İsmet İnönü çok sevdiği CSO konseriyle anılacak
Güncelleme Tarihi:
Oluşturulma Tarihi: Aralık 18, 2008 00:00
Atatürk’ün silah arkadaşı, 2.Cumhurbaşkanı İsmet inönü, tutkunu olduğu klasik müzikle anılacak. CSO’nun hiçbir konserini kaçırmayan ve salonda kendi ismini taşıyan daimi bir koltuğu bulunan İnönü için bugün ve yarın piyanist Gülsin Onay’ın sahne alacağı iki anma konseri düzenlenecek.
TÜRKİYE Cumhuriyeti’nin ilk başbakanı, 2.Cumhurbaşkanı ve Atatürk’ün silah arkadaşı İsmet İnönü, tutkunu olduğu klasik müzikle anılacak.
Yaşamı boyunca klasik müziğe tutkun olan İnönü, ölüm yıldönümü olan 25 Aralık yaklaşırken, hiçbir konserini kaçırmadığı, salonunda kendi ismini taşıyan daimi koltuğa sahip bulunduğu Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’nın (CSO) vereceği iki özel konserle anılacak. CSO’nun bugünkü ve yarınki "İsmet İnönü’yü Anma Konserleri"nde, piyanist Gülsin Onay sahne alacak. Orkestrayı Şef Ender Sakpınar’ın yöneteceği konserde, Edward Grieg’in "piyano konçertosu" ile Ulvi Cemal Erkin’in "2. Senfoni"si yorumlanacak.
Klasik müziği hep sevdi
Klasik müziğe olan tutkusu çok iyi bilinen İsmet İnönü, "Hatıralar"ında, Yemen’de çok sesli müzikle olan yakınlaşmasının nasıl başladığını anlattı. Karargahtan evlerine döndüklerinde plak dinlediklerini aktaran İnönü, o günlerde yaşadıklarını şu cümlelerle özetledi:
"Akşam üzeri karargahtan yattığımız eve geldiğimiz vakit hep beraber gramofon başına koşardık. Plakları tecrübe ederdik. Senfoni, arkasından opera parçası, serenat... İşitmediğimiz, bilmediğimiz parçaların gürültüsüne dayanamayarak makineyi bırakırdık. Ertesi akşam aynı tecrübe devam ederdi. Bu zorla ağır plakları dinlemeye tahammül çok uzun günler sürmüştür. Yavaş yavaş alışkanlık hasıl oldu. Benim hayatıma Batı musikisinin terbiyesi böylece Yemen’de girmiştir."
İlk tecrübe hüsran oldu
Yemen’de kulaklarındaki rahatsızlık da artan İnönü, Genelkurmay İstihbarat Daire Başkan Yardımcısı arkadaşı Kazım Karabekir ile birlikte gittiği Avrupa gezisi sırasında da Berlin’de operayla tanıştı. Berlin Büyükelçiliği Ataşemiliteri Hasan Cemil Çambel’in operaya götürdüğü İnönü ile Karabekir, burada Wagner’in bir eserini izledi. Ancak operanın konusunun biraz ağır olması karşısında bu ilk tecrübesinde düşündüğü keyfi alamadı. Bu durumu, "İnatla dinlemezseniz sevemezsiniz. Bir kere sevdiğiniz zaman da vazgeçemezsiniz" diye açıklayan İnönü, Mevhibe Hanım ile hayatını birleştirdikten 21 gün sonra görevli olduğu 2.Ordu’nun Trakya’dan Diyarbakır’a sefer emri çıkarılması nedeniyle eşinden ayrı kaldı. Ancak yeni görevine gitmeden önce eşine çok özel bir armağan verdi, 30 altına aldığı bir duvar piyanosu...
