Hesapları istediler hesabımı kestiler

Ankaragücü’nün 6-13 Ocak’ta toplayacağı genel kurul öncesinde, fırtına koparacak açıklamalar eski başkan Bent Ahlat’tan geldi. Halen Sincan Cezaevinde bulunan Bent Ahlat, yeni yıl izni nedeniyle kısa süre de olsa günlük yaşama yeniden dönerken, avukatı Didem Gürler Türker ile birlikte Ankara Hürriyet’i ziyaret edip, gündemi sarsacak açıklamalarda bulundu.
Turgut Doğan Şahin transferinden, Ankaragücü’nün Türkiye Futbol Federasyonu’nda tutulan alacaklarına ilişkin kesilen faturaya, mevcut yönetimin icraatlarından, yeni başkan adayı Mehmet Yiğiner’in kulübe yaptığı üyeliklere kadar bir çok konuda çeşitli iddialar ortaya atan Ahlat, “Ankaragücü’nde yolsuzlukların üstüne gitmem, birilerini rahatsız etti. Hesapları isteyip, usulsüzlükleri ortaya çıkaracağımdan korkanlar, işin ucunun kendilerine dokunacağını anlayanlar, benim hesabımı kesti. 2008 yılında karıştığım bir olayla ilgili dava dosyam, birileri tarafından raflardan indirildi. Mahkeme, savcılık, emniyet ve cezaevi sürecinde bu güçler tarafından çok ince bir çalışma yürütüldü” diye konuştu.

CEVABI GELMEYEN SORULAR VAR

Ankaragücü’nde gerçeklerin ortaya çıkması için bazı soruların cevaplanması gerektiğini belirten Ahlat, şunları söyledi:
“Önce, Turgut Doğan Şahin’in transferindeki 900 bin TL’lik çekin ne olduğu sorusu ile başlayabiliriz. Bu gerçekten karanlıkta kalmış bir konudur. Bursaspor ile 1 milyon 850 bin TL’ye anlaşma sağlanırken, oyuncu neden Gaziantepspor’a verilmiştir? Cemal Aydın’ın ekibi; Mehmet Ural, Sidar Tunca ve Erk Toros, neden bu işin içindedir? Oyuncu, neden serbest kalmıştır? O dönem; Aydın Toscalı, Bora Körk ve Ergin Keleş, 800 bin TL’lik ödeme sözü alıp takımda kalacaklarını söylemişken, 900 bin TL’nin akıbeti belli olmadığından, takımdan ayrılmıştır. Hem kulübe bir kuruş para girmemiş, hem de oyuncular gitmiştir. A.Gücü’neki iki yönlü zararın hesabını bu isimler vermelidir. Antep cephesi, (Oyuncu serbest kaldı ve bize geçti, borcumuz da yok) diyor. Kulüp başkanı, (biz kendi aramızda anlaştık sulh olduk) şeklinde konuşuyor. Ben işin içindeki iki tarafa birden soruyorum, şu 900 bin TL nerede? İshak Doğan transferindeki çekler ile ilgili bana sorular soruldu. Evet, 750 bin TL’lik çek bana teslim edildi. Bu paraları da FIFA’daki dosyalar için kullandık.”

50 BİN LİRALIK SEBZE-MEYVEYİ KİM YEDİ

“Ankaragücü’nün bugün düştüğü durumda en büyük sorumlu Cemal Aydın’dan çok Mehmet Ural’dır. Kendisiyle yollarımızın ayrılma nedeni, kulüp hesaplarını istememdir. Kulübün bütün defterleri, maç biletleri, muhasebe kayıtları, Ural’ın ofisindedir. Son olarak tespit ettiğim 50 bin TL açık, Atilla Süslü ile Ural arasında kesilen 50 bin TL fatura ile kapatılmaya çalışıldı. Ben şimdi hem Ural’a hem de Süslü’ye soruyorum. Faturanın kesildiği tarihte, kulüpte maç ya da kamp mı vardı da bu kadar sebze ve meyve alımı yapıldı. Yoksa, menajer Hikmet Hancıoğlu oturup, bu kadar meyve ve sebzeyi tek başına kendisi mi yedi ?”

Cemal Aydın’ın avansını ödedim

Para, Gökçek ekibine falan gitmedi. Benim verdiğim fatura, Cemal Aydın’ın daha önce aldığı avansa mahsup edildi. Bu bilgileri, bizzat federasyon içindeki yetkililerden aldım. “Benimle ilgili bir iftira kampanyası başlatıldı, Futbol Federasyonu’na benim tarafımdan kesilen 8 milyon 350 bin TL’lik fatura da bu kampanyanın en önemli argümanı olarak, medyaya sunuldu. İmza yetkim olmadığı için faturanın iptal edildiği söylendi, 4 milyon TL’nin, alacaklılar listesinin ilk sıralarında yer alan Gökçek ekibindeki isimlere gitmesi için böyle bir plan hazırlandığı yazıldı çizildi. Oysa gerçek öyle değil. Bu para Gökçek ekibine falan gitmedi. Benim verdiğim fatura, Cemal Aydın’ın daha önce aldığı avansa mahsup edildi. Bu bilgileri, bizzat federasyon içindeki yetkililerden aldım. Bana, (Fatura bedelini, Cemal Aydın’ın aldığı avanstan düştüklerini söylediler) İsteyenle bu bilgileri ve isimleri paylaşırım. Federasyondan kulübe gelen, (Faturalar birikiyor, faiz yükü biniyor, faturayı kesmek zorundasınız. Aksi takdirde savcılık devreye girecek) dendiği için, bu işlemler yapıldı. Neden ve nasıl alındığı belli olmayan bu avans ve ondan düşülen bölüm içine kesilen fatura ile ilgili olarak da dava açacağım. Bu paranın da nerde olduğunu sormak ve öğrenmek istiyorum.”

