İkiz kız kardeşlerin sihirli dokunuşları

Güncelleme Tarihi:

İkiz kız kardeşlerin sihirli dokunuşları
Oluşturulma Tarihi: Aralık 28, 2009 00:00

Gamze ve Arzu Kırtıl piyano ikilisi, geçtiğimiz günlerde Hacettepe Senfoni Orkestrası’nda verdikleri konserde gördükleri yoğun ilgiyi ve edindikleri başarıların hikayesini Ankara Hürriyet okuyucularıyla paylaştı.

Haberin Devamı

GAMZE ve Arzu Kırtıl, piyano ikilisi geçtiğimiz günlerde Hacettepe Senfoni Orkestrası Konseri’nde solist olarak sahneye çıktılar. Brahms’ın Hayvanlar Alemi’ni Sıhhıye Kampüsü’ndeki Kültür Merkezi M Salon’da seslendiren ikiz kardeşler, gördükleri ilginin çalışmalarının yoğunluğunun getirdiği başarıya bağlı olduğunu dile getirdiler. Lisanslarını Hacettepe Ankara Konservatuarı’nda tamamladıktan sonra Fransa’ya  giderek, L’Ecole Normale de Musique de Paris’te lisans üstü eğitimlerini tamamladılar, birçok başarıya imza attılar. Kırtıl’lar Ankara Hürriyet’e özel açıklamalarda bulundu:
*  Fransa tercihiniz nasıl oldu?
*  Gamze Kırtıl: Fransa’da yüksek lisansımızı bitirdik, Arzu Fransa’da kaldı ben Ankara’ya döndüm ve Bilkent’te Öğretim Görevlisi oldum. Biz aslında Amerika’yı da kazanmıştık ancak Ffransa’nın verdiği burs imkanı ve eğitim kalitesi nedeniyle Fransa’yı tercih ettik. Fransa’daki çalışmalarımız sonucunda bir çok diploma aldık. İki de yarışmaya katıldık. Fransa’nın Bordeaux Kenti’nde birincilik, Roma’da ise üçüncülük elde ettik. Fransa’daki diplomalarımızı tamaldıktan sonra ben, Bilkent’in teklifiyle buraya geldim. Kardeşim orada kaldı, benim Türkiye’ye dönüşümden sonra kardeşim Fransa’da bir diploma daha aldı ve orada çalışmaya başladı. Arzu Fransa’ya yerleşti, ben de Bilkent’e yerleştim böylece.
*  Piyano aşkınız nasıl başladı?
*  Arzu Kırtıl: Annemiz zaten müzik öğretmeni Gazi Üniversitesi’nde. O dönemde de çok iyi hocalardan ders almıştı. Hem piyano hem de keman çalıyordu. Annemizin müziğe bu kadar ilgisi olmasına rağmen bizim piyanoya hiç ilgilimiz olmadı uzunca sayılabilecek bir süre. Yaramaz çocuklar olduğumuz için piyano bize hiç çekici gelmiyordu. 11 yaşımıza geldiğimizde, babam subay olduğu için Ankara’ya tayini çıktı. Haliyle Ankara’ya taşındık. Annemin sınıf arkadaşının bizden bir yaş büyük kızı koservatuar sınavlarına hazırlanıyordu. Hafta sonları çalışmak için bize geliyordu, onun piyanoya ilgisi çok ilgimizi çekti ve biz de böylece piyano çalmaya başladık. Biz çok geç kalmıştık eğitim için, 4 yaşında başlanıyor çünkü piyanistlerin piyano eğitimlerine. Ancak bir sene içerisinde çok gelişme kaydettik.
*  Yurtdışında eğitim alma fikri nasıl oluştu?
*  G.K: Bizi eğiten 10 yıllık hocamız bir kaç yıl kadar önce vefat etti, keşke bizi görebilseydi. O da L’Ecole Normale de Musique de Paris’ten mezundu ve biz hep ona özendik. Onun yolundan gitmek istedik. Hocamız bizim beraber çalmamızı istemezdi. Biz eğitimimizde belli bir seviyeye geldikten sonra piyano eşliği yapmaya başladık. Bir arada Perpignan’da eğitim gördük bir sene kadar, orada da başarılı bir eğitim sürecinden geçtik. Perpignan Okulu’nun müdürü aynı zamanda bir besteci ve o Türkiye’şe geldiğinde bizi dinleyip bize burs verdi. Yüksek lisans için Amerika’ya gitmeyi düşünürken, Amerika’daki ücretler çok pahalı olduğu için yurtdışına ilk açılımımızı Perpignan ile yaptık.

Haberin Devamı

Müzikle büyüdük

Haberin Devamı

*  Geç başlamanıza rağmen aradaki farkı kapatmış gibisiniz bunun sırrı ne?
*  A.K: Sanılanın aksine, 14-16 yaşında bir enstrümana ilgi duyup, çalmaya başlayan ünlü müzisyenler de var. Bazı kişiler çocuklarını çok erken başlattırıyorlar müzik eğitimine ve onlar da müzisyen olmak istemediklerini keşfedebiliyorlar büyüdüklerinde. Annemizin müzik öğretmeni olması nedeniyle, müzikle büyüyen çocuklardık. İlkokulda da müzik kolu başkanıydık mesela. Yüksek lisans düzeyine kadar hep yan yanaydık aynı hocalardan ders aldık. Ancak ayrı kalmamızın farklı akorlarla çalışıp farklı şeyler öğrenmemizin de ikimize de katkısının büyük olduğunu düşünüyorum. Piyanistler genelde yalnız olur ve bu onları buhranlı bir havaya sokar, biz hep beraber olduğumuz için şanslıydık ancak, yalnız kalmamızın da kendimizi geliştirme de etkisi büyük oldu.

Haberin Devamı

İkiz olmak büyük şans

*  Siz, ikiz olduğunuz için şanslı bir piyano eğitim süreci geçirdiniz yani öyle mi?
*  G.K: Hocamız bizi zamanında uyarmıştı, “piyanistler orkestra elemanı değil iş bulmanız zor olur biriniz farklı bir enstrüman çalın” diye, ancak ikimizde sadece piyano istedik. Mesela hocamızın kızları da yine müzikle uğraşıyor ancak hocamız onların da piyanist olmamaması için çok çaba harcadı. Piyanist solist enstrüman olduğu için devamlı solist olabileceğiniz konserler olması gerekiyor ki bu da her zaman olan birşey değil. Orkestra da yer alabilecek bir enstrüman değil çünkü. Birinci Keman ve İkinici keman için birçok kişi orkestraya alınabilirken sadece bir piyanist alınıyor. Onun dışında çok yalnız bir yaşam, tek başına konser veren bir enstrüman olması nedeniyle piyanistler çok yalnız bir eğitim süreci geçirir. İkiz olduğumuz için, sadece tek başına çalışmaktan, tek başına konser vermektense daha renkli oldu ikiz olarak eğitim almamız. Orkestradaki müzisyenler hergün bir araya gelip sosyalleşebiliyorlar ancak piyanistler için böyle bir imkan olmazken, biz bu konuda çok şanslıydık.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!