İnsanın kibiriyle yok ettiği dünya

Güncelleme Tarihi:

İnsanın kibiriyle yok ettiği dünya
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 05, 2011 00:00

Bilimkurgu meraklılarına Maymunlar Cehennemi: Başlangıç, çocuk izleyicilere Şirinler, iyi bir edebiyat uyarlaması ve aşk filmi izlemek isteyenler için de İmkânsızın Şarkısı bu hafta gösterimde.

Maymunlar Cehennemi: Başlangıç
Rise of the Planet
of the Apes
Yönetmen: Rupert Wyatt
2011/ABD/120’

Türkiye’de Maymunlar Cehennemi adıyla bilinen ve toplamda 6 filmden oluşan seriye bir yenisi daha ekleniyor.
Günümüz San Francisco’sunda geçen film genetik mühendislerinin beyinlerini geliştirmek için yaptıkları deneyler sonucunda maymunların insanlar üzerinde üstünlük kurmak için açtıkları savaşı anlatıyor.
İngiliz yönetmen Rupert Wyatt’a emanet edilen film, serinin önceki filmlerini takip etmese de onlara referans veriyor. Wyatt’a göre film “medeniyetimizin dönüşü olmayan bir noktaya gelmesiyle ilgili”:
“Süper-zekalı bir maymun olan ve genç yaşlarındayken insanları sanat ve muhakeme gibi mükemmel yönleriyle yücelten Sezar’ın gözünden aktarılıyor olaylar. Sonrasında ise insanlığın karanlık yüzünü görmeye başlıyor; baskı, gericilik ve kim/ne olduğunu anlamadığımıza karşı olan dışlama yönümüzü... Diğer bir anahtar mevhum da insanlığın aşırı gurur ve kibri ? doğanın kurallarını kötü sonuçları olmayacakmışçasına değiştirebileceğimize, oyun oynayabileceğimize dair olan küstahça inancımız.”

Şirinler köyden dışarı çıkarsa

Şirinler
The Smurfs
Yönetmen Raja Gosnell
2011/ABD/103’


80’lerden beri birkaç kuşağın çocukluk kahramanı olan Şirinler sonunda beyazperdede. Yıllardır sinemaya uyarlanması gündemde olan çizgi dizi gerçek oyuncularla canlandırma karakterleri bir araya getiren bir aile komedisi. Kötü büyücü Gargamel’in köylerinden kovaladığı Şirinler, büyülü bir geçitten geçip dünyamıza gelerek New York’taki Central Park’ın tam ortasına düşüyor. Büyük Elma’da sıkışıp kalan üç elma boyundaki Şirinler, Gargamel izlerini bulmadan köylerine dönmenin bir yolunu bulmaya çalışıyorlar. Bu sırada yardımlarına Patrick Winslow ve eşi Grace yetişiyor.
Dışarıda pek de olumlu eleştiriler almayan Şirinler nostalji yaşamak isteyen izleyicileri de hayal kırıklığına uğratıyor. 3D teknolojinden yaralanmak için bol bol görsel efekte başvuran ve aksiyona ağırlık veren film çizgi dizinin samimiyetinden ve mizah anlayışından da uzaklaşıyor. İflah olmaz hayranları zaten kaçırmayacaktır ama filmin yalnızca çocuk izleyicilere seslendiğini hatırlatalım.

Şirinler dünyası

 Şirinler ilk kez 1958 yılında, Belçikalı sanatçı Pierre “Peyo” Culliford tarafından bir çizgi roman dergisi için yaratıldı.
Şirinler dünyasıŞirinler’in televizyon macerası ise 1981 yılında başladı. NBC kanalında sekiz yıl boyunca cumartesi sabahları yayınlanan Şirinler, 256 bölüm boyunca çocukları ekran karşısına kilitledi.
Şirinler dünyasıOrijinal adı Schtroumpfs olan Şirinler’in İngilizce adı olan Smurf’un “Socialist Men Under Red Flag”ın (Kızıl Bayrak Altındaki Sosyalist Adamlar) kısaltması olduğu iddiası bir şehir efsanesine dönüşmüştü. Dizide bunu doğrulayan öğeler de yok değildi: Köyde komün bir hayatın sürmesi ve para kullanılmaması, herkesin kendi işini yapması, Tembel Şirin’in tembellik hakkını kullanması ve hayat standartlarının diğer Şirinler’den farklı olmaması, Şirin Baba’nın Karl Marx’a benzemesi ve kızıl şapka takması, Şirinler’in en büyük düşmanı, altın ve para düşkünü Gargamel’in kapitalizmi temsil etmesi vb?
Şirinler dünyasıPeyo, Şirine’yi 300 farklı şekilde çizdi ve eşi ile kızından esinlendi.
Şirinler dünyası Peyo dönemine göre oldukça radikal karakterler yaratmıştı. Yalnızca erkeklerin olduğu bir dünyada tek kadın olan Şirine feminizmi, güzelliğine düşkün tasvir edilen Süslü eşcinselliği, tek derdi pazılarını büyütmek olan Güçlü de maçoluğu temsil ediyordu.

Aşk imkansızlığı sever

İmkânsızın Şarkısı
Norwegian Wood
Yönetmen:
Tran Anh Hung
2010/
Japonya/133’


Haruki Murakami’nin 1987’de yayımlanan ve 33 dilde basılan aynı adlı büyük eserinin ilk sinema uyarlaması olan İmkansızın Şarkısı iyi bir edebiyat uyarlaması ve aşk filmi izlemek isteyenler için bu haftanın en iyi seçeneği. 1960’ların sonlarında Tokyo’da geçen film, ilk aşkı Naoko’ya derinden bağlı Toru Watanabe’yi izliyor. Watanabe yaşamının her alanında ölümün etkisini hissetmekteyken, ansızın hayatına hayat dolu Midori giriyor. Yeşil Papaya’nın Kokusu, Bisikletçi filmleriyle tanıyıp sevdiğimiz Vietnam asıllı Fransız yönetmen Tran Anh Hung’un yönettiği film aşk, ölüm, masumiyetin kayboluşu, kalp kırıklığı üzerine bir küçük bir başyapıt.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!