İnternette sansür değil sürat gerek

Güncelleme Tarihi:

İnternette sansür değil sürat gerek
Oluşturulma Tarihi: Nisan 07, 2008 00:00

Her yıl 7-20 Nisan günleri, Türkiye’de internet haftası olarak kutlanıyor. Patron Patrona bu hafta Türkiye’ye interneti getiren bilim adamı, İnternet Kullanıcıları Derneği Başkanı, Bilkent Üniversitesi Endüstri Mühendisliği bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Mustafa Akgül’a konuk ediyor. Bilişim dünyası Doç. Dr. Mustafa Akgül’ü "İnternetin babası" olarak tanıyor.

VELİ SARITOPRAK: 7-20 Nisan’da Internet Haftası olarak kutlanıyor? Bu hafta neyi amaçlıyor?

MUSTAFA AKGÜL:
12 Nisan 1993’de Türkiye’de internet kullanılmaya başladı. Bu tarihi Türkiye internetinin doğum günü kabul ediyoruz. 1998’de Necdet Menzir’in Ulaştırma Bakanlığı döneminde kurulan İnternet Kurulu, internet kültürünü yaymak için İnternet Haftası yapmaya başladı. 1998’den beri 12 Nisan’ı içine alan iki haftalık süreyi, tüm ülkede internet kültürünü yaymaya, insanımızın interneti öğrenmesi, interneti konuşması, düşünmesi için İnternet Haftası yapıyoruz. Türkiye interneti 15 yaşını dolduruyor. Bu yıl da 11. İnternet Haftası’nı yapıyoruz. İnternet Haftası halka yönelik bir kutlama, tanışma, öğrenme, düşünme ve tartışma etkinliği.

İnternet Haftasında neler yapacaksınız?

- İnternet Haftasını, kamu, özel sektör ve sivil toplum kuruluşlarının yaklaşık eşit katılımından oluşan İnternet Kurulu başlattı ve dokuz yıl yürüttü. İnternet Kurulu’nun feshi üzerine, bilişim, bilgi, iletişim sivil toplum kuruluşları olarak biz öncülük ediyoruz. Bizim STK’lar olarak yaptığımız tetikleyicilik, koordinatörlük. Biz yapılacak etkinlikleri web’te yayınlıyoruz. İnternet Haftasının afişini basıyor ve dağıtıyoruz. Hafta duyurusu okullar, valilikler, üniversiteler, Türk Telekom Müdürlükleri, halk kütüphaneleri, internet cafeler, yer yer TCDD istasyonları, hava limanları, bankalar, eczaneler, otobüslere asılıyor. Son yıl 500 bin afiş dağıttık. Benim gönlümde 1 milyon afiş basıp, dağıtmak var. İstediğimiz, her yurttaşımız haftanın afişini görsün. İnternet, bilgi toplumu, e-devlet, ar-ge, inovasyon gibi kavramları düşünsün, kendi bireysel gelişimi, kendi işi için bunları nasıl kullanır, demokrasimizi nasıl bu araçlarla geliştirir diye düşünsün, okusun, tartışsın istiyoruz. Bir başka deyişle, ülkenin gündeminde internet, bilgi toplumu gibi konular otursun istiyoruz.

ANADOLU’DA ETKİNLİK YAĞMURU

Geçen yıl 60 kadar ilde etkinlik yapıldı. Etkinlikleri, yerel ekipler yapıyor. Öğretmenler, kaymakamlar, vali yardımcıları, bilgi işlemciler, ticaret odaları, iş adamları dernekleri, öğretim üyeleri, internet cafeciler, meslek odaları, Türk Telekom mühendisleri, Kosgeb gibi yerler yapıyorlar. Bilişim derneklerinden, bir ekip Anadolu da geziyor, seminerler, konferanslar veriyor. Bilişim firmaları da katkı veriyor. Örneğin ben iki hafta çoğunlukla Anadolu’da dolaşıyorum. Bunun yanına basın ve TV’lerde bu konuların tartışılmasına destek vermeye çalışıyoruz.

Evine internet alacaklara ne tavsiye edersiniz?

- Değişimin çok hızlı olduğunun farkında olun. Sürekli öğrenmek ve araştırmak gerektiğinin farkında olun. Bunun bir tercih meselesi olmadığını, bütçenize ve ihtiyaçlarınıza göre bilgisayar almanızda yarar var. Varsa ADSL alın, iletişimini buna telefon da dahil olabildiğince internet taşıyın. İnterneti kendinizi geliştirmek , işinizi geliştirmek, daha iyi iş yapmak için kullanmaya çalışın. Eğlence ve kültür ortamı, bilgiye erişim ortamı olduğunu unutmayın. Bilgisayar sistemimizin sürekli saldırı altında olduğunun farkında olun; kişisel güvenlik duvarı ve diğer önlemleri almayı unutmayın. Çocuklar için zararlı içerik olabileceğinin farkında olun. Onlarla birlikte öğrenin, kullanın. Yardım alabileceğiniz koca bir dünya var, farkında olun, araştırın.

