Kangal sevdalısı aile kurtları da kurtardı

Güncelleme Tarihi:

Kangal sevdalısı aile kurtları da kurtardı
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 22, 2007 00:00

Haymana İlçesi Oyaca Kasabası’na yerleşen Kanlı, çiftliğinde Kangal yetiştiriyor. Kendisi gibi öğretmen olan eşi Yasemin Kanlı ile birlikte Oyaca’da bir çiftlik kuran Onur Kanlı, çiftlikte Kangal, Akbaş, Kars Çoban ve Türk Mastif ırkı köpekler besliyor.

KIBRIS’ta doğan ve üniversite eğitimi için Ankara’ya gelen Onur Kanlı, köpek sevgisi sebebiyle öğretmenlik mesleğini bırakarak köpek yetiştirmeye başladı. Kendi oluşturduğu proje çerçevesinde sürü sahiplerine kangal dağıtan Kanlı, böylece sürülerin korunması için kurtların zehirlenerek öldürülmesinin önüne geçti.

Haymana İlçesi Oyaca Kasabası’na yerleşen Kanlı, çiftliğinde Kangal yetiştiriyor. Kendisi gibi öğretmen olan eşi Yasemin Kanlı ile birlikte Oyaca’da bir çiftlik kuran Onur Kanlı, çiftlikte Kangal, Akbaş, Kars Çoban ve Türk Mastif ırkı köpekler besliyor. Her şeylerini bir kenara bırakarak Haymana Ovası’nda yaşamlarını sürdüren Kanlı çifti, altı yaşlarındaki kızları Doğa ile birlikte köpek sevgisini yaşıyor.

Kanlı ailesinin kurduğu çiftlikte 100’ün üzerinde köpek ve 200 koyun ile 50 keçi bulunuyor. Kanlı "Kangal Köpeklerinin Geleneksel Hayvancılıktaki Rolünün Devamlılığının Sağlanması ve Yaban Hayatın Korunması" isimli bir proje oluşturdu. Projeyi kendi çabalarıyla hayata geçiren Onur Kanlı, daha sonra 2004 yılında Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı Çevre Fonu’ndan aldığı destekle çiftliğinde yetiştirdiği Kangalları sürü sahiplerine dağıttı. Yöre halkı Kangal gibi yetenekli koruma köpekleri olmadığı için silah ve zehir kullanarak kurtları öldürerek sürülerini koruyordu. Kanlı, bu yöntemle kurtların nesillerinin azalmasını ve doğal hayatın zarar görmesini engellemeye çalıştı.

KIBRIS’IN SICAĞINDAN ANADOLU’NUN BOZKIRINA

Kıbrıs’ta doğan Kanlı, ODTÜ Eğitim Fakültesi İngiliz Dil Eğitimi bölümünü okumak üzere Ankara’ya geldi. Üniversite yıllarında bir çift Kangal besleyen Kanlı’nın Kangal sevdası da bu yıllarda başladı. Mezun olduktan sonra Ankara’da öğretmenlik yapan Kanlı’nın Kangallara olan ilgisi öğretmenliğinin önüne geçti. Köpek sevgisi giderek artan Kanlı, Haymana’nın bozkırına yerleşerek 1987 yılından beri Oyaca Kasabası’nda başta Kangal olmak üzere saf ırk çoban köpekleri yetiştiriyor.

YENİ BİR KAPI AÇTIK

Şehir hayatını bırakıp kasabada yaşamaya başlamalarıyla sosyalliklerini kaybetmediklerini söyleyen Kanlı, "Bizim buraya yerleşmemizle birlikte dostlarımıza, arkadaşlarımıza yeni bir kapı açtık, doğanın kapısı. Dostlarımız, arkadaşlarımız tatillerde sürekli geliyorlar, bizleri ziyaret ediyorlar. Hayvanlarla ilgileniyorlar, isteyip de şartlar gereği yaşayamadıkları hayvan sevgisini bu çiftlikte yaşıyorlar" dedi.

Kanlı, kurduğu çiftlikte saf ırk Kangalları üretirken, bir yandan da bu hayvanların doğal ortamda yaşamlarını, hareketlerini gözlemlemek için koyun ve keçilerden oluşan bir sürü oluşturdu. Kanlı, çiftliğinde Kangalların yanı sıra Akbaş, Kars Çoban Köpeği, Türk Mastifi ve Türk Tazıları da yetiştiriyor. Kanlı’nın bir hedefi de Türk Çoban köpeklerini dünya literatürüne sokmak. Çünkü dünyada ayrı ayrı birer ırk olarak kabul edilmesi gereken Türk Çoban köpekleri, Anadolu Çoban Köpeği olarak biliniyor. Kanlı, Kangal, Akbaş, Kars Çoban köpeklerinin birbirinden ayrı birer ırk olduğunu söylüyor.

Son yıllarda köylünün ekonomik sıkıntılar da yaşadığını söyleyen Kanlı, kendilerinin de zaman zaman ekonomik sıkıntı çektiğini söyledi. Kanlı, köpeklerin bakımlarının zor, masraflarının çok olduğunu anlatırken, sponsor bulunduğu taktirde, projenin daha hızlı ve rahat bir şekilde yürütülebileceğini ifade etti.

Ögretmenlikten vazgeçti

KANLI, çocukluğundan beri hayvanlarla uğraşmak istediğini ifade ederek şöyle konuştu: "Öğretmenliği seçmemdeki amaç Kıbrıs’a döndükten sonra yarım gün öğretmenlik yapmak, yarım gün hayvanlarla uğraşmaktı. Fakat Kangallarla tanıştıktan sonra buraya yerleşmeyi düşündüm. Kangallarla Kıbrıs’ta bir hayat olamazdı, çünkü Kıbrıs çok sıcak bir iklime sahip. Kangallar ise soğuk sayılabilecek bir iklimde daha rahat yaşıyor. Öğretmenlik ve çiftlik hayatı birlikte yürümüyordu, ikisini de tam olarak yapamıyorsunuz, bu yüzden daha çok sevdiğim hayvanlara döndüm ve köyde yaşamaya karar verdim."
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!