İstanbul’un keşmekeşi ve neminden sonra bozkır özleniyor

Güncelleme Tarihi:

İstanbul’un keşmekeşi ve neminden sonra bozkır özleniyor
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 18, 2019 14:46

“İstanbul’un keşmekeşi ve neminden sonra bozkır özleniyor gerçekten. Boğaz havasındansa bozkır havasını tercih ederim her zaman.”

Haberin Devamı

Aybüke Pusat... Doğma, büyüme Ankaralı. Çocukluğu, baleye olan aşkıyla geçti. Miss Turkey 2014’te, Türkiye’nin üçüncü güzeli seçilmesi hayatını değiştirdi. Ankara’nın tescilli güzeli, bu yarışma sonrasında oyunculuğa başladı. Rol aldığı her projede hayran kitlesini biraz daha artıran Aybüke Pusat, televizyon ve sinema dünyasında emin adımlarla yürüyor.
Şu sıralar, reyting rekortmeni ‘Her Yerde Sen’ adlı dizi ile ekranlara gelen güzel oyuncu ile buluşup; yeni dizisini, oyunculuk tecrübelerini ve “Boğaz havasındansa bozkır havasını tercih ederim” dediği Ankara’yı konuştuk.

İstanbul’un keşmekeşi ve neminden sonra bozkır özleniyor


*Yeni diziniz ile başlayalım. ‘Her Yerde Sen’ için ne söylersiniz?

Son dönemde başıma gelen en güzel şey.

*Bu dizinin kadrosunda yer alma sürece nasıl gelişti?

Şahin Tepesi bittikten sonra “Komedi oynamak istiyorum” diye birkaç yerde dillendirmiştim. Bu kadar çabuk olabileceğini düşünmüyordum. Evren, çağrıma çabuk dönüş yaptı.

*Acemilik yaşadınız mı?

Başlarda tedirgindim. Tarz ve karakter olarak daha önce içinde bulunmadığım bir iş. İşin temposuna da, karakterin temposuna da sandığımdan daha erken uyum sağladım. Ortaya çıkan her şeyden çok memnunum. Kafanda yarattığın karakteri hayata geçirmek her zaman bu kadar hızlı ve kolay olmuyor. Hem şaşkın, hem mutluyum. Bu durum beni işime karşı daha da motive ediyor. 

*Peki, nasıl bir karaktere hayat veriyorsunuz?

Selin Sever, iç mimar. İşine aşkla bağlı. Sanatçı ruhlu. Üniversiteye kadar Sinop’ta hayvan dostlarıyla beraber yetişmiş. Sonra hayallerinin peşinden İstanbul’a gelmiş. Kendi hayatını kendi istediği şekilde kurması çok zaman almamış. Okulunu okumuş, işini bulmuş, evini almış. En yakın dostlarıyla, tutkuyla bağlı olduğu işini yapıyor. Hayata karşı enerjisi bitmek bilmiyor. İşi ve evi dışında arkadaşlarına ve evdeki hayvanlarına yetişiyor. Herkesin hayalindeki hayatı yaşıyor. Kısacası; deli dolu, çocuk ruhlu, güçlü bir kadın. Neşesi, enerjisi, rahatlığı çevresine taşıyor. 

*Rol arkadaşınız Furkan Andıç ile nasıl bir arkadaşlığınız var? Enerjiniz oldukça iyi görünüyor. Set dışında da vakit geçiriyor musunuz?

Şu ara setten başka bir hayatımız pek yok. Çok yoğunuz. Bu yüzden sette hep beraberiz. Furkan, çok eğlenceli. Onunla vakit geçirmesi çok güzel. Ne istediğini bildiği ve bunu karşı tarafa çok net geçirebildiği için anlaşması kolay biri. Olaylara bakış açısı beni hep şaşırtıyor. Kafasının çalışma biçimi çok acayip ve bu çok az rastlanabilir bir şey. Beraber bu işi yapıyor olmaktan çok mutluyum. İşine ve etrafına gösterdiği özen çok kıymetli.

İstanbul’un keşmekeşi ve neminden sonra bozkır özleniyor


ÇOK ŞANSLIYIM AMA TESADÜF OLDUĞUNU DÜŞÜNMÜYORUM

*Medcezir’den buraya kadarki süreçte kendinizle ilgili nasıl bir değişim gözlemlediniz? Mesela oyunculuk anlamında şu an kendinizi nasıl hissediyorsunuz?

Oyunculuk, hayatla paralel ilerliyor. O günden bu güne beş yaş büyüdüm. ‘Medcezir’e başladığımda Ankara’dan yeni taşınmıştım İstanbul’a. Şehre ve insanlara yabancıydım. İşlerin nasıl yürüdüğünü bilmiyordum. Sahne sanatları ile iç içeydim ama oyunculukla pek bağlantım yoktu. Gelir gelmez oyunculuk eğitimiyle başladı İstanbul’a uyum sürecim. Sonrasında çevrem genişledi. Tecrübeyle işlerin nasıl yoluna koyulacağını öğrendim. İşlerin yürüme biçimine göre evrildim. Bu süreçte kendimi çok daha iyi tanıdım. Oyunculuk zaten kendini tanımakla ilgili. Buraya geldiğimden beri kendime daha fazla mesai ayırıyorum. 

