Kadın gerçeğin peşine düşerse

Güncelleme Tarihi:

Kadın gerçeğin peşine düşerse
Oluşturulma Tarihi: Mart 04, 2011 00:00

Kimsenin dikkatini çekmedi ama geçtiğimiz Pazar günü dağıtılan Oscar Ödülleri’nde dokuz yıl sonra bir ilk yaşandı.

In A Better World filmiyle Susanne Bier “En İyi Yabancı Dilde Film” dalında ödül alan ilk kadın yönetmen oldu.
Bu ödülü en son 2002’de Caroline Link, Afrika’da Bir Yerde filmiyle (Nowhere in Africa) almıştı.

Yılın ‘şanslı bağımsız’ı

Geçen yıl bir kadının ilk kez “En İyi Yönetmen” dalında Oscar alması elbette bir şeyi değiştirmedi ve bu yıl belgesel ve kısalar dahil yalnızca yedi kadın yönetmen aday gösterildi.
Bunlardan biri de bu hafta Türkiye’de gösterime giren Gerçeğin Parçaları (Winter’s Bone) filmiyle Debra Granik’ti.
Gerçeğin Parçaları, “En İyi Film” başta olmak üzere toplam dört dalda Oscar’a aday olarak yılın ‘şanslı bağımsız kontenjanı’ndan listelerdeki yerini aldı.
“Şanslı bağımsız” kontenjanı yeni bir şey değil aslında.
Akademi’nin 2000’lerle birlikte bağımsız sinemanın yükselişine karşı koyamaması ve en az bir bağımsız filmi aday göstermesiyle hayatımıza girdi.
Öykülerinin yüksek bütçeli filmlerden daha gerçekçi olmasıyla “senaryo”, oyuncuları genelde tanınmamış, kıyıda köşede kalmış, dolayısıyla Akademi için yeni ve etkileyici olduğu için “oyuncu” dallarında aday gösterilen bu filmler “En İyi Film” kategorisinin geçen sene 10 filme çıkmasıyla birlikte bu dalda da yerlerini almayı başardılar.
Düşük bütçeli filmlerin isimlerini geniş kitlelere duyurabilmeleri açısından bu bir başarı elbette ama hepimiz biliyoruz ki bu adaylıklar Amerikan sinemasının ne kadar ‘çeşitli’, ‘renkli’ olduğunu göstermek için bir isimden ibaret kalıyorlar.
Ödüller açıklanırken de bu isimler “keşke alabilse”den öteye geçemiyorlar.
Bu yıl Gerçeğin Parçaları’nın kaderi de pek farklı değildi.
Her ne kadar aday filmlerin pek çoğundan, kadın oyuncu dalında da estetikleriyle oyuncudan çok bir oyuncağa dönüşen Nicole Kidman ve Annette Bening’den daha iyi olsa da filmin şansı çok düşüktü.
Eli boş dönmesine şaşırılmayan filmlerden biri oldu neticede.

Haftanın en iyisi

Oscar entrikalarını bir kenara bırakacak olursak bu haftanın en iyisi (yılın da en iyilerinden) Gerçeğin Parçaları bir kadın yönetmenin izlerini, bakışını taşıyan etkileyici bir film olarak karşımızda duruyor.
Film, Alabama’nın küçük bir kasabasında iki kardeşine ve kateleptik hastası annesine bakmak zorunda olan 17 yaşındaki Ree’nin hikayesini anlatıyor.
Uyuşturucu bağımlısı ve üreticisi babasının mahkemeye çıkması gerektiğini, aksi halde güvence olarak altına imza attığı evlerini kaybedeceğini öğrenen Ree babasının peşine düşüyor.
Kasaba içinde babasına dair bir iz bulmak için çıktığı bu yolculuk tehlikelerle doludur ama. Çünkü herkes bir tek Ree’nin bilmediği bir sırrı saklıyor.

Erkekler dünyasında tek başına bir kadın

Özellikle donmaya ve dondurmaya yakın tekinsiz atmosferiyle iki yıl öncesinin ‘şanslı bağımsızı’ Donmuş Irmak’ı hatırlatan film, genç bir kadının erkekler dünyasında tek başına ayakta kalma mücadelesini anlatmakta da çok başarılı. Başta Jennifer Lawrence olmak üzere bütün oyuncuların filmin üşüten ve ürperten gerçekliğinde payları çok büyük.
Ancak filmi Ankara’da izleyebilmeniz için birkaç hafta beklemeniz gerekecek. Çünkü Gerçeğin Parçaları bağımsız filmlerin bir başka kaderini daha yaşıyor ve çok az kopyayla gösterime girebiliyor. İstanbul yolculuğunu tamamlayıp Ankara’ya geldiği vakit de kaçırmamanızı öneriyorum.

HER EVDE OLMALI

On Üç (Thirteen)
Catherine
Hardwicke
Sundance’den yönetmen ödüllü film, on üç yaşındaki bir kız çocuğun büyüme sancılarını anlatıyor ve özellikle oyunculuklarıyla büyülüyor. Melanie rolünde Holly Hunter’a dikkat!

Ondan Uzakta
(Away from Her)
Sarah Polley
“Bağımsızların kraliçesi” yönetmen koltuğunda. Aşk, yaşlanma ve hafıza üzerine etkileyici bir dram. Fiona rolünde Julie Christie’ye dikkat!

Donmuş Irmak
(Frozen River)
Courtney Hunt
Kanada’nın Amerika sınırına yakın yaşayan iki kadının yaşamlarını sürdürebilmek için yasadışı yollardan göçmen taşımalarını anlatıyor. Değeri yeterince bilinememiş bir modern klasik. Ray rolünde Melissa Leo’ya dikkat!

Ölü Kız (The Dead Girl)
Karen Moncrieff
Kapağına bakıp da korku filmi sanmayın, karşınızda son yılların en özgün ve etkileyici filmlerinden birisi duruyor. Bir cinayet ve birbirine bağlanan hikayeler? Hepsi kadınların kadere inat mücadelelerine çıkıyor. Krista rolünde Brittany Murphy’e dikkat!

Savage Ailesi
(The Savages)
Tamara Jenkins
Babalarına bakmak için yıllar sonra bir araya gelen iki kardeşin traji-komik hikayesi. Wendy rolünde Laura Linney’e dikkat!
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!