İtalya’da bile bulamazsınız

Güncelleme Tarihi:

Oluşturulma Tarihi: Haziran 25, 2010 00:00

GERÇEK İtalyan yemekleri yemek için İtalya’ya gitmenize gerek yok.Nereden mi biliyorum?Roma’da her defasında yaşadığım büyük hayalkırıklığından.

Ferzane ZENAN
Hem de öyle turistlerin takıldığı şişirme yerler değil, sadece yerli halkın bildiği ve gittiği halis muhlis İtalyan yemeklerinin yapıldığı 40 yıllık sokak arası lokantalarda bile Mezzaluna’da bulduğum tadı alamadım... İlginçtir kabul istisnalar var ama onlar da kaideyi bozmuyor.
Üstelik İtalya’da bir restoranda pizza yerken “Bunu bir de Mezzaluna’da yiyeceksin”.
Belki de en lezzetli İtalyan yemeklerinin burada olmasının sebebi en iyi İtalyan aşçıların Türkiye’deki Mezzaluna’lara gelmiş olmasıdır.
2-3 haftada bir kriz şeklinde kendini gösteren italyan yemeklerini tatmak için bu kez Ankara Bilkent’te Ankuva alışveriş Merkezi’ndeki Mezzaluna’ya giriyorum.

“Minetrone” en leziz çorba

Bahçesi de olan ender mekanlardan biri burası. Cıvıl cıvıl kalabalığın gece gündüz eksik olmadığı Mezzaluna’da yer bulmak sorun olabilir uyarmadı demeyin.
Misafiriniz de varsa rezervasyon yaptırmakta fayda var.
Oturur oturmaz inanılmaz bir hızla siparişler alınıyor.
Masaya gelen sızma zeytinyağı, zeytinli ekmek, grissini üçlüsüne fazla yüz vermemenizi tavsiye ederim. Bir başladınız mı sonunu getiremiyorsunuz, gelecek yemeklere haksızlık olmaması açısından iştahı kapatmamakta yarar var.
İşte ilk tercihim. Hayatımda içtiğim ikinci en lezzetli sebze çorbası.
Birincilik bana ait. Onun tarifini vermeyi düşünebilirim bir ara.
Ama bu da hiç yabana atılmayacak kadar sağlıklı ve lezzetli.
Minestrone.
Yaz-kış içebileceğiniz hafiflikte bir sebze çorbası.
İçersinde ıspanak, brokoli, karnıbahar, taze fasülye var. İtalya’dakinden farklı olarak içine gnocchi (patatesten yapılan bir tür hamur) katılıyor. Tek başına pek hoşlanmadığım gnocchi çorbada enfes bir lezzet veriyor.

İtalyanlar obez değil

Minestrone’nin ardından Grano alıyorum, rejim yapanlar için ideal bir salata, -ama salatadan öte lezzette- Ah bu arada boşverin rejimi. Ne yediğiniz değil ne kadar yediğinizin önemli olduğunu unutmayın. İtalyan mutfağı kilo aldırıyor olsaydı pizza ve spagettinin bilumum çeşitleri üzerine kurulmuş mutfaklarıyla bütün İtalyanlar obez olurdu inanın.
Grano salata, roka, portakal, elma, nar ve buğdaydan oluşuyor. Farklı tatlara açıksanız bu Sicilya’ya özgü salatayı özellikle tavsiye ediyorum. Yok çoban salatadan başka salata yemem diyorsanız Panzanella tam size göre...
Grano’dan sonra menünün tamamını sipariş vermek istiyorum ama vermiyorum. İradeliyim söylemiştim değil mi?
“Porcini mantarlı risotto”yu severim. Ama taze mantarla yaptıkları halde kurutulmuşunun daha lezzetli olduğunu söyleyeyim. Beyaz şarapta yavaş yavaş karıştırılarak pişiriliyor.
Ha bu arada porçini bizde “ayı mantarı” diye biliniyor. Milletçe pek yüz vermediğimiz bir mantar türü.
Nereden mi biliyorum.
Ormanda yemek için bu mantarı ararken tarif ettiğim bir köylü bana acıyarak bakmış “Ha o mu? Biz onu öküzlere veriyoruz” demişti..
Damak tadı böyle birşey işte. Yurtdışında porcini kral muamelesi görürken bizde öküzlere yem oluyor maalesef.