CİDDİ BİR SAHİPLENME SORUNU VAR

Türkiye internette dünyanın neresinde?

-
Dünya ortalamasını yakalamış durumdayız. Ama, rekabet etmek istediğimiz ülkeler, katılmak istediğimiz Avrupa’nın epey gerisindeyiz. Türkiye’de internetin gelişmesi büyük ölçüde, kendiliğinden olmakta. Ne entellektüel çevrelerde, siyaset dünyasında, ne de bürokraside, internet konusunda ciddi bir tartışma, araştırma çabası var. Yeteri kadar kapsamlı bir yapılanma, plan ve uygulama yok. Yaklaşık iki sene önce, ’Bilgi Toplumu Stratejisi ve Eylem Planı’ resmi gazetede çıktı, ama kimsenin haberi bile yok. 2006 ortasında e-devlet kapısı hayata geçecekti, 2008 içinde yavaştan başlayacağı söyleniyor. Ciddi bir sahiplenme, planlama ve uygulama sorunu var. İnsana gücü planlaması vs hak getire. Kısaca, Türkiye gemisin rotası henüz internetin işaret ettiği bilgi toplumuna dönmedi. Buna yönelik, kapsamlı sistematik çaba eksik.

Türkiye’de internet bağlantı ücretleri dünya ortalamasının üstünde. Neden bizde yüksek?

- En başta işin önemi kavranmamış durumda. İnternet ve bilgi toplumu hedefinin Türkiye’nin rekabet gücüyle bağlantısı, bireysel gelişme, demokrasi, istihdam için önemi kavranmamış durumda. matbaadan çok daha önemli, sanayi devrimi boyutlarından bir gelişme olduğunu Türkiye’nin kavradığını söyleyebilmek mümkün değil. Daha somu bakarsak, Türkiye’de serbestleşme gerçekleşemedi. Bir başka deyişle rekabet çok az. İnternet sektöründe olan özel sektör firmaları teker teker kayboluyor, yeni firma gelmiyor. Siyasal irade, ve bürokratik yetenek az.

Türkiye’de internetin yaygınlaşması için neler yapılmalı ?

-
Toplumsal liderlik ve siyasal sahiplenme, yeteri kadar kapsayıcı, katılımcı bir örgütlenme gerekir. İçinde özel sektörün, Sivil toplumun, üniversitelerin, de olduğu, en az müsteşarlık gücünde bir yapılanma ve başında vaktinin en az yarısını buna ayırmış bir siyasetçi. Bunun saydam ve katılımcı çalışması, toplumlu birlikte hareket etmesi. Serbestleşme, ve insan gücü planlaması gerekir. mevcut bilgi toplumu stratejisi ve eylem planından başlayıp, onu her yıl gözden geçirip, düzeltebilir, uyarlayabiliriz. İnterneti, Bilgi Toplumu kapsamında değerlendirmek gerekir. Bilgi toplumu hedefini bir seferberlik ruhuyla, GAP ve AB projeleri ölçüsünde gündemde tutmak gerekir. Böyle bir mekanizmayı kurduktan sonra gerisi kendiliğinden gelir.

Türkiye genelinde Ankara internet kullanımda nerede?

- Elimizde sağlıklı veriler yok. TUİK son yıllarda bazı ölçümler yapmaya başladı. Türkiye’nin önde gelen illeri arasındadır. Üniversite kenti olması nedeniyle öncü konumunda. İnternet cafe sayısında ileride.

Korkulardan kurtulmalıyız İnternette sansür uygulanmalı mı?

