‘Hedefimiz elit üniversite olmak’

Güncelleme Tarihi:

‘Hedefimiz elit üniversite olmak’
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 01, 2013 00:00

85 yıllık tarihe sahip olan ve birçok ünlü ismin diplomasını taşıdığı eğitim kurumu TED; anaokulu, ilkokul, ortaokul, lise eğitiminin dışında artık üniversitesi ile de adını duyuracak.

Haberin Devamı

İki yaşına girecek olan TED Üniversitesi, isminin getirdiği sorumlulukla yükseköğretim alanında da marka olmayı hedefliyor. TED Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Öktem Vardar, temel amaçlarının TED’i “elit” bir üniversite yapmak olduğunu vurguluyor. Prof. Vardar, “Öğrencilerin başka yerde okuyamadıkları için değil de doğrudan TED’de okumak için geldikleri bir üniversite olmalıyız” diyor.

Doğma büyüme İstanbullu olan Prof. Vardar, Ankara’ya alışmaya çalışsa da yoğun temposu gereği Ankara-İstanbul arasında ayrım yapmaya fırsat bulamadığını belirtiyor. Bu hafta “Eğitim Sohbetleri”nde konuk ettiğimiz TED Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Öktem Vardar’la gerçekleştirdiğimiz renkli sohbette yönelttiğimiz sorular ve yanıtları şöyle:
 
* Kısaca kendinizden bahsedermisiniz?
65 yaşındayım. Makine Mühendisiyim. Robert Koleji’nde okudum. Daha sonra Robert Koleji Boğaziçi Üniversitesi olduğu için aslında Boğaziçi Üniversitesi mezunuyum da diyebilirim. Makine Mühendisliğini çok severek seçtim. Tekrar dünyaya gelsem yine Makine Mühendisi olurum. 30 yıl Boğaziçi Üniversitesi’ndeydim. Aktif hocalığı 2000’li yılların başında bıraktım. Sürekli üniversite yöneticiliği yaptım. Daha enteresan geldi bana. 2005’den beri de tamamen yöneticilik yapıyorum. TED Üniversitesi’nden rektörlük teklifi geldiği vakit TED adıyla beraber böyle yeni bir örnek kuruluş yaratma fikri ağır bastığı için İstanbul’dan Ankara’ya geldim.

Haberin Devamı

* Eşiniz ve çocuklarınızı da tanıyalım...
Eşim Çiğdem Vardar. Kimya Mühendisi. İki çocuğum var. 34 yaşında bir kızım var. İsmi Müge Vardar. 31 yaşındaki oğlum da Emre Vardar. Çocuklarımla haftasonları görüşebiliyorum. Haftaiçi hem onlar çok yoğun hem de ben Ankara’da yaşıyorum. Eşimle de aynı şekilde. O da İstanbul’da.

* Hobileriniz neler?
Eşimle beraber ortak bir hobimiz var. O da İstanbul’da şehrin dışında haftasonları gittiğimiz bir köy evimiz var. Ormanlık alanda evimiz ve her haftasonu oradayız. Orada bahçeyle ilgileniyoruz. En büyük hobim marangozluk. Kendime ait bir atölyem var. Hatta garaj yaptım, kulübe yaptım.

Haberin Devamı

* Spor yapıyor musunuz?
Çok spor yapma imkanım yok. Gençliğimde basketbol oynardım. Ama sonradan hiç ona vakit ayıramadım. Bir şekilde spor yapmaya vaktimi harcayamadım. Hep sanki daha önemli şeyler varmış gibi geldi. Neyseki çok kilo almadım.

* Peki yemeklerle aranız nasıl?
Yemek yemeyi çok severim. Ama hiç yapmam. Hiç sevmem yemek yapmayı, asla. Babam çok iyi yemek yapardı. Babadan oğula geçmemiş bu özellik. Ama ben asla yapamıyorum. Tek yapabildiğim yumurtadır. Ankara’da tek yaşadığım için de çoğunlukla kahvaltı yapıyorum ya da dışarıda yiyorum.

* Evcil hayvan beslediniz mi ya da besliyor musunuz?
Küçüklüğümde evimizde kedi vardı. Benim çocuklarım da büyürlerken evde hep çok istediler ama tempomuz çok yoğun olduğu için eşim ve ben pek istemedik. Sorumluluk almak istemedik. Ancak şu an köydeki evimizde kedimiz var. Evlat edindik diyebilirim. Çünkü biz gelince geliyor. Besliyoruz. Biz giderken o da gidiyor. Bir köpeğimiz olsun da çok istedik ama çok zor tabii ki bakmak. Emekli olduğumuzda köpek sahibi olmak istiyoruz.