ANKARAGÜCÜ FUTBOLCU SATARAK YAŞAMAZ

“Mevcut yönetim, futbolcu satarak kulübü idare etmeye çalışıyor. Ankaragücü, futbolcu satarak yaşamaz. Bu oyuncular, bizim dönemimizde niye gitmedi. Ümit, Timur ve Sinan gibi isimlerin paralarını ben yatırdım. Ankaragücü’nün başkanı, oyuncusu kulüpten giderken gülerek poz vermez. Ulu çınardan bir yaprak düşüyorsa, hepimizin içi sızlar. Ankaragücü’nü küçülterek başarı nasıl yakalanır. Kulüp, bugün altyapıdan yetişen oyuncularla ayakta duruyor. Yönetim, akademi liglerinde mücadele eden takımları ligden çekmeyi düşünüyor. Böyle saçma sapan bir anlayış olur mu ? Ankaragücü öyle bir hale gelmiş ki başkanı, yöneticisi, teknik direktörleri, oyuncuları pazarlamak için birbiriyle yarışıyor.”

Bunlar taraftardan korkuyor

Bu yönetim, taraftar korkusundan Samsunspor maçında stada gidemedi. “Benim üzerimde 70 bin TL’nin üzerinde kulübün parası vardır. Ancak bu verdiklerimin haricindedir. Başkanlık dönemimde kendi cebimden 250 bin TL civarında kulübe para verdim. Evrakları, faturaları kulüp müdürüne teslim etmişimdir. Cezaevinden çıktıktan sonra da tüm hesapları dürüstçe kapatırız. Biz Ankaragücü’nü yaşatmak için çalıştık. Federasyondan, bir yıl ligden çekilelim dilekçesini alan benim. Disiplin kuruluna sevk edileceğim söylendi. Bu kulübü soyanlar mı yoksa bu kulübü yaşatmaya çalışanlar mı disipline verilmeli takdiri kamuoyuna bırakıyorum. Bu yönetim, taraftar korkusundan Samsunspor maçında stada gidemedi. Ben ve Cengiz Topel Yıldırım, istediğimiz zaman tribüne gider taraftarın arasında maç izleriz. Çünkü gerçek Ankaragüçlüyüz ve taraftarın içinden geliyoruz. Bu yönetim eğer iş yapacaksa, transfer yasağını kaldırmak için uğraşsın.”

HANCIOĞLU’NUN SÖZLEŞMESİNİ MEHMET URAL YAPTI

“Hikmet Hancıoğlu’nun maaşı çok konuşuldu. Ben 8 bin 500 TL olan sözleşmeyi gördüm. Mehmet Ural ve İlyas Sümer döneminde yapılmış. Bu işin kilit noktası Ural’dır. Ankaragücü’ndeki gelişmelerle ilgili herkes sorguya çekilsin o zaman neyin ne olduğu ortaya çıkar. Şu anda Ankaragücü kapatılmaya çalışılıyor. Kulüple ilgili usulsüz işlemlerin odağındaki isimlerin isteği, geçmişle ilgili hesap sorulmasın, kimse bunların üzerine gitmesin. Dava budur.”
“Yeni başkan adayı Mehmet Yiğiner’i yakından tanırım. Onu dostça uyarıyorum. Adımlarını çok dikkatli atsın ve gelişmeleri iyi analiz etsin. Kongre öncesinde 200 kişinin Yiğiner tarafından üye yapıldığını biliyorum. Ankaragücü üyelerinin paralı asker, bindirilmiş kıtalar olmasını istemem. Çünkü kulüp, bundan önceki dönemlerde bunun sıkıntısını çok çekti. Delege ağırlığının bir elde toplanması ilerleyen dönemde yeni sorunlara yol açar. Üyeler, Ankaragücü’nün içinden olmalıdır. Kongre alınsın diye paralı askerlerle yola çıkmak Ankaragücü ruhuna ihanet etmektir. Çakma kongre üyelerine taraftar da büyük tepki gösterir. Geçmişte, Cemal Aydın kulübü halka açmadığı için Ankaragücü bugün sahipsiz kaldı.”

Beştepe’deki temizlik rahatsızlığı

Ankaragücü’nde her işin altından, Cemal Aydın ile birlikte onun çok yakınındaki aynı isimler çıkıyor. “Ankaragücü’nde her işin altından, Cemal Aydın ile birlikte onun çok yakınındaki aynı isimler çıkıyor. Ben başkan olduğum dönemde, kulüpte büyük bir temizlik yapmış ve Aydın ile Ural’ın adamlarını gönderdim. Altyapıdaki bazı teknik adamlar ile değişik birimlerde çalışan görevlileri kulüpten uzaklaştırdım. Bazı isimler zarar vermesinler diye kulübün anahtarlarını bile değiştirdim. Şu an istifam yok, disiplin kurulundan ihracım söz konusu değil. Bundan sonraki süreçte, Ortak Girişim ve Beştepe Tesisleri’nde bir türlü tamamlanamayan bölümleri gündeme taşıyıp, Ankaragücü’nü batıran isimlerden hesap soracağım. Ankaragücü’nün menfaatleri için de hizmet etmek için çırpınan her kese her türlü desteği vermeye hazırım. Sayın Valimden de bir ricam var. Ankaragücü’ne uzak durmasın.”