- Önce interneti doğru kavramalı. İnternete, internet öncesi bakış açısıyla yaklaşmamalı. Dünya üzerinde 1.3 milyar insan internet kullanıyor. 130-140 milyon civarında web sitesi var. Türkiye’nin pek çok yurt dışı bağlantısı var. Türkçe içeriğin büyük çoğunluğu zaten yurt dışında. Sistem uluslararası ve kapitalist dünya ağırlığında gelişiyor. Türkiye’nin yasakçı refleksten kurtulması gerekir. İnsana, insan aklına güvenmesi, farklı dünyalara, kültürlere hoş görüyle yaklaşması gerekir. Sansürü değil, bu dünyadan nasıl fayda sağlarız, kendimiz nasıl geliştiririz, nasıl sinerji yaratırız üzerine odaklanmalıyız. Korkulardan kurtulup, kendimize güvenip, öğrenmeye, dünyaya meydan okumaya çalışmalıyız. İlke olarak sansür fikrinden uzak olmalıyız. Tabii ki, internette başta çocuk pornosu, pek çok kötü şey ve pek çok suçlu var. Hayatta var olan kötülüklerin internette yansıması, bazı alanlarda daha kolay çalışıyorlar. Nasıl trafik kazaları nedeniyle, yolları trafiğe kapatmıyorsak, nasıl telefonu suçlular kullanıyor diye, telefonu izne bağlamıyorsak, internette de sansüre karşı olmalıyız. ’Ürküttüğü kurbağaya değmez!’ Okullarda, kamuya açık yerlerde çocuk pornosu, ırkçılık, terör gibi şeyleri engellemeyi düşünebiliriz. Ama, demokrasilerde, sansürü vatandaş kendisi uygular, devlet vatandaş adına bunu yapmaz. Şu anda, Türkiye internetten ürken bir bakış açısıyla, interneti zapturapt altına almaya çalışıyor. Bürokratik bir yapıya, youtube, geocities gibi yerleri, kendi başına kapatma (yani erişime engelleme) yetkisi vermiş durumda. Bu yasakçı refleks, daha çok Türk vatandaşlarını cezalandırmakla, onların iş yapmasını, kendini geliştirmesini önlemektedir. Bizim bu konuda kullandığımız sloganlar: ’İnternete sansür değil, sürat gerek’ ve ’Türkiye sansür ayıbından kurtulmalıdır’. Yurttaşlarımız kampanya.org. tr adresine bu konuda görüşlerini yazabilirler.

İnternet Türk toplumuna ne getirdi ne götürdü?

- İnternet sanayi devrimi çapında bir değişim. İnsanlığı sanayi ötesi bir toplum biçimine, bilgi toplumuna taşımanın bir aracı. Böyle köklü bir değişimin getirdikleri sancılı olacaktır. Ve değişimin henüz çok başındayız. Son günlerde okuduğum bir yazı, internetteki gelişmenin henüz yüzde 15 düzeyinde olduğunu söylüyor. Türkiye’de halkın yüzde 25’i internet sözcüğünü duymamış durumda. İnterneti iyi kötü kullananlar ise yaklaşık yüzde 25 durumda. İletişim büyük ölçüde internete kaydı. Milyon ölçüsünde yurttaşımızın kendi sayfası/bloğu var. 600 bin civarında Türklere ait alan adı var. Sosyal Güvenlik, Maliye ile şirketlerin işleri internete taşındı. Banka işleri, EFT internete taşındı. Gazeteleri önemli ölçüde yurttaşımız internetten okuyor. İnternet ve cep telefonu birlikteliği sonucu, profesyonellerin pek çok işi internete taşındı. Yavaş yavaş, e-ticarete, online-reklamcılığına, daha genelde online yaşama alışıyoruz. İnternet gibi devrimsel bir değişimin getirdiği bir sürü sorun ve sancı var doğal olarak. Bunların birazı kaçınılmaz ve bütün dünyada yaşanıyor; birazı bizim işi ciddiye almamızın sonucu. İnternet uluslararası bir yapı, sahibi yok; teknoloji sürekli gelişen kaygan bir yapıda. Bunun sonucunda, istenmeyen postalar, istenmeyen içerik, sahtekarlar, suçlular da var ortalıkta. Bunların çok kolay bir çözümü de henüz yok. Biz, bunu pek anlayamadık; interneti basın gibi değerlendirip, yasaklamaya çalışıyoruz. Hem dünyaya rezil oluyoruz, hem de istenilen başarıyı kazanma şansımız yok. Bunun devrim boyutunda bir gelişme olduğunu, insanın öne çıktığını kavramadığımız için, gerekli sivil işbirliği ortamlarını kurmuyoruz, yeterli araştırma, bilgilenme yapılarını kurmuyoruz. Sonuçta, İnternetten ürken idareciler ve ana babalar da var aramızda.

Sağduyuya güvenin İnternet bağımlılığı nasıl bir şey?

- Nasıl TV, bilgisayar oyunu bağımlılığı varsa, internet bağımlılığı mümkün. Bazen gençler hatta yetişkinler kendilerini kaptırabilirler. İnternette bu konuda pek çok döküman bulabilirsiniz. Google gibi tarama motorlarını kullanmayı öğrendikten sonra, wikipedia gibi yerlerden, üniversite ve sivil toplum kuruluşlarından yardım alabilirsiniz. İnternetten korkmayın. Kendinize ve sağduyunuza güvenin.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!