Bülent KARAASLAN/ ANKARA (AA)
Oluşturulma Tarihi: Mart 13, 2010 00:00
Geçen yıl ele geçen kaçak çay miktarı rekor düzeyde artarak 1739 tonu aştı. Çay kaçakçılığı nedeniyle devlet 300 milyon dolar vergi kaybı yaşıyor.
GÜMRÜKLERDE geçen yıl ele geçirilen kaçak çay miktarında önceki yıla göre 66 kat artış olduğu ortaya çıktı. 2008 yılında ele geçirilen kaçak çay miktarı 26,7 ton iken geçen yıl bu rakam rekor düzeyde artarak 1739 tonu aştı. İthalatında vergisi yüzde 145 olan çay, kaçakçıların gözdesi oldu. Sektör temsilcilerine göre, Türkiye’de tüketilen çayın 5’te 1’ini kaçak çaylar oluşturuyor. Gümrük Muhafaza Genel Müdürlüğünden alınan bilgiye göre, ele geçirilen kaçak çay miktarı 2002 yılında 43,9 ton olurken bu rakam 2005 yılında 367 tona yükseldi. Kaçak çay, 2009 yılına gelindiğinde ise bir önceki yıla göre 66 kat artışla 1739 tona ulaştı. Bu çayın piyasa değeri de yaklaşık 21 milyon lira olarak kayıtlara geçti. Bu yılın ilk iki ayında yakalanan kaçak çay miktarı ise 7 tonu buldu.
Sektör perişan ediliyor
Ulusal Çay Konseyi Başkan Yardımcısı ve Çay Sanayicileri İş Adamları Derneği (ÇAYSİAD) Başkanı Rahmi Üstün, son zamanlarda özel sektörün elinde çay miktarının azalmasının kaçakçılığı artırdığını söyledi. Çay üretimi yapılan bölgelerdeki vatandaşların da kaçak gelen ürünleri ihbar etme konusunda eskiye göre daha hassas davrandığını ifade eden Üstün, “Bu işi Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da birileri sektör haline getirdi. Bu kişiler iç piyasaya istediği kadar çay getiriyor iyi fiyatlara da satıyor ve çay sektörünü perişan ediyor” dedi.
Çay kanunu ve çay borsası oluşturulsun
HESAPLAMALARINA göre Türkiye’ye yılda yaklaşık 50 bin ton kaçak çay girdiğini, bunun da piyasa değerinin 200 milyon doları bulduğunu ifade eden Üstün, devletin bu nedenle 300 milyon dolar vergi kaybı yaşadığını kaydetti. Üstün, yılda ortalama 5 bin ton çay ithal edildiğini, Çaykur ve özel sektörün ise yılda 200 bin ton çay ürettiğini anlatttı.
Polisiye tedbirle önlenemez
Üstün, “Kanun çıkıp borsa kurulursa Türkiye’de üretilen çayın tamamı borsada satılmak zorunda kalacak, dolayısıyla takibi de kolay olacak. Bu şekilde kaçakçılık da ortadan kalkacak. Yoksa polisiye tedbirlerle kaçakçılığı önlemek mümkün değil” dedi.