Hip Hop’un kalesi Ankara

Güncelleme Tarihi:

Hip Hop’un kalesi Ankara
Oluşturulma Tarihi: Mart 17, 2008 00:00

Türkiye’de son yılların tartışmasız fenomenlerinden biri Ceza. Rap müziği geniş kitlelere yayan, sözünü esirgemeyen ve sanat dünyasındaki bir çoklarına inat, olduğu gibi olan biri.

Ceza geçtiğimiz günlerde Saklıkent’teki konseri öncesi Ankara Hürriyet’e "Hip Hop’un kalesi" dediği Başkent’i ve rap kültürünü değerlendirdi.

n Daha çok İstanbul’da konser veriyorsun. Ankara’ya daha az gelme fırsatın oluyor. Ankara seyircisini nasıl değerlendiriyorsun?

n İstanbul’a nazaran beni daha az görüyorlar. Bu da az da seyirci de gelse çok seyirci de gelse gelen seyircinin daha çok coşku göstermesine neden oluyor. Bu enerjileri beni de pozitif yönde etkiliyor. Bunun haricinde Hip Hop’ta çok büyük kalelerden bir tanesi Ankara. 96-97’li yıllardan bu yana Ankara güzel günlerimiz oldu. Ankara’da eskiden kalma çok güzel dostluklarımız var. Başkenti seviyorum, bana her zaman ayrı bir hava ayrı bir atmosfer katıyor.

n Ankara’ya gelirken ’Acaba beklediğim kitle oluşmaz mı’ kaygısı duyuyor musun?

n Genel olarak da böyle bir kaygım yok benim. Dinleyici az gelmiş çok gelmiş kaygı duymam bu tip şeylerden. Sonuçta tabi ki ne kadar kalabalık olursa hepimiz için daha iyi ama benim 15-20 kişiye de konser verdiğim oldu. 10 bin kişinin önüne çıktığım zamanlar oluyor. Yani önemli olan işinizi aynı şekilde yapmanız. Çünkü 10 kişi de gelse sizin için gelmiştir, 10 bin kişi de. Sizde bir şeylerin değişmemesi lazım.

n 90’lı yıllardaki pop furyası günümüzde bir rap furyasına dönüşmeye başladı. Nasıl değerlendiriyorsun? Sence kaliteyi düşürüyor mu?

n Düşürmüyor desem yalan söylemiş olurum. Özellikle gençler çok kalitesiz şeyler yaptığı için maalesef biraz dışarıdan önyargıyla bakılıyor. Zaten Amerika’dan dolayı bir önyargı var. Rap müziği Amerikan müziğine özenti diyenler var. Ama bizim müziğimiz onlarınkinden çok farklı. Biz en başında kadınlara değer veriyoruz. Bizim sözlerimizde onları aşağılayan, onları cinsel bir meta olarak gösteren, çıplaklığını öne çıkaran hiç bir şey yok. Benim kız kardeşim de biliyorsunuz rap yapıyor. Benim anneme yazdığım sözlerim var. Biz kadınlara en başta değer veriyoruz. Ön yargıları atmalı insanlar.

Gençler biraz daha Amerikan takılıyorlar. Bu işi 17-18 yaşında yapanlar özenerek yapıyorlar. Biraz daha taklitçilikle başlıyor. Onlara hoşgörüyle yaklaşılmalı. Rock müzikte de diğer müzik alanlarında da bu işler başlarda özenerek yapılıyor. Onlar da zamanla anlayacaklar, giyim değil önemli olan. Anlatılan şeyler ve davranış. Bazı şeyler bizim kültürümüze uymuyor. Bunları gençler anlayacaklar.

DUYARLI BİR VATANDAŞ GİBİ ELEŞTİRİYORUM

n Kısaca anlatır mısın nasıl bir kültürden bahsediyorsun?

n Belli bir yaşa geldiğinizde halen müziğinize devam ediyorsanız ya da bu müziği dinliyorsanız gerçeksinizdir ve bu kültürü sindirmişsiniz demektir. Şu anda gerçek olan gençleri görmek biraz zor. Söylediğim gibi sadece giyimle rap yapılacağını düşünüyorlar. Bu kadar kolay değil bu iş. Bir kere bunu anlamaları lazım. Birincisi Rap’in sanatla ilgisini anlamalılar. İkincisi iyi tahlil etmeleri ve işin özünü bilmeleri lazım. Gençlerin anlayabilmeleri için zamana ihtiyacımız var.