Risotto baş döndürücü

Annemin ifadesiyle “lapa pilav” olan Risotto benim başımı döndürüyor yerken... Sebzeli ve deniz ürünlü olanı da var hangisini seçerseniz...
Risottodan sonra incecik pizzalar ve spagettinin binbir çeşidiyle devam etmek isterdim ama benim de bir kapasitem var.
Ve sıra geldi tatlıya...
Hiç düşünmeden Tiramisu’yu seçin derim.
Mascarpone peyniri ve brendi ile yapılan gerçek İtalyan tatlısı tiramisu (Beni yukarı çek, beni kaldır anlamında) Mezzaluna’da yenir. Afrodizyak bir tatlıymış benden söylemesi. İki kişi rahatlıkla bir porsiyonu yiyebilir ayrıca.
Espresso ile tamamlanıyor ziyafetim.
Ve o kadar yemekten sonra inanmayacaksınız ama aklım pizza rossa’da (karamelize soğan, kapari ve zeytinli), ev yapımı papardellede, deniz ürünlü linguinede ve... kalıyor.
Kalmasında da fayda var.
Ne demiştim, ne yediğimiz değil ne kadar yediğimiz önemli öyle değil mi.
Hesap Mezzaluna’nın beni tedirgin eden tek yanı. Mükemmel servisle, mükemmel yemek yemenin bedeli biraz fazla mı acaba?
Hesap, 50 lira geliyor. Afiyet olsun.

Kıskandıran tat karışık kebap

GAZİ Mustafa Kemal Bulvarı’ndaki Güloğlu Baklava ve Kebap, geniş yemek kültürüyle bilinen Gaziantep mutfağının tüm tatlarını bulabileceğiniz eşsiz lezzetlerle dolu bir adres. Canınız lahmacun çektiyse, ya da baklava yemek için “Gaziantep’e gidemem” diyorsanız Güloğlu Baklava ve Kebap tam size göre bir tercih olabilir.
Zaten içeri girdiğiniz anda sizi karşılayan kebap kokuları bile iştahınızı bir anda açmaya yetiyor. Güleryüzlü personeli ve hızlı hizmetiyle Gaziantep yemeklerinin farkını Güloğlu’nda yaşayabiliyorsunuz. Özellikle Gaziantep yöresine has patlıcan kebabı, kuşbaşı, içli köfte, Ali nazik ve lahmacunu dillere destan olan Güloğlu Kebap, kalitesiyle de adından söz ettiriyor.
Baklavanın anavatanı
Közlenmiş biber ve domatesle servis edilen şahane kebaplar, görüntüsüyle göz zevkine de hitap ediyor. Yöreye has kebapları ayran ve bir o kadar zengin salatalar süslüyor.
Güloğlu’nun karışık kebabı ise lavaş ve yine yöreye özgü acılı ezmeyle “Kıskandıran tat karışık kebap” sloganıyla konuklara sunuluyor. Baklavanın ana vatanı olan baklavanın da Gaziantepli Güloğlu’nda mutlaka tadılması gerekiyor. Unutulmayacak lezzetlerin buluşma noktası olan Güloğlu Baklava ve Kebap, Etlik’teki Antares AVM’de açtığı ikinci şubesiyle de Gaziantep yemeklerini tatmak isteyenlere hizmet sunuyor.

HER lokmada, her tat molasında bize yazın. Fikir alalım, iz sürelim, mekanın sahibine, “tat”ın aşçısına, servisin efendisine fikir verelim. Her hafta bu köşede hafiyeniz var, yazın yollayın.
hafiye@hurriyet.com.tr


Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!