Oluşturulma Tarihi: Mart 21, 2008 00:00
Su kaynakları yönetiminin kurumsal yapısının kapsamlı bir biçimde yenilenmek zorunda olduğunu söyleyen TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Soğancı, "Dünya genelinde suyu bir meta ve kar amaçlı ticari unsur olarak değerlendirmeye yönelik girişimler, Türkiye’yi de etkileyecektir" dedi.
TMMOB adına, sekreteryası İnşaat Mühendisleri Odası tarafından yürütülen TMMOB 2. Su Politikaları Kongresi başladı.
İMO Kongre ve Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen kongrede konuşma yapan TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Soğancı, "Türkiye’nin ekonomik sorunları gerekçe gösterilerek gündeme getirilecek özelleştirme uygulamalarına geçit verilmemelidir. Su yurttaşın kullanımına, kamu yararı ilkesi doğrultusunda, kar gözetilmeden ve olabildiğince ucuza sunulmalıdır" dedi.
Geliştirilmeyi bekleyen su potansiyelimize karşın, su yönetimindeki çok parçalı yapının çeşitli olumsuzlukları da beraberinde getirdiğini ifade eden Soğancı, "Su kaynakları yönetiminin kurumsal yapısı, kapsamlı bir biçimde yenilenmek zorundadır. Dünya genelinde suyu bir meta ve kar amaçlı ticari unsur olarak değerlendirmeye yönelik girişimler, Türkiye’yi de etkileyecektir" dedi. Her insanın, sağlıklı ve güvenilir suya erişme hakkına sahip olması gerektiğini ifade eden Soğancı, sözlerine şöyle devam etti:
"Ülkemizin su kaynakları, hızlı nüfus artışı, endüstriyel gelişim, tarımsal üretim ve kirlilik unsurlarının baskısı altındadır. Yaşanan su sorunlarının temelinde yönetim, politika ve yatırım eksiklikleri yatmaktadır. Su ve halkın geleceği, serbest piyasa ekonomisinin insafına ve uluslararası tekellerin kar hırsına terk edilemez."
SU ZENGİNİ DEGİLİZ: Türkiye’nin iddia edildiği gibi su zengini bir ülke olmadığını ifade eden İnşaat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Serdar Harp ise, "Uluslararası sınır tanımayan sermaye grupları, suyumuzu tahakküm altına almak istiyor. Pek çok özelleştirme programında olduğu gibi Türkiye’ye bir laboratuvar ülke muamelesi yapılıyor" dedi. Hayat kaynağı olan suyun bir meta gibi alınıp satılmasına izin vermeyeceklerini ifade eden Harp sözlerine şöyle devam etti: "Son 20 yıllık süreçte gelişen ve suyu metalaştıran küresel politikalar sonunda dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 5’inin kullandığı suyun yönetimi ulus ötesi şirketlere geçmiştir. Hayatın en vazgeçilmez unsurunun küresel su şirketlerinin kar hesaplarının insafına terk edilmesi kabul edilemez." 21 Mart Dünya Su Günü’nde de devam edecek ve 3 gün sürecek kongrede, ulusal ve küresel su politikaları, sınıraşan sular, suya erişim hakkı, etkin su kullanımı ve su kullanım alışkanlıkları gibi konularda bildiriler sunulacak.