Özün YENİAY
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 24, 2008 00:00
Son 5 yıldır sürekli büyüyen, 2008 yılının ilk yarısında ise yüzde 203’lük bir büyüme sergileyen HP ProCurve Networking Grubu, Gelişen Pazarlar Genel Müdürü Jack Gauthreaux HP’nin pazardaki yerini, güvenliği nasıl sağladıklarını, kısa sürede nasıl bu kadar büyüme hızına sahip olduklarını Ankara Hürriyet’e anlattı.
HP’nin pazardaki yeri nedir?
- Dünya pazarında ikinci sıradayız. Ama çok hızlı büyüme kaydediyoruz. Şu anda Sisco ile rekabet ediyoruz. Üç sene öncesine kadar Türkiye’de iş bölümü olarak HP içinde yoktuk. Üç sene içinde çok hızlı büyüdük. Üç sene önce 5. sıradayken şu anda 2. sıraya oturduk. Hatta yapılan araştırmalar ve satılan port sayısı olarak bakılıyor. 2007’nin 3. çeyreğinde Türkiye’de pazar lideriydik.
Ağ alt yapısının çalışmasında neler önemlidir? Sorunsuz çalışması için neler yapılıyor?
- Konuya daha çok güvenlik açısından yani network alt yapısını tanımladığımızda güvenlik tarafından bakıyorum aslında. Bu işin yazılım, donanım tarafı ve dahili işlem tarafı da var. Bir takım tanımlamaları da şirketin güvenlik tanımı çerçevesinde yapmak lazım. Network tarafına baktığımızda HP’nin networkte güvenlik yaklaşımı, kullanıcıların networke bağlandığı noktada başlıyor. Kullanıcıların networke bağlandığı noktada o network eğer kullanıcıyı profil olarak iyi tanımlayabiliyorsa o kullanıcının orda olup olmaması gerektiğini daha bağlandığı noktada algılayabiliyorsa hangi haklarla hangi noktalara ulaşabileceğini algılayabiliyorsa ve bütün bunları yaparken tek bir merkezden yapabiliyorsa gerçek güvenliği sağlamış oluyor.
Ağ güvenliği
Geleneksel networklerde güvenlik şöyle oluyor: Güvenlik için bir kullanıcı networke bağlanıyor. Data hatları arasında merkezdeki network ünitelerine kadar gidiyor. Orada gerçekten bağlanıp bağlanamayacağı kontrol ediliyor. Eğer bağlanamıyorsa geri çevriliyor. Ama oraya kadar ulaşmış oluyor. Günümüzde öyle teknolojiler var ki bir noktadan bağlandığınızda en yukarıdan onayı almadan aslında siz ulaşmak isteyeceğiniz bilgilere yetkiniz olmasa bile ulaşabilirsiniz. Dolayısıyla HP Procurve diyor ki bunu engellemek için ben güvenliği kapının en başına koyarım. Şöyle düşünün gazeteye gidince ilk kapıda kime nereye gidersin diye sorarlar. Bizim uyguladığımız güvenlik buna benziyor. Geleneksel tarafta şöyle düşünün: o güvenliği binanın 5. katına koyuyorsunuz ve alakasız kişiler oraya kadar sorgusuz sualsiz ulaşıyor. En iyi ağ yöneticileri ağ alt yapısını kurduktan sonra onu unutan yöneticidir.
Güvenlik kontrolü nasıl sağlanıyor?
- Güvenlikle ilgili hem networkün giriş noktasında kimlerin bu networke bağlanması gerektiğini kontrol ederek networkü güvenlik altına almış oluyoruz. Eğer bir şekilde birisi bağlandı diyelim bağlandığı noktada bilerek ya da bilmeyerek networke bir virüs bulaştırıyor. Bizim ürünler bunu otomatik olarak algılayıp bağlanan kişinin ’Port’unu kapatma özelliğine sahip. Yönetim yazılımlarımızla hem de IDM dediğimiz yazılımla şunları kontrol edebiliyoruz: Kişiyi yer, zaman ve profiline bağlı olarak networke kabul ediyor ya da reddedebiliyoruz. Bu HP’nin yaptığı özel uygulamalardan sadece bir tanesi. Mesela HP kullanıcıya ’Sen muhasebe departmanından değilsin, buradan bağlanmana izin veremem’ diyebiliyor.
Bu bölge daha heyecanlı
2 farklı bölgede çalışmışsınız. Bunlar arasında ne gibi farklılıklar var? Hangi bölge daha zorlu?
