Güncelleme Tarihi:
Türkiye’nin ilk kadın DJ duo grubu olan ‘Cielo’ müzik yolculuğuna hız kesmeden devam ediyor. Gastronomi-mutfak sanatları mezunu Nancy İpekoğlu ile iç mimar Simay Hepgüldal’ın müzik tutkusuyla hayata geçirdiği ‘Cielo’, dünyanın önde gelen kulüplerinde ve müzik festivallerinde sahne alıyor. Müzik tutkusu uğruna restoranını kapatan Nancy ve inşaat firmasındaki iç mimarlık görevinden ayrılan Simay; Amerika, Fransa, Almanya, Avusturalya, Lisbon ve İsrail başta olmak üzere birçok ülkede sahne alıyor. Bu haftaki durağı Ankara 6:45 KK sahnesi olan güzel DJ’lerle, Cielo’nun hikâyesini ve elektronik müziği konuştuk:
ORTAK NOKTAMIZ MÜZİK
- Cielo’nun bir araya gelme fikri nasıl oluştu?
Üniversitede okurken tanıştık, o yıllardan beri onlarca ülke ve festival gezerek dünya müziğini tanımaya çalışıyorduk. Müzik tutkumuz bizi aynı noktada birleştirdi, prodüksiyon eğitimi aldık, kurslara gittik.
- Cielo ismi İspanyolca gökyüzü anlamına geliyor, bu ismi tercih etmeniz de özel bir sebep var mı?
Müzik evrensel, gökyüzü de evrensel. Hepimiz aynı gökyüzüne bakıyoruz, aynı şekilde dünyanın her yerinde dinlenilen başarılı müzik de ortak bir his yaratıyor. İspanyolca olmasının özel bir sebebi yok.
- Biriniz mimar, diğeriniz ise gastronomi mezunu ancak ikiniz de DJ kabinindesiniz. Neden mesleğinizi bırakıp müziği seçtiniz?
Hayatımızı müziğe adamış durumdayız. İlk kendi partimizi vererek kabine geçtik. Ardından mekanlardan teklif gelmeye başladı. Para kazanma amacıyla başlamadık. İşlerimizden mutlu olmadığımızı hissettik. Hobi olarak müziğe başladık, ancak şu anda profesyonel olarak devam ediyoruz ve para kazanıyoruz.
TEK OLMAMIZ AVANTAJ
- Sektörde erkek DJ hegemonyası var. Siz Türkiye’deki ilk kadın DJ ikilisi olarak, avantajlarınızı ve dezavantajlarınızı nasıl görüyorsunuz?
Türkiye’nin kadın DJ konusunda açığı vardı. Açıkça söylemek gerekirse bu bizim için avantaj oldu. Müziğimizi bilmeden bizi sahneye çıkartmak isteyenler oluyor. Sadece iki kadın olduğumuzu düşünerek gösteri olarak görüyorlar. Ancak burada önemli olan hem göze hem de kulağa hitap edebilmek.
- İkili olmanın zorluklarını yaşıyor musunuz?
İki kadın DJ olmasaydık bu kadar talep görür müydük, tartışılır. Genelde avantajlı bir durum bu açıkçası. Ufak tefek sorunlar oluyor: “Ben onu çalmak istiyorum, hayır ben bunu dediğimiz” ama 8 senedir beraberiz artık bunları aramızda halledebiliyoruz.
- Ülkemizdeki ve yurt dışındaki dinleyicilerin arasındaki en dikkat çeken fark nedir sizce ?
Türkiye’de kulüpler maalesef çok müzik odaklı değil. Dans etmekten çekiniyoruz, çok sevmiyoruz. Tabii son dönemlerde gerçekleşen özel organizasyonlar hariç. Yurt dışında dinleyici DJ’i bilerek, araştırarak geliyor. Müzik dinlemeye gelen özel bir kitle var. Maalesef Türkiye’de sayısı fazla değil. Keşke ülkemizdeki elektronik müzik festivali sayısı artsa.
EN İYİ SAHNE TOMORROWLAND
- Kendi müzik türünüzde başarılı bulduğunuz, örnek aldığınız isimler kimler? Hayalini kurduğunuz bir sahne neresi?
Ülkemizde bu işi başarılı yapan birçok isim var. Doğuş Cihan’ın müziğini beğeniyoruz, onu farklı tutalım. Mahmut Orhan başarılı bir isim. Dünyada Alison Wonderland’ı örnek olarak alıyoruz. En unutamadığımız sahne Los Angeles’tı. Ancak en büyük hayalimiz Tomorrowland sahnesi, ikincisi ise EDC’de kabinde olmak.