İnovasyon atılımına hazırlanıyoruz

Sağlık alanında özellikle de organ nakli konusundaki iddasıyla Türkiye’nin hatta dünyanın önde gelen üniversitelerinden biri olan Başkent Üniversitesi, sadece tıp değil; teknoloji, araştırma- geliştirme ve inovasyon konusunda da iddialı bir çıkış yapmaya hazırlanıyor. Başkent Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kenan Araz, üniversite bünyesinde kuracakları TEKMER (Teknoloji Merkezi) ile araştırma- geliştirme ve inovasyon konularında büyük atılım yapacaklarının müjdesini veriyor. Üniversitesine ilişkin büyük hedefleri olan Prof. Araz için üniversitesinin olmazsa olmazları elbetteki öğrencileri. Öğrencileriyle kampüs içerisinde üniversitenin yöneticisi değil, arkadaşlarıymış gibi sohbet eden, sıkıntılarını dinleyen Prof. Araz, bu babacan tavrını kendi özel hayatında da hissettiriyor. Prof. Araz, hem iyi bir eş, hem iyi bir baba hem de iyi bir dede profili çiziyor. Torunlarından bahsederken adeta gözlerinin içi parlıyor. Aynı zamanda iyi bir tenisçi de olan Prof. Araz için hayatının olmazsa olmazı tenis. Koyu bir Trabzonspor taraftarı olan Prof. Araz’ın öğrencilik yıllarından kalan profesyonel futbolcu kimliği de var. Karadenizli olduğu için Karadeniz mutfağından vazgeçemediğini belirten Prof. Araz, Karadenizle olmayan eşinin yaptığı yemeklerden de övgüyle bahsediyor. Bu hafta “Eğitim Sohbetleri”nde konuğumuz Türkiye’nin ilk vakıf üniversitelerinden biri olan Başkent Üniversitesi’nin Rektörü Prof. Dr. Kenan Araz. Prof. Araz’la özel hayatından, hedeflerine, hayallerinden, gerçekleştirdiklerine kadar renkli ve samimi bir sohbet gerçekleştirdik. Prof. Araz’a yönelttiğimiz sorular ve yanıtları şöyle:

- Kısaca sizi tanıyabilir miyiz?
- Gümüşhane doğumluyum. İlk ve ortaöğretmimi Trabzonda tamamladım. 1963 yılnda Trabzon Lisesi’nden mezun olduktan sonra Hacettepe Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi’ne başladım. 1968’de fakülte tamamlandıktan sonra aynı üniversitenin diş hekimliği fakültesi çene cerrahisi bölümünde doktoramı yaptım. 1973 yılında Almanya’da iki sene eğitim aldım. Daha sonra Doçent ve Profesör olarak Hacettepe Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi’nde çalıştım. Bu çalışmalarım 2004’e kadar orada devam etti. Bölüm Başkanlığı, Senato Üyeliği, Fakülte Yönetim Kurulu Üyelikleri olarak devam etti. Daha sonra Başkent Üniversitesi’ne gelerek, Başkent Üniversitesi’nde Diş Hekimliği Fakültesi’ni kurduk. Ondan sonra da Diş Hekimliği Fakültesi’nde dekanlık yaptım. 2010 yılından itibaren de Başkent Üniversitesi’nin rektörlüğünü yürütüyorum.

- Biraz da eşiniz ve çocuklarınızdan bahsedelim...
- 1968 yılında evlendim. Eşim Fatma Gülden Araz. İlk evlendiğimiz günden bu yana mutlu bir hayatımız var. İki tane çocuğumuz var. Bir kızım bir oğlum var. Kızımdan bir kız, bir erkek iki torunum var. Oğlumdan da bir kız torunum var.

- Haftasonlarınız nasıl geçiyor? Neler yapıyorsunuz?
Genellikle tenis oynuyorum. Geniş bir tenis grubu arkadaşlarımız var. Ankara Atlı Spor Kulübü’nde tenis oynuyorum. Eskiden çok daha fazla boş zamanım oluyordu ve aşağı yukarı haftanın 3 günü tenis oynayabiliyordum. Şimdi yalnız haftasonları oynuyorum.

FANATİK TRABZONLUYUM

- Sporla aranız nasıl demeye gerek kalmadı o zaman...
- Spor olarak sadece tenis değil futbolla da aram çok iyi. Gençliğimde futbol da oynadım. Hacettepe Üniversitesi’nin futbol takımındaydım. Tabii belli bir yaştan sonra futbol oynamak sıkıntı yaratabiliyor. Sağlık açısından ve enerji açısından futbol oyanamak zorlaştı. Ama futbolu hem izlemeyi hem de oynamayı çok seviyorum. İyi bir Trabzonspor taraftarıyım. Fanatik denilebilecek derecede Trabzonsporluyum. Çok başarılı olsun istiyorum.

- Yemeklerle aranız nasıl?
- Yemeklerle özellikle Karadeniz yemekleriyle aram çok iyi. Çok seviyorum. Lahana çorbası, kara lahana sarması, hamsi ve bütün balık türleri çok seviyorum. Kendimin pişirme konusunda hiç becerim yok. Eşim Karadenizli olmamasına rağmen Karadeniz yemeklerini çok güzel yapar. Ama o konuda şikayetçiyim. Çok yiyorum. Çok kilo alıyorum.

