Kafamız karıştı

Güncelleme Tarihi:

Kafamız karıştı
Oluşturulma Tarihi: Ocak 04, 2008 00:00

Kırmızı siyahlı takımın tecrübeli file bekçisi Gökhan Tokgöz, kısa dönemde sık sık yaşanan antrenör değişikliklerinin, takımı olumsuz yönde etkilediğini belirterek, "Ayrı sistemlerde kafamız karıştı" diye konuştu.

LİGİN ilk yarısının bitimiyle birlikte teknik direktör Bülent Korkmaz’ın raporu doğrultusunda Gençlerbirliği ile yolları ayrılan Gökhan Tokgöz, takımın kötü gidişiyle ilgili olarak, "Enerjimiz eksik kaldı. Sezon başında iyi yükleme yapılmadığını düşünüyorum" diye konuştu.

Futbol Federasyonu’nun yayın organı "Tam Saha" Dergisine konuşan Gökhan, Gençlerbirliği’nin bir oyun anlayışı olduğunu, bunun altında futbol oynayamayacağını ileri sürerek, "Mücadele için güç lazım, enerji lazım, bunlar eksik kalmıştı" dedi. Teknik direktör konusundaki istikrasızlığın takımı olumsuz etkilediğini belirten tecrübeli kaleci, "Bizim kiminle çalışacağımızı yönetim belirler. Bize de uyum içinde çalışmak düşer. Ama teknik adamların sık sık gidip gelmesi bizler için zor oluyor. Ayrı sistem, ayrı çalışma programları. Bazı şeyler karıştırıyor. Bunun sıkıntısını yaşadık" ifadelerini kullandı.

Pilot olmak isterdim

Futbolcu olan babası Cahit Tokgöz’ün izinde yürüdüğünü ancak başta asla kaleci olmayıdüşünmediğini dile getiren Gökhan şunları söyledi:

"13 yaşıma kadar beni, babam çalıştırdı. O dönem, Merzifon Yeni Çeltekspor altyapısına girdim. Zaman geçirmek için uğraştığım futbol, zamanla mesleğim haline geldi. Stoper veya santrfor olmayı isterdim. Mahalle maçlarında santrfor oynardım. Büyüklerim "kaleye geç" derdi, kavga eder yine de geçmezdim kaleye. Bir de pilot olma hayalim vardı o zamanlar. Sonrasında ise topun peşinden koşmanın, benim için olmadığını öğrendim ve kaleye geçtim."

"Sırasıyla, Yeni Çeltek, Merzifonspor, Boluspor, Y.Yozgatspor ve Gençlerbirliği’nde oynadım. Şampiyonluğu ve devamında küme düşmeyi Yozgat’ta yaşadım. Orada birçok hedefime ulaştım. Şampiyonluk, Ümit Milli Takım’a çağırılmak, Süper Lig’de oynamak. Hepsi benim için çok anlamlıydı. 4 Nisan 2006’da oynadığımız Galatasaray maçından sonraki eleştirileri asla unutamam. Söylenen her şeyden utandım. Birileri reyting uğruna insanları karalamaya yer arıyor, boş işleri kovalıyor. Maçta, penaltı atılmadan önce Necati’yi şaşırtmak için köşeyi gösterdim. Akşam spor programlarını seyredince, şaşıran ben oldum. İnsanların kötü niyetlerine hayret ettim. İnsanlar futbolu izlesin, zevk alsın, yorum yapsın. Ama bir şey söylerken, kendini karşısındakinin yerine koysun, empati yapsın."

Hedefim A Milli Takım

"Amatör kümede oynarken arkadaşlarıma, "Ümit Milli Takım’da oynayacağım bir gün" demiştim ve gülmüşlerdi. O zaman hedefimi o kadar tutmuştum. A Milli deseydim belki de şimdi orada oynuyor olacaktım. Tabii ki hedefim, A Milli Takım’da yer almak. Bir de Arjantin’de Boca Juniors’da oynamak isterdim. Oradaki seyirci atmosferini solumayı çok arzu ediyorum. Peter Schmeichel hayranıydım. Şimdi oğlunu izliyorum. Kasper Schmeichel da iyi bir kaleci olacak. İnönü Stadı’nda Beşiktaş’ı uzatmalarda 4-3 yendiğimiz Türkiye Kupası maçını unutamam. Bir de Boluspor’da oynarken Yozgatspor’la karşılaşmıştık. O maçta omzum çıkmıştı. Üç oyuncu değişikliği hakkı bitmişti ve ben santrfora geçmiştim. O maçı da 3-2 kazanmıştık."
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!