Rum bir kadın müzik öğretmeni eşliğinde derslere başlayan Mevhibe Hanım’ın piyanoda ne kadar ilerlediğini sık sık mektuplarında soran İnönü, eşinin alaturkaya eğilimli olması konusunda da, "Yalnız piyanoyu alaturkaya çevirdiniz Mevhibeciğim. Halbuki ben notaya bakılarak her türlü alafranga havanın çalınabilmesini pek arzu ederim. Piyanonun sebeb-i icadı budur" diyerek eşine tatlı tatlı sitemde de bulunuyordu.
İsmet İnönü, kızı Özden’e de piyano hediye ederek ona da müzik dersleri aldırdı
Yaşamı boyunca klasik müziğe tutkun olan İnönü, ölüm yıldönümü olan 25 Aralık yaklaşırken, hiçbir konserini kaçırmadığı, salonunda kendi ismini taşıyan daimi koltuğa sahip bulunduğu Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’nın (CSO) vereceği iki özel konserle anılacak. CSO’nun bugünkü ve yarınki "İsmet İnönü’yü Anma Konserleri"nde, piyanist Gülsin Onay sahne alacak. Orkestrayı Şef Ender Sakpınar’ın yöneteceği konserde, Edward Grieg’in "piyano konçertosu" ile Ulvi Cemal Erkin’in "2. Senfoni"si yorumlanacak.
Klasik müziği hep sevdi
Klasik müziğe olan tutkusu çok iyi bilinen İsmet İnönü, "Hatıralar"ında, Yemen’de çok sesli müzikle olan yakınlaşmasının nasıl başladığını anlattı. Karargahtan evlerine döndüklerinde plak dinlediklerini aktaran İnönü, o günlerde yaşadıklarını şu cümlelerle özetledi:
"Akşam üzeri karargahtan yattığımız eve geldiğimiz vakit hep beraber gramofon başına koşardık. Plakları tecrübe ederdik. Senfoni, arkasından opera parçası, serenat... İşitmediğimiz, bilmediğimiz parçaların gürültüsüne dayanamayarak makineyi bırakırdık. Ertesi akşam aynı tecrübe devam ederdi. Bu zorla ağır plakları dinlemeye tahammül çok uzun günler sürmüştür. Yavaş yavaş alışkanlık hasıl oldu. Benim hayatıma Batı musikisinin terbiyesi böylece Yemen’de girmiştir."
İlk tecrübe hüsran oldu
Yemen’de kulaklarındaki rahatsızlık da artan İnönü, Genelkurmay İstihbarat Daire Başkan Yardımcısı arkadaşı Kazım Karabekir ile birlikte gittiği Avrupa gezisi sırasında da Berlin’de operayla tanıştı. Berlin Büyükelçiliği Ataşemiliteri Hasan Cemil Çambel’in operaya götürdüğü İnönü ile Karabekir, burada Wagner’in bir eserini izledi. Ancak operanın konusunun biraz ağır olması karşısında bu ilk tecrübesinde düşündüğü keyfi alamadı. Bu durumu, "İnatla dinlemezseniz sevemezsiniz. Bir kere sevdiğiniz zaman da vazgeçemezsiniz" diye açıklayan İnönü, Mevhibe Hanım ile hayatını birleştirdikten 21 gün sonra görevli olduğu 2.Ordu’nun Trakya’dan Diyarbakır’a sefer emri çıkarılması nedeniyle eşinden ayrı kaldı. Ancak yeni görevine gitmeden önce eşine çok özel bir armağan verdi, 30 altına aldığı bir duvar piyanosu...
Rum bir kadın müzik öğretmeni eşliğinde derslere başlayan Mevhibe Hanım’ın piyanoda ne kadar ilerlediğini sık sık mektuplarında soran İnönü, eşinin alaturkaya eğilimli olması konusunda da, "Yalnız piyanoyu alaturkaya çevirdiniz Mevhibeciğim. Halbuki ben notaya bakılarak her türlü alafranga havanın çalınabilmesini pek arzu ederim. Piyanonun sebeb-i icadı budur" diyerek eşine tatlı tatlı sitemde de bulunuyordu.
İsmet İnönü, kızı Özden’e de piyano hediye ederek ona da müzik dersleri aldırdı