Hande BAŞPINAR
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 13, 2008 00:00
OSTİM, sanayi sektörünün yanında, sanatsal çalışmalara da ev sahipliği yapıyor. Heykeltraş Aslan Başpınar’ın atölyesi, bunlardan sadece biri. OSTİM’de bulunmanın, malzeme tedarik etme açısından çeşitli avantajları olduğunu ifade eden Başpınar, "Tasarımlarımız korsan cd gibi çoğaltılıyor ve bunun önüne geçemiyoruz" dedi.
SANAYİ sektörünün pek çok alanındaki çalışmalara ev sahipliği yapan OSTİM, zaman zaman sanatsal çalışmaları da bünyesinde barındırıyor.
Heykeltraş
Aslan Başpınar’ın atölyesi, bunlardan sadece biri. OSTİM’de heykel yapılabileceğinin ve bölgede bir atölye bulunabileceğinin insanların aklına gelmediğini ifade eden Başpınar, "Tasarımlarımız korsan cd gibi çoğaltılıyor ve bunun önüne geçemiyoruz" dedi. İlkokul sıralarında resimle, sonra da heykelle ilgilenmeye başladığını ifade eden Başpınar, heykeltraşların sıkıntılarını Ankara Hürriyet’e anlattı. Başpınar şunları söyledi:
"Dedem iyi bir taş ustasıydı. Yaptığım resimleri heykele dönüştürme arzum da dedemden etkilenerek başladı ancak heykelin nasıl yapılacağı konusunda bir bilgim yoktu. Çevremdeki insanların çamurla heykelini yapmaya başladım. Çamur kuruyunca çatlayıp dağılıyordu. Yaptığım eserlerin kalıcı olmaması da beni üzüyordu. Çamuru koruyamayınca, taşa ve ağaç kütüklerine yöneldim. Bir yandan da resim yapıyordum. Kağıt tedarik etmek çok zordu. Bitmiş takvim yapraklarının arkasına resimler yapıyordum. Heykeli köyde işe yarar bir şey gibi algılamazlardı. Büyüklerim heykele olan ilgimi, mobilyacılığa yönlendirmemi tavsiye ederdi. Ankara’ya gelip çıraklık yapmaya başladım ama bu tip işler bana göre değildi. O kadar çok heykelim vardı ki annem bazılarını odun diye yakmıştı. Köyümüze gelen jeologların, heykellerimi görmesiyle Gazi Üniversitesi’nde misafir öğrenci olma şansı kazandım ve tekniğimi geliştirdim.
Heykelde de korsan var
Heykel atölyesi, sürekli olarak para kazanılabilecek bir ortam değil. Sadece heykel yaparak ayakta kalmak ve var olmak zor. Alışılmış tasarımlar yapmaktan hoşlanmıyorum. Eserlerimde sanatsal öğelerin olması gerekiyor. Tasarımlarımla yarışmalara katılıyorum, ödüller alıyorum fakat tasarımın çoğaltması başkalarına yaptırılıyor. Promosyon için bir ürün isterler. Gece gündüz çalışır bir tane üretirsiniz. Modeli heykeltraşa yaptırırlar, çoğaltmasını siz yapamazsınız. Polyester dökümle uğraşan kuruluşlar var. Biz, modeli elde ettikten sonra kolayca çoğaltıyorlar. Model üretiyorsunuz ve karşı taraf bu modelden binlerce üretiyor. Bunun önüne geçemiyoruz. Ürünlerimiz korsan cd gibi çoğaltılıyor. Her yapılan iş için patent almak da mümkün değil. Zaten her yaptığımız işi paraya dönüştüremiyoruz. Bu bizim için büyük bir sıkıntıdır."
Sınır hayal gücünüzde
"HEYKEL sadece çamurdan ibaret değildir. Sınırsız malzeme kullanabilirsiniz. Sınır sadece hayal gücünüzdedir. OSTİM bu açıdan çok iyi bir yer. Heykelin altyapısında kullanabileceğiniz demir, taş gibi pek çok ürünü OSTİM’de bulma şansınız var. Bir heykel projesini hayata geçirmek için, beş ya da altı tane proje üretmek zorunda kalıyorsunuz. Bir anıtsal proje hazırlamadan önce, bunu maket olarak defalarca çalışıyorsunuz. Yapacağınız işi hemen, bire bir uygulama şansınız yok. Sanatsal değerleri ön planda tutacaksınız. Maket aşamasını tamamladığınızda, projenin yüzde 60’ı bitmiş sayılır ve sonraki aşamalar daha kolay ilerler. Anıtkabir Müzesi’nde iki tane rölyef çalışmam, Yozgat’ta yaptığım bir anıt ve taş eserlerim var."