Oluşturulma Tarihi: Haziran 18, 2011 00:00
Tüm Türkiye’de olduğu gibi Başkent’te de yaklaşık 850 bin öğrenci dün karne sevinci yaşadı. Uzmanlar ise ailelere karneye yansıyan notlar konusunda uyarılarda bulundu.
İLKÖĞRETİM ve ortaöğretim okullarındaki yaklaşık 16 milyon öğrenci karne heyecanı yaşarken, Ankara’da da ilköğretimde 583 bin 701, ortaöğretimde ise 271 bin 101 öğrenci karne aldı. Uzmanlar ise ailelere karneye yansıyan notlar konusunda uyarılarda bulundu.
Uzun süren eğitim maratonunda derslerle, sınavlarla yorulan öğrenciler üç ay yaz tatili yaparak, bol bol dinlenme fırsatı bulacak.
Karnedeki kırık notlara karşı ailelere uyarılarda bulunan Psikolog İlkim Öz Tan, çocuğa ve olaylara sorun odaklı değil çözüm odaklı yaklaşılması gerektiğini söyledi. Kötü karnenin sadece bir sonuç olduğunu belirten Tan, şöyle devam etti:
Çocuğunuzu kıyaslamayın
“Çocuğunuzu bu sonuca iten nedenleri iyi araştırın. Çocuğun gizli öğrenme ve algılama güçlüğü, hiperaktivite, sosyal fobi, özgüven eksikliği gibi rahatsızlıklarının olup olmadığını öğrenin. Uzmanlardan yardım alarak neler yapılabileceği konusunda bilgiler alın. 15 gün boyunca birlikte program yapın fakat sakın ha derse boğmayın. Hele ders açığını kapatsın diye hocaları eve yığmayın, dershane kapılarında sıraya girmeyin. Eğlenmesine, dinlenmesine izin verin. Hatta birlikte bir şeyler yapın. En önemli konu ise çocuğunuzu asla yaşıtları ya da kardeşleriyle kıyaslamayın. Çocuklarda bu durum ters algıya neden olabiliyor.”
Mucize karneleri birlikte aldılarLÖSEMİYE karşı yaşam savaşını kazanan çocuklar da karnelerini aldı. Özel LÖSEV İlköğretim Okulunun 2010-2011 eğitim öğretim yılı “Mucize Karneleri Birlikte Verelim” yıl sonu töreni, Ankara Devlet Tiyatrosu Akün Sahnesi’nde yapıldı.
Özel LÖSEV İlköğretim Okulunda her şeyin çocuklar için olduğunu belirten Okul Müdürü Zehra Saraçer, “Okulumuzda bilimin ve
Atatürk’ün aydınlattığı yoldan yürümek esastır” dedi. Okullarında eğitim gören çocukların yaşama büyük bir zafer kazanarak başladığını vurgulayan Saraçer, “Çünkü en iyi öğretmen, hayattır ve bizim çocuklarımız o öğretmenden çok büyük ders alarak başlarlar. Her biri bir kahramandır. Lösemi canavarıyla karşılaşmış, onunla savaşmış ve onu yenmiştir” diye konuştu.
Okullar da karne aldıAnkara Milli Eğitim Müdürlüğü de 2009 yılı ÖSS sonuçlarına göre, Türkiye’deki tüm okulların “karnesini” çıkardı. Sayısal puan türüne göre ilk 100 okul arasında 58 fen lisesi yer alırken, 33 özel okul ile 9 Anadolu lisesi ilk 100’e girmeyi başardı. Üniversiteye giriş sınavı sonuçlarına göre, Türkiye’nin “en iyi karneye sahip okulu” Ankara Fen Lisesi olurken, Anadolu liseleri arasında İstanbul Lisesi birinciliği elde etti.
Öğrencilerin başarı mutluluğu
MAMAK’ta zihinsel engelli öğrencilere eğitim veren Hurin Yavuzalp İş Okulu’nda karnelerini alan öğrenciler, mutluluklarını öğretmenleriyle paylaştı. Okulun 2. sınıfını tamamlayıp, 3. sınıfa başlayacak öğrencilerinden olan Addulkadir Akar, karnesinde hiçbir zayıf notun olmadığını belirterek, bu mutluluğunu akrabalarıyla paylaşacağını dile getirdi. Akar, karne hediyesi olarak ailesinden dizüstü bilgisayar istediğini belirterek, yaz tatilinde okulu ve arkadaşlarını çok özleyeceğini ifade etti. Öğrencilerin ardından konuşma yapan okul müdürü Yusuf Yoleri, her şeyin karşılıklı olduğunu kaydederek, “Size bazı şeyleri vermiş olabiliriz, ama bazı arkadaşlarınız da bize çok katkıda bulundu. Teşekkür karşılıklı olmalı. Sizlerin bize teşekkür ettiğiniz gibi, biz de bu arkadaşlarınıza teşekkür ediyoruz” diye konuştu.
Hediye çiçeklerle bilgisayarlı kütüphane2010-2011 eğitim öğretim yılının son gününde Ulaştırma Bakanı Mehmet Habib Soluk ,Mamak Çağrıbey Anadolu Lisesi öğrencileri yalnız bırakmadı. Öğrencilerin karnelerini Mamak Belediye Başkanı Mesut Akgül ile birlikte dağıtan Bakan Soluk, zayıfı olan öğrencileri teselli etti. Bakan Mehmet Habib Soluk, bakanlık görevine getirildiğinde hediye edilen çiçeklerin satışından kazandığı gelirle Mamak’ta Çağrı Bey Anadolu Lisesi’nde kurulan altı bilgisayarlı kütüphane’nin de açılışını gerçekleştirdi.
Törende yaptığı konuşmada yaşamın inişli çıkışlı olduğunu, çekilen acıların insanı şekillendirdiğini ifade eden Soluk, bu çağdaki gençlerine çok şanslı olduğunu söyledi. Soluk, “Ben bir köyde doğdum. Bu zamanlarda ya koyun ya kuzu güdüyordum. Ham deri çarık giyerdik. Yağmur yağınca 45-50 numara, güneş çıkınca 36-37 numaraya dönüyordu” dedi.