Daha önceki görev yerimde kuzey ülkeleri vardı. Orada genel eğilim hep en son teknolojiye yönelikti. Kuzey ülkeleri birbirinden farklı olmalarına rağmen satın alma ve çalışma şekilleri birbirine benziyordu. Bu yeni bölgede birden fazla ülke var ve hepsinin birbirinden farklı tarzı var. Hem iş yapma anlamında hem de iş yapma anlamında. Dubai’ye gittiğimde farklı bir kitle ve iş ortağı var Türkiye’ye geldiğimde farklı bir kitle var. Değişimleri ekonomide olsun projelerde olsun çok farklı çok canlı bir bölge. Bu bölge daha heyecanlı daha eğlenceli.
Bildiğim kadarıyla Gürcistan’daki Tiflis havaalanının da ağ alt yapısı size ait. Çıkan savaştan sizin kurduğunuz ağ etkilendi mi?
- Biz Tiflis havalimanını TAV’la yaptık. Tiflis havalimanı alt yapısı bize ait. Ama öğrendiğimiz kadarıyla insanların endişeli olması dışında ağ yapısıyla alakalı bir problem yok. Hayatın gündelik akışı devam ediyor her açıdan.
Amerika’nın ekonomik durgunluğu sizi, bilişim sektörünü etkiledi mi?
- Ekonomik olarak bu problemler bütün müşterilerin hem yatırımlarında hem bütçelerde arttı. Bu kriz müşterileri daha dikkatli olmaya itti. Haliyle bu da bizi pek etkilemedi.
Onarmakla vakit kaybetmiyoruz
Bu noktada sizin nasıl avantajınız var?
- Bizim ürünlerimiz ömür boyu garantili. Rakiplerimizden en önemli farklarımızdan birisi budur. Ömür boyu garantiyi veren bir başka üretici yok. Ömür boyu garanti dediğimiz zaman ürüne ömür boyu garanti vermekle kalmayıp bir sonraki iş günü arıza olduğu zaman ürünü tamamen değiştiriyoruz. Onarmakla vakit kaybetmiyoruz. Hem de o ürünün üstüne gelen ’firm ware’ dediğimiz yani yazılımıyla ilgili güncellemeleri için bir ücret almıyoruz. Burada toplam sahip olma maliyete gündeme geliyor. Siz bu ürünü alıp yedi sene kullanmaya başladığınız zaman hem bu ürüne bir şey olursa HP bunu bir sonraki iş günü ücretsiz olarak değiştirecek. Bu ürün üretimden kalkmış olsa bile biz size yenisini verme garantisi veriyoruz. Sahip olma maliyeti optimum seviyede oluyor daha sonra da geri dönüşü bize yüksek yatırım oluyor. Kaba hatlarıyla belirlemek gerekirse; güvenlik tarafı tabi ki de çok önemli. Network artık eskisi gibi aktif olmayan şekilde kullanılmıyor. Bundan 5-6 sene önce biz masaüstü bilgisayarları bağlayalım ve kullanıcılarla konuşalım o aradaki iletişimi sağlasın şeklindeydi. Şimdi artık network her yerde.
Jack Gauthreaux kimdir?
CENTAL Eastern Europe ve Midle Easte ve Medetereanne ülkelerini kapsayan ISE bölgelerini kapsayan ülkelerin yöneticisi. Bu ülkeler: Rusya, Türkiye Cumhuriyetleri, Polonya, Romanya, Türkiye, Yunanistan, Afirka kıtası, Ortadoğu, Sudii Arabistan. Bu ülkeler toprak büyüklüğü olarak baktığınızda en büyük bölge HP içindeki. 6 yıldır Procurve’de çalışıyor bundan önce GWI dediğimiz Batı Avrupa ülkelerini içine alan Finlandiya, Norveç, İsveç, Hollanda, Belçika ülkelerini içine alan ’Great Westen Europe’ adlı bir bölgeyi yönetiyordu. O bölgede çok başarılı olunca ICE dediğimiz bölgeyi yönetiyordu. Bütün üreticilerde olduğu gibi HP içinde de bizim ’Emergent’ dediğimiz hızlı büyüyen hızlı gelişen ve çok hızlı değşiklik gösteren bir bölge. Dolayısıyla bütün üreticilerin gözü aslında bu bölgelerde. Türkiye, Ortadoğu, Rusya olsun fakat aynı zamanda da bu bölgelerin hep büyümesi ve değişikler çok hızlı oluyor. Dolayısıyla gerçekten yönetilmesi kolay olmayan o oranda da umut vaat eden ülkeler.