İstanbul’un keşmekeşi ve neminden sonra bozkır özleniyor


*Çocukluk yıllarınızla aşk ve tutkuyla bale yaptığınızı biliyoruz. Balenin size ve oyunculuğunuza katkısı oldu mu?

Beden kontrolü ve koordinasyon. Bale eğitimim sayesinde uzun ve zor çalışma koşullarına kolay adapte olabildim. Estetik algım çok gelişkin. Müzik kulağım da öyle. 

*Daha önce tesadüflere inanmadığınızı söylemiştiniz. Bu noktaya gelmenizde tesadüflerin hiç yeri yok mu?

Çok çalıştım. Sonuçlarını bile bile mesleki ve duygusal olarak beni zorlayacak seçimler yaptım ve bunların sorumluluklarını üstlendim. Tüm mutsuzluklarıma rağmen konfor alanımda kalmayı tercih etmedim. Bunun karşılığını elbet bir şekilde alacaktım. İşimi ve sorumluluklarımı ciddiye aldım ve en iyi şekilde yapmaya çalıştım. Kendimi hep motive tutmaya çalıştım. Evet, çok şanslıyım ama tesadüf olduğunu düşünmüyorum. 

Haberin Devamı

KADIN SÜPER KAHRAMAN BANA GÖRE OLABİLİR

Haberin Devamı

*Oynamak istediğiniz bir rol ya da karakter var mı?

Çok sık sorulan ama üzerine hiç kafa yormadığım bir konu bu. Her karakter hayatımda yeni bir sayfa demek. İçimdeki Aybüke’lerden birisini ortaya çıkarmak demek. Her birini sahiplenip en gerçek haline tutunmaya çalışıyorum. Güçlü kadın hikâyelerinden etkileniyorum. Onların mağduriyetlerini ve nedenlerini araştırmayı seviyorum. Belki de kadın süper kahraman tam bana göre bir rol olabilir. 

İstanbul’un keşmekeşi ve neminden sonra bozkır özleniyor


*Dizi izliyor musunuz? En çok sevdiğiniz diziler hangisi?

En son ‘Fleabag’i izledim. İngiliz kara komedisi. En sevdiğim türdür. Genel hatlarıyla yaşadığı buhranlara rağmen bir şekilde yaşamını devam ettirmeye çalışan bir kadının hikâyesi. Sorunlarla eğlenceli biçimde başa çıkışını anlatıyor. Oyuncu bazen anlatıcı oluyor. Çok samimi ve herkesin kendinden bir şeyler bulabileceği bir yapıt. Çok kopya vermeyeyim. Herkesin bir sonraki bölümü merakla bekleyeceği bir dizi. Tavsiye ederim. Türk yapımı dizilerde de, her işin ilk bölümünü kesinlikle izlemeye çalışıyorum. Onun dışında takip ettiğim bir dizi yok şu an. 

*Oynamayı hayal ettiğiniz bir dizi ya da yapım var mı?

‘Arthouse’ sinema yapmak istiyorum. Sürprizi bol, okuması keyifli, oynaması lezzetli bir karakter hayal ediyorum. Şanslı ve istediklerine nispeten daha rahat erişen birisi olarak bunun da yakın zamanda geleceğini hissediyorum. Yabancı yönetmenlerle çalışıp onların setlerinde bulunmak istiyorum. İş yapma biçimlerini ve kafalarının çalışma şeklini merak ediyorum. 

Haberin Devamı

ANKARA’DA YAŞARKEN ZAMAN GEÇİRDİĞİM YERLERİN DEĞİŞTİĞİNİ GÖRÜYORUM

*Gelelim Ankara’ya. Doğup büyüdüğünüz Ankara’yı ne sıklıkla ziyaret ediyorsunuz? Ankara’da vaktinizi nasıl geçiriyorsunuz?

Ankara’ya her proje başlangıç ve bitişlerinde mutlaka geliyorum. Hem bana çok iyi geliyor hem de arkadaşlarımı, ailemi görmüş oluyorum. Ailem artık çok fazla Ankara’da değil. Yılın büyük bir kısmını gezerek geçiriyorlar. O yüzden Ankara’ya geliş gidişlerim azaldı. En son ‘Kapı’ filminin galası için gelmiştim. Arkadaşlarımla daha merkezi yerleri tercih ediyoruz. Ama her gittiğimde Ankara’da yaşarken zaman geçirdiğim yerlerin değiştiğini görüyorum. Bu değişim beni üzüyor. Değişim değil devinim olduğuna ikna etmeye çalışıyorum kendimi. 

*Ankara ile ilgili en çok neyi özlüyorsunuz?

Ankara’nın doğasına ve havasına bayılıyorum. Özel olarak gittiğim, çok kimsenin bilmediği birkaç noktam var. Her gittiğimde mutlaka uğrar, birkaç saatimi geçiririm. İstanbul’un keşmekeşi ve neminden sonra bozkır özleniyor gerçekten. Boğaz havasındansa bozkır havasını tercih ederim her zaman. Çok özlüyorum. Ankara insanını da İstanbul’da bir şekilde kendime çekiyorum. İstanbul’da skala çok geniş. Anlaşacak insan bulmak zor. Ankara iyi insan bulmak açısından daha kolay bir yer.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!