Güncelleme Tarihi:
Ankara’da yaşayan Emine Demirci’ye, 2018’de Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Cerrahi Onkoloji Bölümü'nde meme kanseri teşhisi konuldu. Hastalığın ilerlemesi nedeniyle 2019'da ameliyat olan ve sağ memesi alınan Demirci, hastalığı yenmesine rağmen psikolojik olarak çok etkilendi. Demirci, geçen yıl temmuz ayında karın bölgesinden doku alınarak gerçekleştirilen meme onarma operasyonuyla hastalığın psikolojik etkisinden de kurtuldu. “Ameliyat olduktan sonra psikolojik olarak çok etkilendim. Şimdi çok mutluyum” diyen Demirci, şunları söyledi:
ŞU AN ÇOK MUTLUYUM
“Bir kadının hangi uzvu olursa olsun, kadın için bir aksesuardır. Aslında bu ameliyata ilk başta sıcak bakmıyordum ama hocalarımın verdiği güvenle ameliyat olma kararı aldım. İyi ki olmuşum. Şu an çok mutluyum. Kaybolan aksesuarınız yerine gelmiş gibi hissediyorsunuz. Ayrıca insanların size bakış açıları da değişiyor. Mesela ameliyat olduktan sonra ilk dışarı çıktığımda insanlar bana göz uçlarıyla direkt o bölgede çukurluk olup olmadığına bakıyordu. Bu, meme kanseri hastalarını aşırı derecede rahatsız eden bir durum. O yüzden de onun yerine gelmesi büyük bir mutluluk.”
KENDİ DOKUSU ÖNEMLİ
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Savaş Serel, meme kanserinde öncelikli tedavinin memenin alınması olduğunu, bazı hastalarda yayılım varsa lenf bezlerinin de alındığını söyledi. Emine Demirci'de hem meme hem lenflerin alındığını, ardından da meme onarımı yapıldığını belirten Serel, şu bilgileri paylaştı: “Meme onarımı yaparken ya silikon implantları ya da hastanın kendi dokularını kullanıyoruz. Özellikle bu hastamızda olduğu gibi hastanın lenf bezleri de alındıysa hastanın kendi dokusunun kullanılması çok önemli. Biz hastamızda kendi karın dokusunu serbest doku nakli dediğimiz mikro cerrahi yöntemle meme bölgesine taşıyarak yeniden meme oluşturduk. Bunu yaparken aynı zamanda o bölgedeki lenf bezlerini de koltuk altına transfer ederek hastanın lenf-ödem riskini belirgin olarak azaltmış olduk.”