İki sanat arasındaki sihirli köprü
Güncelleme Tarihi:
Hande BAŞPINAR
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 02, 2010 00:00
Özel efekt makyajı alanında Başkent’in önemli isimlerinden biri olan Hacettepe Üniversitesi Öğretim Görevlisi Yeşim Arsoy Baltacıoğlu, “Özel efekt makyajı, malzemesi, tasarımı farklı bir iş. Korkunç çalışmalar yapmayı iyi beceriyorum. Yaptığımız iş sihirli bir iş. Kişi, efekt makyajıyla bambaşka karakterlere dönüşüyor” dedi.
Sahne sanatlarıyla plastik sanatlar arasında bir köprü kurmaya çalıştığını ifade eden Arsoy, yıllardır çalıştığı sihirli dünyanın kapılarını Ankara Hürriyet için araladı.
Türkiye’de bu alandaki eksikliği kapatmak için çabaladığını belirten Arsoy, şunları söyledi:
“Bu işi seçme nedenim, peruka ve makyaj konusunda usta olan babam Erdal Arsoy’dur. Çocukluk yıllarımdan hatırladığım saatlerce uğraşarak işlediği o müthiş peruka, sakal ve bıyıklar. Babamla çok çalıştım ve en sonunda o da beni bu işe yönlendirmeyi başardı. Güzel sanatların vermiş olduğu bilgi ve altyapı, kişiyi efekt makyajı ile yeni karakterler yaratmak için oldukça donanımlı bir hale getiriyor.
Hacettepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi seramik bölümünden 1996 yılında mezun oldum. Ardından Hacettepe Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olarak çalışmaya başladım. Sonrasında “Yüz İfadelerinin Seramik Formlar Olarak Yorumu” adlı bir yüksek lisans tezi hazırladım. Şu anda güzel sanatlar eğitiminde doktora yapıyorum.
Sahne sanatlarıyla plastik sanatlar arasında bir köprü olsun istedim. O köprüyü de ancak yüz ifadelerini inceleyerek elde edebilirdim.
Hakettiği değeri bulmalı
İnsanlar bu alanda bir şeyler öğrensin, profesyonel olarak yetişsin ve piyasaya dağılsın istiyorum. Çok fazla yetenekli genç var ama ne yapacaklarını bilmiyorlar. Onları yönlendirmek gerekiyor. Eğitim kesinlikle şart. Bu işin Türkiye’de hakettiği değeri bulması benim için çok önemli.”
Türkiye’de bu alandaki eksikliği kapatmak için çabaladığını belirten Arsoy, şunları söyledi:
“Bu işi seçme nedenim, peruka ve makyaj konusunda usta olan babam Erdal Arsoy’dur. Çocukluk yıllarımdan hatırladığım saatlerce uğraşarak işlediği o müthiş peruka, sakal ve bıyıklar. Babamla çok çalıştım ve en sonunda o da beni bu işe yönlendirmeyi başardı. Güzel sanatların vermiş olduğu bilgi ve altyapı, kişiyi efekt makyajı ile yeni karakterler yaratmak için oldukça donanımlı bir hale getiriyor.
Hacettepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi seramik bölümünden 1996 yılında mezun oldum. Ardından Hacettepe Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olarak çalışmaya başladım. Sonrasında “Yüz İfadelerinin Seramik Formlar Olarak Yorumu” adlı bir yüksek lisans tezi hazırladım. Şu anda güzel sanatlar eğitiminde doktora yapıyorum.
Sahne sanatlarıyla plastik sanatlar arasında bir köprü olsun istedim. O köprüyü de ancak yüz ifadelerini inceleyerek elde edebilirdim.
Hakettiği değeri bulmalı
İnsanlar bu alanda bir şeyler öğrensin, profesyonel olarak yetişsin ve piyasaya dağılsın istiyorum. Çok fazla yetenekli genç var ama ne yapacaklarını bilmiyorlar. Onları yönlendirmek gerekiyor. Eğitim kesinlikle şart. Bu işin Türkiye’de hakettiği değeri bulması benim için çok önemli.”