Kaygıya kapılmayın tedbire odaklanın

Pandemi sürecinin uzamasıyla kaygıların arttığını ve psikoloji bağışıklığın düşmeye başladığını belirten Tasmimi, “Öksürdüm, korona mıyım?’, ‘biraz boğazım ağrıyor korona mı olacağım?’ gibi varsayımlar yerine bireysel tedbirler yerine getirilerek günlük yaşamın devam etmesi gerekiyor” diye konuştu. Tasmimi, koronavirüs kaynaklı kaygıların nedenlerini ve başa çıkmanın yollarını şöyle anlattı:

KENDİ STRATEJİLERİNİZ GELİŞTİRİN

“Kaygının oluşmasında en belirleyici faktör; ‘belirsizlik algısı’. Hastalığın nasıl, nereden, ne şekilde bulaşabileceğini bilmemek insanları strese sokuyor. Bu stresle başa çıkmak için stratejilerimizi geliştirerek kaygımızı kontrol etmeliyiz. Bu süreçte öncelikle başka insanlar değil, odak noktamız kendimiz ve kendimiz için alabileceğimiz tedbirler olmalıdır. Hasta gibi hissetmemizin nedeni psikolojik olabilir. Sürekli hastalık, virüs, ölüm gibi düşünceleri zihninizde tekrar ederseniz o derece psikolojik bağışıklılığınız düşer ve kendinizi hasta hissedersiniz.

SOSYAL MEDYAYI DİKKATLİ KULLANIN

Bu yüzden akşamları sürekli haberlerde, ölüm, vaka, tedavi, felaket gibi cümleleri takip ederseniz bilinçaltınıza hemen işlemiş olursunuz. Kontrolden çıkmış bir kaygı yaratmak strese sürekler insan. Sosyal medyanın sıklıkla kullanılması ve kişilerin koronavirüs hakkında doğru yanlış birçok bilgiye maruz kalması bireylerin psikolojik olarak ‘eyvah bende hasta mıyım?’ diye düşünmelerine sebep oluyor.”

HASTALIK SAKLANMAYA BAŞLANDI

“Benim son zamanlarda en çok dikkat ettiğim şey, hasta olan insanların hasta olduklarını saklamalarıdır. Bunun nedeni de ‘sosyal damgalanma’ yani ‘koronavirüs etiketlenmesi’ dediğim kavramdır. Yaşanılan korku, dışlanma, yalnız kalma korkusu, sevilmeyeceğim düşüncesi, suçluluk duygularının eşlik etmesiyle beraber insanlar kabul görememe algısıyla koronavirüse yakalandıklarını saklama gereği duyuyorlar. Bu hem toplum hem birey sağlığı açısında yanlış.”