Güncelleme Tarihi:
Ankara'da 1926'da dünyaya gelen Karaalp, 1989'da Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına bağlı Seyranbağları Huzurevi Yaşlı Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi'ne yerleşti. Türkiye'nin en uzun süre huzurevinde kalan sakinlerinden biri olarak kayıtlara geçen Karaalp, Yaşlılar Haftası kapsamında hikâyesini anlattı. Bugüne kadar hep Seyranbağları Huzurevi'nde kaldığını belirten Karaalp, şunları söyledi: “Benim bütün akrabalarım öldü. Sadece kardeşimle yeğenim var, İstanbul'da. Yazın onları görmeye gidiyorum. Buraya herkesin akrabaları geldiğinde bana çok dokunuyor. İlkokulu bitirdiğim gibi çalışmaya başladım. Annem, kardeşim vardı ve onlara bakmak zorundaydım. Gençken 'Evlensem adam bana mı onlara mı bakacak. Kaşını gözünü eğse, bu bana çok dokunur' diye düşünürdüm. Çalışmaya başladım, hiç düşünmedim evlenmeyi. Sevmeye vaktim yoktu ki.
Çok şükür bu yaşta ayaktayım. Kafam yerinde. Gençlere hızlı hayatı bırakmalarını tavsiye ederim. Büyüklerin söylediği sözler gençken dokunuyor ama hepsinin bir manası var. Gençler, yapacakları işi, atacakları adımı çok iyi düşünmeli. Bir de istediğimiz, büyüklere saygı ve sevgi. Bu kadar. Burayı eskiden daha çok ziyaret eden oluyordu. Şimdi azaldı biraz. Herkes kendi derdine, geçimine düştü. Benim için de artık gelmeleri, gelmemeleri çok fark etmiyor. Ben alışmışım yalnızlığa. Zaten insanlar yaşlandıkça sakin bir hayat istiyor. Evde olsam çok daha yalnız olurdum. Arkadaşlarımla huzurevinde sohbet ediyoruz, çayımızı içiyoruz. Yazın bahçeye çıkıyoruz. Gezmeye de götürüyorlar. Çok yerleri gezdik. Allah razı olsun. İyi ki buraya gelmişim. Böyle huzurevlerinin daha çok açılması lazım."