- Beslediğiniz bir evcil hayvanınız var mı?
Evde şu an beslediğimiz bir hayvanımız yok. Çünkü her an evde olamadığımız için bakımlarını üstlenmek sıkıntı yaratabilir. Ama ben köpekleri çok seviyorum.

REKTÖR OLMA HEDEFİM YOKTU

- Rektör olmak gibi bir hayaliniz var mıydı?
- Ben daha ziyade mesleğimde gelişmeleri takip etmek, orada çalışmalarımı sürdürmek istiyordum. Öğretim Üyesi olarak devam etmek istiyordum. Rektörlüğü de açıkcası çok fazla düşünmüyordum. Yani hiçbir zaman ben üniversitede rektör olayım, üniversiteyi yöneteyim gibi bir hayalim olmadı. Ancak üniversitemizin kurucusu Prof. Dr. Mehmet Haberal’dan sonra bu görevi bana tevci ettiler. Ben de bu görevi en iyi şekilde sürdürmeyi amaçlıyorum.

ANAOKULUNDAN, DOKTORAYA KADAR EĞİTİM

- Başkent nasıl bir üniversite?
- Başkent Üniversitesi 1993 yılında kuruldu. Vakıf üniversitesi ve Türkiye’nin ilk üç vakıf üniversitesinden birisi. Türkiye Organ Nakli ve Yanık Vakfı ile Haberal Eğitim Vakfı’nın müşterek birleşmeleri sonucunda Profesör Doktor Mehmet Haberal tarafından kuruldu. 11 fakülte, 1 devlet konservatuvarı, 6 Meslek Yüksekokulu, 7 Enstitü’den oluşuyor. Enstitülerden iki tanesi de araştırma enstitüsü. Örneğin yanık ve yangın, doğal afetler konusunda araştırma yapan bir enstitümüz var. Yine aynı şekilde genetik ve transplantasyon araştırma enstitümüz var. Diğerleri tamamen yüksek lisans progrmlarını yürüttüğümüz enstitüler şeklinde. Başkent Üniversitesi’nin en önemli özelliklernden bir tanesi anaokulundan başlayıp, doktoraya kadar eğitim yaptıran bir üniversite. Ayşe Abla Kolejleri bizim üniversitemizin ilk ve ortaöğretimini yaptırıyor. Başkent Üniversitesi eğitim ve sağlık alanında büyük başarılar göstermiş ve kaliteyi ön planda tutan her iki konuda da en iyi şekilde eğitim ve sağlık hizmetleri veren bir kurum.

TEKMER İLE ARAŞTIRMA- GELİŞTİRME ATAĞI

- Başkent Üniversitesi olarak hedefleriniz nelerdir?
- Hedeflerimize gelince; Başkent Üniversitesi’nin 10 bin öğrencisi var. Bu öğrenci sayımızı daha ilerilere taşımak yeni bölümler açarak. Mesela en son Güzel Sanatlar, Tasarım, Mimarlık Fakültemizin Mimarlık Bölümünü açtık. YÖK’ten odyoloji ve sosyoloji bölümlerinin onayını aldık. Bunları daha geliştirmek ve özellikle kuruluşumuzda sağlık bilimleri önde olması bakımından sağlık bilimlerine bağlı üniteleri daha geliştirmek. Bunun yanında üniversitemizin girişimci üniversite olması bakımından Teknokent kurmamız şu anda mümkün değil ama TEKMER(Teknoloji Merkezi) kurma hazırlığındayız. Bunu yaptığımız zaman araştırma ve geliştirme ve inovasyon konularında üniversitemiz büyük atılım gösterecek. Özellikle KOSGEB ve sanayii kuruluşlarıyla birlikte çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Girişimci üniversite konusunda atılım içinde olmayı planlıyoruz. Aynı zamanda 11 fakültede eğitim veren yaklaşık 1500 öğretim elemanımız mevcut. Onların dünya çapında araştırmalar yapmasını amaçlıyoruz. Her geçen gün dünyada sayılı dergilerde yayınlarımız sayı bakımından artıyor. Bunu daha üst seviyelere çıkarmak hedefimiz. Özellikle Tıp Fakültemiz dünyadaki Tıp Fakülteleri içinde ilk 500 içinde. Ve ilk kurulan vakıf üniversiteleri arasındaki Tıp Fakültesi. Tıp Fakültemizi daha iyi yerlere dünyada daha iyi derecelerde yer alması için çalışmalarımız sürdürüyoruz.

ORGAN NAKLİNDE HALA İDDİALIYIZ

Üniversitemizin kurucusu Prof. Dr. Mehmet Haberal Hoca, Türkiye’de organ nakli konusunda öncülük etmiş bir isim ve şu anda da üniversitemizde organ nakli hala iddiasını sürdürüyor. Karaciğer, böbrek, kalp nakli konusunda üniversitemizde çalışmalar devam ediyor. Üniversitemizde senede 11-12 tane kalp nakli yapılıyor. 2013 yılı içinde Türkiye’de yapılan kalp nakli ameliyatlarında da Başkent Üniversitesi birinci sırada. Eğer hocamız olsaydı bu sayı çok daha fazla olacaktı. Hocanın öğrencileri bugün Türkiye’nin birçok hastanesinde bu ameliyatları yapıyor.