Dinleyenler zaten anlayabiliyorlar. Rap dinlemiyorum ama Ceza dinliyorum diyor insanlar. Bu benim için çok güzel ama Rap’in daha iyi anlaşılması için bir kaç tane daha iyi örnek çıkması lazım. Var tabi ki insanlar ama onlar rap dışında başka şeylerle de uğraştıkları için çok fazla seslerini duyuramıyorlar.

n Her ne kadar dinleyici kitlen geç yaştakiler gibi görünse de senin orta yaş kitlen de var. Bu konudaki gözlemlerin neler?

n Benim çok değerli yazar, gazeteci dostlarım var. Onlarla diyaloglarımız çok güzel. Orta yaş kitlem Babylon tarzı mekanlardaki konserlerime gelebiliyor. Yaş sınırı 25 altına düşmüyor. Müziğimi çok sevdiği halde gençlerle birlikte olmak ve onlarla aynı kıyafetleri giymek istemeyen dinleyicilerim var. Zaten Rap dinliyor diye kimsenin rapçi gibi de giyinmesine de gerek yok. Orta yaş kitlem gerçekten müziği dinliyor ve hissediyor. Bu çok güzel bir şey. O yüzden yaş sınırım kesinlikle yok. Her yaştan insanın beni dinlemesi ve anlaması hoşuma gidiyor.

n Çalışmalarında sosyal içerikli konulardan söz etmeyi seviyorsun. Özellikle Milliyet reklamında bir hayli politik konulara değindin. Mesaj kaygısı taşıyor musun?

n Açıkçası politik olmak gibi bir kaygım yok. Ben içimden geldiği şekilde, yanlış gördüğüm şeyleri eleştiriyorum. Milliyet reklamında da yedi albümünde anlattığım şeyleri anlattım. Bir çok insan o reklam sayesinde ’Ceza bunları anlatıyor’ dediler. Anlattığım şeylerin bir özeti gibi oldu. Ciddi bir müessese olması benim düşünmeden kabul etmemi sağladı. Onun dışında içimden geleni yazıyorum. Şahsi konuları eleştirebiliyorum ya da iç dünyamla ilgili şeyler yazıyorum, duygusal şeyler. Ya da sosyal içerikli şeyler yazıyorum. Yeri gelince eğlendiriyorum insanları. Hepsinin ötesinde politik olmak gibi bir kaygım yok. Duyarlı bir vatandaş gibi yanlış gördüğüm şeyleri eleştiriyorum. Müziğim sayesinde de daha çok insana ulaşabiliyorum. Tek farkım bu.

Elektrikçiden sahnelere aktı

CEZA
olarak tanınan Bilgin Özçalkan 1977 doğumlu. Haydarpaşa Meslek Lisesi’nin elektrik bölümünü bitirdi. Aktaş Elektrik’te elektrik teknisyeni olarak çalışır, sayaçları kontrol eder, açar kaparken, bir yandan da rap yaptı, hip hop yarışmalarına katıldı. Yavaş yavaş tanınması, 1998’de Dr. Fuchs lakaplı arkadaşıyla kurduğu Nefret grubuyla başladı. Kendi çabalarıyla yaptıkları şarkıları "Yeraltı Operasyonu" adlı albüme sokmayı başaran ikili, daha sonra Hammer Müzik’ten kendi albümleri Meclis-i Ala İstanbul ve Anahtar’ı çıkardı. Ardından ikili ayrıldı ve Ceza kendi albümlerini çıkardı. Medcezir ve Rapstar’dan sonra üçüncü solo albümü olan Yerli Plaka 2006’da çıktı. Ceza Sezen Aksu, Candan Erçetin, Mercan Dede ve Burcu Güneş gibi sanatçılarla da başarılı düetler yaptı.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!