Güncelleme Tarihi:
Skolyoz, çocukluk çağının en sık görülen problemlerinden biri olarak dikkat çekiyor. Bazı kas, sinir ya da bağ dokusu hastalıklarına bağlı olarak sonradan gelişebildiği gibi omurgadaki gelişim hataları nedeniyle doğumla birlikte de ortaya çıkabiliyor. Skolyozun ilerlemesi; günlük aktivitelerin kısıtlanmasından psikolojik sorunlara hatta kalp ve akciğerde kalıcı hasara kadar daha ciddi sonuçlara neden olabiliyor.
ÜÇ ÖNEMLİ BELİRTİ
Çocuklarda skolyoza işaret eden gözle de görülebilen üç önemli belirti bulunuyor:
* Çocuğunuza önden baktığınızda omuzlar arasındaki dengesizlik ve bir omuzun diğerinden daha yüksek olması.
* Bel oyuğunun bir tarafının içe, diğer tarafının dışa doğru çıkık olması.
* Çocuğun sırtına arkadan bakarak yere paralel hale gelinceye kadar öne eğildiğinde sırtında ‘hörgüç’ olarak tanımlanan çıkıntının görülmesi.
Bununla birlikte, gövdenin bacaklara göre orantısız kısa olması, denge bozuklukları, kalçanın birinin diğerine göre daha belirgin görünmesi, kürek kemiklerinden birinin diğerine göre daha çıkık olması gibi belirtiler de gözlenebiliyor.
SIK ARALIKLARLA GÖZLEM VE MUAYENE
Skolyoz belirtilerinin omurgadaki eğriliğin şiddetine göre değiştiğini aktaran Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Alanay, “Skolyoz ebeveynler tarafından sık aralıklarla yapılacak gözlem ve muayene ile erken yakalanabilir. Eğrilik, 20-40 dereceye ulaşması durumunda daha kolay fark ediliyor” dedi. Alanay şunları söyledi:
“Skolyoz tedavisinde hastanın durumu belirleyici unsur oluyor. Eğriliğin nedeni, derecesi ve hastalığın nedenine göre, gözlem, korse-egzersiz ve cerrahi yöntemlerden biri kullanılıyor. Tedavide amaç hem ilerlemenin durdurulması, hem de ilerlemeye bağlı oluşabilecek sıkıntıların önüne geçmek oluyor. Bu nedenle düzenli takiplerle tedavinin etkinliğinin takibi ve eğriliğin devam etmesi durumunda da cerrahi kararının zamanında alınması gerekiyor. Türkiye’de son dört yıldır uygulanan ‘bant ile gerdirme yöntemi’ özellikle ergenlik dönemindeki çocuklarda hem sırt hem de bel bölgesindeki eğriliklere uygulanabiliyor. Sırtı sabit tutmak yerine çocuk büyüdükçe omurgada düzelmeyi sağlayan bu yöntem hem büyümeye izin veriyor hem de omurganın esnekliğini koruyor. Bant ile gerdirme, gövdenin yan tarafından 1.5 santimetrelik küçük kesilerle yapıldığı için sırtta uzun ameliyat izi de kalmıyor. Aynı zamanda omurga hareketleri engellenmediği için erken iyileşme sağlanabiliyor. Bu sayede çocuklar gündelik hayatlarına ve okullarına erken dönme şansına erişiyor.”