Güncelleme Tarihi:
Hacettepe Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Murat Tuncer, çocukluk hayallerini süsleyen “Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları” hekimliği ve ardından da lise yıllarında Hacettepe Üniversitesi Rektörlüğü’nü hedeflemiş ve çok az insana nasip olabilecek şekilde hem hayalini gerçekleştirmiş hem de hedeflerine ulaşmış bilim adamlarımızdan. Prof. Tuncer, mesleki anlamda istediği kariyeri elde etmiş ancak bu süreçte onu üzen tek şey, “ikiz çocuklarına” yeterince vakit ayıramamak olmuş. “Ankara deyince aklınıza ilk ne geliyor?” sorumuza da Prof. Tuncer’in cevabı hiç tereddüt etmeden “Evim” oluyor.
Kısaca sizi tanıyalım...
İnşaat Mühendisi babam ve Kimyacı annem Kemer Barajı’nda çalışırlarken ben Nazilli’de 1957’de doğmuşum. Ülkemizin en genç doçent ünvanı alan akademisyenlerindenim. Ardahan’da çalışmanın verdiği hırsın ve azmin bunda büyük payı olduğu inancındayım. Daha öğrenciliğimde bilimsel araştırma yarışmalarında derece almaya başladım, TÜBİTAK teşvik ödülünü kazandım. Yayınlarım binden fazla atıf aldı. Son beş yılda arkadaşlarımla, üçü uluslararası olmak üzere toplam yedi kitap yazdık. Yaşamımda bilimi en ön sıraya koydum. İşime eşimden önce aşık olmuştum, her iki aşkım da devam ediyor.
Çocuklarınızdan bahsedelim biraz?
Kızım Aslıhan, oğlum Mehmet Yiğit Tuncer. Aram ikisiyle de çok iyi. Ama ben onların büyümesi sürecinde çok yanlarında olamadım. Eşim Safiye’nin çok emeği var. Maalesef ilgilenemedim. 1992’de Başhekim oldum. Çocuklarım daha 7 yaşındaydı. 2000 yılına kadar başhekimlik yaptım. Çok yoğun bir dönemdi. Hatta şöyle bir anımızı anlatayım. Birgün Aslı kapıyı açtı. Kapıda beni görünce “Sizi gözüm bir yerden ısırıyor” dedi. Espri olsun diye söyledi ama çocuklarıma zaman ayıramamanın üzüntüsü içerisindeyim.
Aklınıza gelir miydi birgün Hacettepe Rektörü olacağınız?
Lise 1 veya 2. sınıf öğrencisiydim. Babamla Sıhhiye Köprüsü’nün altından geçerken, dedim ki, “Bir gün bu Hacettepe’ye geleceğim ve rektör olacağım.” Babam bana hep şöyle derdi: “Ne olacaksan istediğini ol ama Türkiye’de olduğun şey dünyada da en iyi olsun” Hacettepe’de de İhsan Doğramacı Hoca gerçekten dünya çapında bir çocuk doktoruydu. Yani Hacettepe’de pediatri uzmanı olmak dünya çapında olmak demek. Bugün hala böyledir. Dünyada ilk 10’un içinde Hacettepe Pediatri. Bir çocuğun hayatında pozitif birşey yapmak ona 50- 60 yıl kazandırıyor.
Hobileriniz neler? Fobiniz var mı?
En büyük hobim satranç ve yürüyüş. Haftada 3- 4 gün spor yapıyorum. Tabii ki bunların dışında en büyük hobim çalışmak. Çok seviyorum çalışmayı. Randevularımın az olduğu günlerde sıkılıyorum. Sakinlik beni yoruyor. Fobime gelince, fobim yok. Ama hayatta en çok korktuğum şey haksızlık. Birinin hakkını yemekten çok korkarım. Yaptığım işlerde bir ipte yürümek gibi maalesef. Eğer bugüne kadar birinin hakkını yemiş de helallik almamışsam, sizin aracılığınızla hakkını helal etmesini isterim. Ben herkese helal ettim.
Sosyal medya ile aranız nasıl?
Hem facebook hem de twitter’da aktif kullanıcıyım. Öğrencilerimizle yazışıyoruz ve çok iyi oluyor. Bir gün bizim yurtlarda kalan bir öğrenci bana twitter’dan ‘Hocam odamızın tavanı akıyor’ diye yazıp, odanın fotoğrafını çekip atmıştı. Hemen yaptırdık.
En büyük hayaliniz nedir?
Anılarımı yazıyorum. Hayatta en çok arzu ettiğim şey yazmaktır. Gazeteci olmayı çok isterdim. ‘Yarın ölecek olsam acaba ne yapsaydım derdim’ diye düşündüğümde, aklıma ilk gelen şey gazetecilik. Bir ülkeyi bir yere taşıyacak olan meslekler sosyal mesleklerdir. Mesela “Felsefe” çok önemli bir bölüm. Felsefeyi bilen çoğunlukta bir parlamento olsa bugün yaşanan birçok sorun yaşanmazdı. Ben de sık sık felsefe kitapları okuyorum.
ANKARA DEYİNCE AKLIMA “EVİM” GELİYOR
Ankara’nın en büyük üniversitelerinden Hacettepe’nin Rektörü Prof. Tuncer, “Ankara deyince aklınıza ilk ne geliyor?” sorumuza ev ve aile özlemi çeken bir ifadeyle, “Hemen evim geliyor. İlk aklıma gelen evim ve evimin sıcaklığı” diyor ve Ankara’ya gelişini şöyle anlatıyor:
“Çocukluğum Konya’da geçti. Lise öğrenimim ardından İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde okudum. Ama çocukluğumda Ankara’ya da çok sık gelirdim. Dedemler Ankara’da, Eski Ankara Konağı’nda oturuyorlardı. Asıl Ankara’da yaşamaya başlamam Hacettepe Üniversitesi ile başladı. Konya’da, İstanbul Tıp’ı kazandım. Konya’dan İstanbul’a gidip orada yaşamaya başladım. O arada babam Ankara’ya tayin oldu. O yüzden haftasonlarında da Ankara’ya gelmeye başladım. İstanbul Tıp’ta okurken, Hacettepe ile tanıştım. Yazları okul tatil olduğunda gelip, Hacettepe’de staj yaptım.”
HEDEFİMİZ BÜYÜK
Hacettepe Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Murat Tuncer, en büyük hedeflerinin dünyada ilk 100 üniversite arasına girmek olduğunu belirterek, şunları söyledi: “Hacettepe’de büyük bir değişim başladı. Şu anda biz en çok üretim yapan, ülkenin gelişmişliğine en çok katkı yapan en önemli 50 üniversiteden biriyiz. Teknoloji transfer ofisleri açısından da ilk 10 içindeyiz. En büyük hedefimiz dünyada ilk 100 üniversite arasına girmek. Önümüzdeki 8 yılda bunu görmeyi çok isterim.”