Her anaokulu iyidir
Güncelleme Tarihi:
Dila DİNÇ
Oluşturulma Tarihi: Eylül 29, 2009 00:00
Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Üstün Dökmen, anaokullarının hepsinin iyi niyetle açılmış iyi okullar olduğuna dikkat çekti.
Dökmen, ebeveynlere aile büyükleri hayattaysa, çocuklarını bu kültürel açıdan zengin kaynaktan mahrum etmemelerini önererek, okul öncesi eğitim ile ilgili şunları söyledi:
“Bazı illerde tek, bazılarında ise bir kaç tane olmak üzere 17 tane okulumuz oldu Türkiye’de. Küçük Şeyler Akademisi Anaokulları; İstanbul’da, Ankara’da, İzmir’de, Afyon’da, Eskişehir’de, Adana’da, Gaziantep’de, Bartın’da ve diğer illerde eğitim yaşamını sürdürmekte. Bu 17 okul, Üstün Dökmen Yaşam Boyu Gelişim ve Eğitim Akademisi’ne doğrudan ait değil. Yani bu şu demek, kar ve zararlarıyla ilgimiz yok, bize ait değil. Biz sadece isim hakkı verdik. Verdiğimiz bu isim hakkı lafı lafın gelişi yada yuvarlak bir isim hakkı değil, içi doldurulmuş bir isim hakkı.
Standardizasyon
Teorik olarak anlattıklarımızı, Küçük Şeyler Programını, eğitimleri, konferansları yaşama geçirmek istedim. Anaokulları ‘uygulama’ alanımız bizim. İsim hakkı içinde var olan başka birşey de, standardın az olduğu bir alanda standart getirmek. Yani, anaokul eğitimini standardize etmek. Bir tane program var ve bütün anaokullarımız bu programı uyguluyor. Eğitimde standardizasyonun bir çok artısı var. En önemlisi, birlikte hareket etme ve gelişme imkanı veriyor. Bizim de Milli Eğitim tarafından belirlenmiş müfredatımız var ama tek tek ayrılmış dersler olmadığından, anaokulları için durum biraz daha değişik.
Karne ve not yok
Çocuk okula kaydolurken, veli de kaydolur. Biz velilerimiz içinde eğitim düzenliyoruz. Yaklaşık olarak ayda bir ben veya başka psikoloji ve çocuk gelişimi ile ilgili uzmanlar velilerimize eğitim veriyor. Bu eğitimlerin sebebi, veliyle öğretmenin ortak dil kullanmasını sağlamak. Öğretmen, çocuklara kendi kararlarını kendileri alması doğrultusunda davrınır ancak veli ‘senin adına ben karar vereyim’ der ise bu çocuğun gelişimine uygun olmayacaktır. Üstün Dökmen’in, Doğan Cüceloğlu’nun kitaplarıyla aynı dili kullanan veli, çocuğunun gelişimine katkı sağlayacaktır.”
“Bazı illerde tek, bazılarında ise bir kaç tane olmak üzere 17 tane okulumuz oldu Türkiye’de. Küçük Şeyler Akademisi Anaokulları; İstanbul’da, Ankara’da, İzmir’de, Afyon’da, Eskişehir’de, Adana’da, Gaziantep’de, Bartın’da ve diğer illerde eğitim yaşamını sürdürmekte. Bu 17 okul, Üstün Dökmen Yaşam Boyu Gelişim ve Eğitim Akademisi’ne doğrudan ait değil. Yani bu şu demek, kar ve zararlarıyla ilgimiz yok, bize ait değil. Biz sadece isim hakkı verdik. Verdiğimiz bu isim hakkı lafı lafın gelişi yada yuvarlak bir isim hakkı değil, içi doldurulmuş bir isim hakkı.
Standardizasyon
Teorik olarak anlattıklarımızı, Küçük Şeyler Programını, eğitimleri, konferansları yaşama geçirmek istedim. Anaokulları ‘uygulama’ alanımız bizim. İsim hakkı içinde var olan başka birşey de, standardın az olduğu bir alanda standart getirmek. Yani, anaokul eğitimini standardize etmek. Bir tane program var ve bütün anaokullarımız bu programı uyguluyor. Eğitimde standardizasyonun bir çok artısı var. En önemlisi, birlikte hareket etme ve gelişme imkanı veriyor. Bizim de Milli Eğitim tarafından belirlenmiş müfredatımız var ama tek tek ayrılmış dersler olmadığından, anaokulları için durum biraz daha değişik.
Karne ve not yok
Çocuk okula kaydolurken, veli de kaydolur. Biz velilerimiz içinde eğitim düzenliyoruz. Yaklaşık olarak ayda bir ben veya başka psikoloji ve çocuk gelişimi ile ilgili uzmanlar velilerimize eğitim veriyor. Bu eğitimlerin sebebi, veliyle öğretmenin ortak dil kullanmasını sağlamak. Öğretmen, çocuklara kendi kararlarını kendileri alması doğrultusunda davrınır ancak veli ‘senin adına ben karar vereyim’ der ise bu çocuğun gelişimine uygun olmayacaktır. Üstün Dökmen’in, Doğan Cüceloğlu’nun kitaplarıyla aynı dili kullanan veli, çocuğunun gelişimine katkı sağlayacaktır.”