Haberin Devamı

* Rektör olmak gibi bir hedefiniz var mıydı?
65 yaşındayım ve 65 yıllık İstanbulluyum. Ankara’ya gelmek benim açımdan bir fedakarlık oldu. Çünkü benim için rektörlük yapmak çok önemli değil, önemli olan yeni ve doğru bir kurum kurabilmek. TED adı çok önemli. TED adının getirdiği ilave bir artı var. Bir saygınlık, köklülük, sürekliliğin garantisi var. Sürekli vakıf üniversitesi kuruluyor ancak hangisinin ne kadar yaşayacağının garantisini vermek zor. Üniversite olmak için çok senelere ihtiyaç var.

ANKARA İLE İSTANBUL ARASINDA ÇOK FARK YOK

* Ankara deyince aklınıza ilk ne geliyor?
İlk aklıma gelen TED. İstanbullu akademisyen olarak Ankara’ya çok gidip geldim. Ama hep günü birlik gidip geliyordum. Ankara’yı bilmiyordum. Şimdi 2 yıl oldu burdayım. Trafik Ankara’da da var, İstanbul’da da. İstanbul’un belki boğazı, denizi farklı. Ama çok yoğun çalıştığımız için belki de İstanbul’un birçok olanağını da kullanamıyoruz. Onun dışında Ankara ile çok farklı yanları var diyemiyorum.

Haberin Devamı

NİTELİKLİ OLMAK ÖNEMLİ

* TED Üniversitesi’ni tanıyalım...

İlk öğrencilerimizi 2012 Eylül ayında aldık. 10 tane diploma programı var. 3 fakülteye dağılmış vaziyette. 320 öğrenciyle başladık. 15 bin metrekare kapalı alanı olan binalarımız var kampüste. Yepyeni bir binada eğitim veriyoruz. Öğrencilerimizin de çok mutlu olduğunu düşünüyorum. 3 yılda maksimim bin öğrenci alacağız. Daha sonra yeni binalarımızı da tamamlayıp, 60 bin metrekareye ulaştığımızda daha hızlı artacak bu sayı. İnşaat ve Makine Mühendisliği bölümlerini açtık ama programlara henüz öğrenci almadık. Bir dahaki sene alacağız. Planımız, 2018-2019 gibi nihai son büyüklüğe 4 bin-4 bin 500 öğrenci sayısına ulaşmak. Tıp Fakültesi, İletişim Fakültesi gibi fakülteler açmayı düşünmüyoruz. Her yönde büyümek gibi bir dürtümüz yok. Mesele büyük değil, nitelikli olmak. Çok dengeli bir büyüme stratejimiz var.

Haberin Devamı

“ELİT” ÜNİVERSİTE OLACAĞIZ

* TED Üniversitesi’nin hedefleri nelerdir?

TED Üniversitesi’nin hedefi çok iyi, örnek bir vakıf üniversitesi olmak. Yurtdışındaki araştırmalarda Türkiye’deki vakıf üniversiteler ikiye ayrılıyor. Bir kısmına “Elit” üniversiteler adını veriyorlar. Diğerlerine de “Fazla talebi emen” üniversiteler adını verirler. Fazla talebi emen demek; devlet üniversitesinde yer bulamayanın vakıf üniversitesine kayması anlamına gelir. İsteğin bölüme puanın devlet üniversitesinde yetmiyorsa, o bülümü vakıf üniversitesinde okursun. Bu ikinci tercih anlamına geliyor. Ama elit dedikleri tam tersi. O üniversitede olmak üzere, o üniversiteyi tercih ediyorsun. Benim temel amacım TED Üniversitesi’nin elit üniversite olması.

CİDDİ BURS VERİYORUZ

İyi eğitim vermek çok önemli ve bu çok ıskalanan bir husus. Dünyada iyi eğitimin önemi son 20 yılda farkedildi. Öğrenciler, öğrenmeyi öğrenecek öncelikle. Yöntem önemli. Esnek bir eğitim vermek lazım. Dar bir alanda, çok odaklı eğitim değil. Bütün iyi, gelişmiş ülkelerde lisans eğitimi geniş alanlarda yapılıyor. Biz öğrencilerimiz kaydederken ortak programlara alıyoruz. İkinci sene diploma programlarına geçiyorlar. Her türlü yatay geçişe son derece açığız. Kısıtlaması yok. TED geleneği olarak çok ciddi burs veriyoruz.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!