dörtlüsündeki iki arkadaşı olmayınca, o da Kulusiç gibi maç boyunca zorlandı. Yine de çok önemli hamleleri ile büyüyecek tehlikeleri savuşturdu. Takımda mücadele gücü yüksek oyuncuların başında geldi.
Mehmet Sak: Zaman zaman forma şansı bulsa da bunu iyi değerlendirdiği söylenemez. Savunmada çok aksadı, ikinci yarıda bölgesini iyi kapatamadı. Arkadaşlarından geride kalıp, yaptığı pozisyon hatası sonucunda, takımı kalesinde ikinci golü gördü.
Hasan: Oyunda kaldığı sürede, sağ kanatta hücum ve savunmaya yardım etmeye çalıştı. Ancak Alihan ile uyum konusunda sıkıntı yaşadı. Enerjisini sahaya yansıtamadı, devre sonunda da oyundan alındı.
Kitsiou: Takımın yaşadığı dar rotasyonda, sakat ve cezalı oyuncuların da artması sonrası, orta alanda görev yapmak zorunda kaldı. Belki çok koştu, çalıştı ama kattığı verim yeterli değildi. Savunma yönü de zayıf kaldı.
Faty: Fizik kapasitesi orta alanı çekip çevirmede etkili olmadı. İlk yarıda savunmanın ortasına daha yakın oynadı. İkinci yarı ile birlikte sahada büyük boşluklar oluşmaya başlayınca, hem rakiplerini hem de alanının kontrol edemedi.
Pinto: O da zorunlu olarak orta sahaya kaydırılan isimlerden biriydi. Canla, başla, inatla oynadı. Topu yere indirdi, rakip alana taşıdı, mücadele etti, oyun aklını sahaya yansıttı. Fakat çok yalnız kaldı. Son bölümde yorulunca temposu düştü.
İlhan: Daha önce olduğu gibi maçların kırılma anlarının kritik oyuncusu olmayı Rize’de de sürdürdü. Oyun 0-0 iken, maçın havasını değiştirip, takımın mücadele gücünü yükseltecek iki net pozisyon yakaladı ancak değerlendiremedi.
Orgill: İstediği topları alamadı, rakip savunmanın arasında işini kolaylaştıracak geniş alanlar bulamadı. İkinci yarıda, rakibin tuzağına düşen arkadaşlarının uzun ve havadan top kullanmaları nedeniyle, neredeyse topla hiç bulaşamadı, kaleyi göremedi.
Aydın: İkinci yarının başında oyuna dahil oldu. Topla oynamayı ancak mücadele etmeyi fazla sevmeyen bir yapısı olduğundan, onun sahaya girişinin ardından takımn enerjisi daha da aşağı indi. Top kayıpları yaptı.
Alper, çok kısa süre oynasa da iki kez ceza alanı içinde topla buluşma fırsatı buldu. Ahmet, oyuna ısınmadan maç bitti.