MS Şule KUZEY
Oluşturulma Tarihi: Aralık 22, 2006 00:00
Ankara Hürriyet’in, Uçan Süpürge ve gönüllü şehir muhabirlerimizle gündeme getirdiği "Başkent’te kadın sürücü olmak" ile ilgili haberlerimiz büyük yankı uyandırdı.
Yine "bayan-hanım/kadın" söylemi ile ilgili başlattığımız tartışma da...
Ankaralı kadınlardan gazetemize ve
ankara.sendeyolla.com sitemize gelen bazı iletiler şöyle:
KADIN HATTI ŞART Gazetenizde gündeme getirdiği "Alo Kadın Sürücü Hattı"nın çok yararlı olacağına inanıyorum. Çünkü kadınlar hem kullandıkları araçta, hem de bindikleri vasıtalarda tacize, kötü muameleye maruz kalabiliyor. Bunu şikayet edebileceğimiz ayrı ve yetkili bir telefon numarası oluşturulmalı. Başkent bu konuda örnek olmalı.
Serpil ÖZTÜRK
KIRMIZI IŞIK TERÖRÜ Ne zaman kırmızı ışıkta dursak, bazı erkek sürücüler ya bakışla özellikle de klakson çalarak kadın sürücüleri rahatsız ediyor. Kadın sürücüyü trafikte sıkıştırmak ise gündelik taciz. Sanki
trafik tıkanıklığının sorumlusu kadınlar.
Seren YILMAZ
DAR ŞAŞKINLIKLAR
Ankaralı kadın taksici Hacer Çakır’ın anlattıkları aslında herşeyi açıklıyor. Taksisine binen erkeklerden bazıları hemen inmiş. "Pardon ben taksi sandım" diyerek. Taksinin direksiyonunda kadın sürücü görünce, gözlerine inanamıyorlar. Kadın her mesleği yapabilir. Otomobili çok güzel kullanabildiği gibi. Artık 21. yüzyılda bu saf, dar şaşkınlıkların yeri olmamalı bence.
Tülay UĞUR
LUNAPARK SÜRÜCÜLERİ Kadın sürücüleri panikletmeye çalışmak, bazı erkeklere sanırım sadistçe bir haz veriyor. Aniden sıkıştırmak, önüne kırmak, korna çalmak onları mutlu ediyor sanki. Artık biraz büyüyün lütfen. Trafik lunaparktaki çarpışan araba pisti değil.
Hatice SARIOĞLU "Kadın" sözcüğü adamın karşılığı
BEN ODTÜ mezunu bir bayan petrol mühendisiyim. Mezuniyet işlemlerim için ODTÜ’ye taşındığım günlerden birinde; hürmetle andığım hocam Melih Oskay bana ;"Dün gece yemekte gözlerim seni aradı. Neden gelmedin?" diye sormuştu. Meğer arkadaşlar bir mezuniyet yemeği vermişler ve sınıflarının tek kız öğrencisini haberdar etmeyi unutmuşlar!
Yine partizanlık, torpil, rüşvet ve cins ayrımının en üst seviyesinde olduğu o günlerde, her kapıdan çevrilirken ve bunun acısını yaşarken; aynı zihniyet "Kızları erkek mesleğine alırsanız, böyle olur. Mühendislik yapmayacaklarsa niye o sıraları işgal ederler!?" diye arkamdan dedikodu yaparmış.
Yine daha sonraları; mühendis olarak çalışırken, kendisinden önce kıdemli olduğum bir erkek arkadaş; "Bir aile babasının yerine seni kıdemli yaptılar" diye bağırmaya yakın bir tonla yüzüme haykırmıştı.
Ben memur çocuğuyum ve hayatım Anadolu’da geçti. Geri kalmış zihniyetin "kadııın!" tabirinin hangi aşağılamaları içerdiğini çok iyi bilirim. Yukarıda size kısaca hikayesini anlattığım insanlar da hep eşitlik, sömürü vs. laflarını kullanırlardı. Ne yazıkki kadın ve genel anlamda insan hakları; içerikte, zihniyette, uygulamada varsa, gerçektir.
ADAM SPORCU DEMİYORUZKelimelerin yaşıyan anlamını bile bilmeyen iddialarla değil. Acaba kaç kadın; alışverişe girdiği markette; kasadarın "Kadın, kadın; para üstünü unuttun!" diye arkasından seslenmesini ister?
Son bir nokta olarak belirtmek isterim ki; ’kadın’ kelimesinin karşılığı ’adam’ dır. ’Erkek’ kelimesinin karşılığı da ’kadın’ değil ’dişi’dir.
İngilizce konuşulan tüm ülkelerde de tüm resmi evrakı dişi ve erek kelimesine denk gelen ’female’ ve ’male’ olarak doldurursunuz. Bu o insanların alışık olduğu bir ifadedir. Resmi formlarda ’kadın kelimesi’ elbette bizim alışkanlıklarımıza daha uygundur. Ancak toplumsal olaylarda; örneğin ’adam sporcu’ kelimesi hoşunuza gidiyorsa, ’kadın sporcu’ kelimesini de içinize sindirebilirsiniz! Lütfen artık kelimelerle oyunu bırakıp, içeriğe dönelim.
n Mine ŞENYOLCU
Toplu taşıma yöneltti
Sayfalarımıza renkli, sevecen muhalefeti, Ankaralı çizimleri ile renk katan karikatür sanatçısı okurumuz Pınar Büyükgüral da trafikte kadın sürücünün karşılaştığı sorunlardan yakınıyor: "Trafikte yaşadığım sorunları karikatürize ederek katkıda bulunmak istedim. Trafikte kadın sürücü olmak iki kat cesaret isteyen bir şey bence. Çünkü yaşanılan sıkıştırılma ve taciz olayları beni araba kullanmaktan soğutup toplu taşım araçlarına yöneltti. Özellikle şehir merkezine inmek için kullandığımız Eskişehir Yolu tam bir ölüm yolu. Dolmuşlar, hız yapan gençler (özellikle Bilkent kavşağı) bitmek bilmeyen kazılar, eksik uyarılar, yola fırlayan yayalar nedeniyle sürekli heyecan yaşamaktansa otobüse binmeyi tercih ediyorum (ki bu da ayrı bir çizim konusu...)
Bayan değil kadın
KADINLARIN bayan, hanım denilerek ayırt edilmesini Ankara Hürriyet gazetesi gündeme getirdi. Sonuna kadar destekliyorum. Bay başbakan demiyoruz ama Çiller bayan başbakan diye anılmadı.
Kadın kadındır erkek erkek. Erkeği bey, bay diye yazmıyorsak niye kadını hanım bayan diye yazıyoruz? Biz kadınız lütfen öyle yazınız! Sabiha Gökçen ta o devirlerde ilk KADIN pilot diye anılır. Hatırlayınız.