MS Veli Sarıtoprak
Oluşturulma Tarihi: Eylül 17, 2007 00:00
PATRON Patrona bu hafta, Türkiye’nin en büyük ve en eski işçi örgütlerinden TÜRK-İŞ’i, Türk işçi hareketini, sosyal diyaloğu ile Ankara’daki işçi hareketinin yapısını ve son durumunu masaya yatırdı. TÜRK-İŞ Genel Başkanı Salih Kılıç, önemli açıklamalarda bulunurken, işçi sendikalarının güç birliği yapması için tek konfederasyon çağrısını yineledi.
Sosyal diyalog deyince ne anlıyorsunuz?
- Sosyal diyalog konusunda, çok farklı tanımlamalar yapıldığından beklenen sonuç alınamadı. Sendikalar açısından sosyal diyalog denilince ikili ve üçlü mekanizmalar ön plana çıkmaktadır. Üçlü ve daha geniş sosyal diyalog yapıları olarak Ekonomik ve Sosyal Konsey örnek gösterilebilir. İkili sosyal diyalog denildiğinde de, işyerlerindeki örgütlenme büyük önem taşımaktadır. İkili sosyal diyalogun temel göstergesi olan sendikal örgütlenme geliştirilmeden, gerçek anlamda da sosyal diyalogdan söz etmek mümkün değil. Ülkemizde sosyal diyalog kurumları çok iyi çalıştırılmadığından, temel konularda uzlaşma sağlanması da çok zor olmaktadır.
GÜÇ BİRLİĞİ SAĞLANMALI
n Ankara’daki işçi hareketinin yapısı ve son durumu nedir?
- Ankara, her dönem işçi hareketinin merkezi oldu. Hükümetlerin icraatları ve TBMM’sinin çalışmaları mercek altına alınmaktadır. Bu soruyu iki aşamalı olarak cevaplamak gerekir. 2007 yılında süresi biten 350 bin kamu işçisinin toplu iş sözleşmeleri sonuçlandı. Kamu Toplu İş Sözleşmeleriyle işçilerimize önemli kazanımlar sağlandı. Bu süreçte, sendikalarımız dayanışma içinde çalıştı. Grev hakkımızı kullanma kararlılığı ile de işverenlerimizi uzlaşmaya yaklaştırdık. 2007 yılının ikinci yarısında sendikalarımız genel kurullarını yaptı ve yeni çalışma programlarını oluşturdu. Aralık ayında da, TÜRK-İŞ’in Genel Kurulu yapılacak.
TÜRK-İŞ, işçi sendikalarının güç birliği yapması için tek Konfederasyonu savunmakta ve bu konuda çağrı yapmaktadır. Gittiğim her yerde bu çağrımı tekrarlıyorum. Her yönüyle güçlü bir işçi kuruluşuna ihtiyaç var. Küresel süreçte, dünyada tek bir işçi konfederasyonu oluşturuldu. Bu örnek, üye olan ülkelere de yayılmalı ve işçilerin güç birliği sağlanmalıdır. Yetki ve toplu iş sözleşme süreçlerinde büyük zorluklar yaşıyoruz. Birinci zorluk, işverenlerimizin yaklaşımıdır. İkinci zorluk, yasalardan ve idare tasarruflardan kaynaklanmaktadır. Yetki işlemlerine, kanundaki boşluklar nedeniyle çok yönlü itirazlar yapılmaktadır. Bu itirazlar sonucu, bir veya iki yıl yargı süreci olduğundan, çalışanların sendika üyeliği ve hak arama yolları engellenmektedir.
Bütün zorluklara rağmen, TÜRK-İŞ’e üye sendikalar, çalışmalarını örgütlenme üzerine yoğunlaştırdı. Yeni dönemde de bu süreç artarak devam edecektir. Sendikal örgütlenmenin gelişmediği ülkelerde sağlıklı demokrasiden de söz etmek mümkün değil. Ülkemizin saygın bir yere gelmesi, temel hakları geliştirmekten geçer. Sosyal barış da bu şekilde sağlanır. Haklara tek yönlü değil, çok yönlü bakarak Anayasal hakların kullanılması engellenmemelidir.
KAMU İŞÇİLERİ MAĞDUR EDİLDİ
n 60. hükümetten çalışanların ve sendikaların beklentileri?
- Hükümet Programında, sosyal ve sendikal hakların geliştirilmesine ilişkin hedefler net olarak belirlenmemiş. Hükümet Programının, geçmiş beş yılın çalışmalarını anlatan ve hedefleri çok sınırlı olan bir içerikte hazırlandığı dikkat çekmektedir. Son beş yılda yapılan özelleştirme uygulamaları ile sendikasızlaştırma ve işten çıkarmalar ile başta kamu işçileri mağdur edildi. Özelleştirme mağdurları adı altında istihdam edilen 657 sayılı Kanuna göre 4-c kapsamında çalıştırılanlara sendikal hakların kısıtlanması, ücret dışında bir ödemenin yapılmaması, uluslararası sözleşmelere de aykırıdır. Bu konuyu, Hükümete değişik tarihlerde götürmemize rağmen, henüz sonuç alınmadı.
2821 Sendikalar Kanunu, 2822 sayılı Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Kanununda yapılacak değişiklikler büyük önem taşıyor. Kanunlar içerik olarak çalışanları koruyucu yönde geliştirilmelidir. Bu konuda, önerilerimiz hazırdır. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanıyla ilk gündem maddelerimizden birisi de , çalışma hayatıyla ilgili kanunlarda yapılacak değişiklikler olacaktır.
Çalışma koşulları şekillenmeli
Sosyal güvenlik haklarının yeniden düzenlenmesini öngören 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu da, kazanılmış hakları koruyan ve gelecekte bu haktan yararlanacaklara da kapsamı daraltmayan bir sistem de hazırlanmalıdır. Sosyal güvenlikte yapılacak değişiklikler dikkatle izlenecek. Aylığa hak kazanma koşulları, çalışma koşulları dikkate alınarak şekillenmelidir. En hassas olduğumuz bir konu. Taşeron uygulaması ile çalışanlar korumasız bir şekilde çalıştırılmaktadır. Bu sorun, kayıtdışı istihdam ile birlikte çözümlenmelidir. Gelir yetersizliği ile birlikte gelir dağılımında da eşit olmayan bir yapı söz konusudur. Büyüyen ekonomi adil bir şekilde dağıtılmıyorsa, büyümenin nimetleri belli kesimlere gittiğinden, açlık ve yoksulluk en önemli sorun olarak gündemde durmaktadır. İstihdam yaratan bir büyüme hedeflenmelidir. Vergi adaleti de büyük önem taşıyor. Çalışanların ödediği vergi yüksek olduğundan, vergi dilimlerinde ve oranlarda iyileştirmelere gidilmelidir
Mağazalarda okul heyecanı
ULUS’taki 100. Yıl Çarşısı’nda, okulların açılmasına bir gün kala bile okul alışverişi telaşı yaşandı. Okulların bugün açılacak olmasına karşın bazı veliler alış verişi son güne bıraktılar. Okul malzemelerini daha ucuza almak umuduyla çarşılara hücum eden bazı veliler, "alışverişi en az maliyetle atlatmaya çalıştıkları için son günü tercih ettiklerini" söylediler. 100. Yıl Çarşısı’ndaki bir mağazanın önünde kuyruk oluşturan veliler ise "okulların belirledikleri kıyafetlerin belli bir mağazada satıldığını" öne sürerek, şikayetlerini dile getirdiler.