Güncelleme Tarihi:
GERİDE bıraktığımız 2008 yılı, hiç şüphe yok ki dünya ekonomi tarihi ve buna bağlı olarak da siyasi tarihi için önemli kilometre taşlarından biri olacak. Küresel ekonomik kriz sonucunda sorgulamaya açılan “sistem” tartışmaları, önümüzdeki sene hangi yöne doğru ilerler bilinmez, ama iktisatçılar 2009’da Türkiye’yi önemli bir sarsıntının beklediğini söylüyor. Siyasetçiler ise tam aksini; krizin Türkiye’ye teğet geçeceğini.
Peki, Türkiye’nin döviz girdisinin en önemli kaynaklarından olan turizm sektörünü nasıl bir yıl bekliyor? 2008 nasıl geçti? Bakanlığın yeni, somut projeleri, hedefleri neler? Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ı en çok hangi proje heyecanlandırıyor, en fazla neyin eksikliğini hissediyor?
Kriz yaşanmasa idi
? 2008 yılı turizm açısından nasıl geçti?
Oldukça başarılı. Dünya ortalamasının üzerindeydik. Turizmde gelir elde etmede dünyada 11’inci, gelen ziyaretçi sayısında ise 9’uncu sıradayız. Bu sene yüzde 13-15 aralığında bir artış sağlıyoruz. Bu sene gelen ziyaretçi sayısı 25 milyon gibi önemli bir eşiği geçmiş olacak. 20 milyar dolar eşiğinde de bir gelir elde ediyoruz. Yıl sonuna doğru bu kriz yaşanmasaydı, rakamın daha da artmasını bekleyebilirdik.
? Buradan, yani krizden hareketle 2009 yılı öngörüleriniz nasıl değişti?
Bu krize rağmen, artışın devam edeceğini düşünüyorum.
Ama kriz söylendiği gibi teğet geçmedi. Bakanlık olarak özel önem paketleriniz mi var?
Aslına bakarsanız, dünya çapında yaşanan ekonomik kriz Türkiye’ye hala teğet geçiyor. Kriz Avrupa’yı çok daha yüksek bir seviyede etkiliyor. Bu da insanları tatil harcamalarının da girdiği bazı alanlarda tasarruf yapmaya zorluyor.
Bu mutlaka dünyadaki turizm hareketliliğini etkileyecek. Türkiye bu hareketlilikten nasıl etkilenir?
İki yorum var; ilki, bu krizin Türkiye turizmini ciddi biçimde vuracağı. İkincisi ise bir fırsata dönüştürülebileceği. İkinci görüşe göre, Türkiye yakın bir destinasyon ve yüksek kaliteye rağmen çok da pahalı bir ülke değil. Bu nedenle de çekici. Biz bu ikinci tezi gerçekleştirmek için çalışıyoruz.
Bunun için nasıl projeleriniz var?
Türkiye ile ilgili tanıtımımızı yakın destinasyonlarda; Rusya’da ve Avrupa ülkelerinde daha yaygın ve yüksek düzeyde yapmaya çalışıyoruz. Bununla amacımız Türkiye’yi tatil için ilk tercih edilen yerler içine sokabilmek. Bunu başarabilirsek, Avrupalı Çin’e gitmek yerine, ülkemize gelmeyi tercih edecektir. Arkadaşlarımız konuyla ilgili gerekli çalışmaları yapıyorlar.
Güzel bir yüz bizi kurtarmaz
O çalışmalardan birinde de Türkiye’nin tanıtım projelerinin yeni yüzü Tülin Şahin oldu. Bunu siz mi istediniz?
Biz bu tanıtım ihale çalışmalarını daha önce Berlin’de yapmıştık. Avrupa, Amerika, Uzakdoğu, Balkanlar gibi birkaç bölüm için farklı firmalarla çalışmak üzere anlaştık. Bizim bakanlık olarak böyle yeni bir yüz ve yeni imaj konusunda özellikle seçtiğimiz bir isim yok. Önemli olan tanıtım kampanyasında nelerin ön plana çıkarıldığı...
Siz nelerin ön plana çıkarılmasına dikkat ediyorsunuz?
Elbette güzel bir insan yüzü izleyen üzerinde olumlu etki yaratabilir, ama bu bir ülkenin kalkınması için yeterli değil. Bu nedenle AB konusunda yürüyen, insan hakları konusunda düzeyini yükseltmiş, tüm doğaya, tarihe ve insanlara daha duyarlı bir Türkiye gerekli… Bunlar gerçekleşirse Türkiye farklı ve önemli olur. Yoksa güzel bir yüz bizi kurtaramaz.
Bu yıl en başarılı proje Müze Kart’tı
? Tarihi mirasın korunması ile ilgili olarak gündeminizde neler var?
Pamukkale çevresinde yeni ören yerlerini ayağa kaldırıyoruz. Antalya’yı kültür turu programına alınmasını sağlayacağız. Böylece Türkiye turizmini sadece sayıca kalabalık değil, aynı zamanda nitelik olarak yüksek olması gibi bir hedefe doğru gidiyoruz. Bu senenin önemli hedeflerinden biri de tarihi alanlardaki restorasyon çalışmaları.
? Galiba 2008’in en başarılı projelerinden biri de Müze Kart’tı.
Toplumun en fazla duyduğu projeydi. Müze, tarih demek. Toplumun hafızası için çok önemli. Müze Kart projesi kadar, herhangi bir ören yerini daha güzel hale ya da yarım bir işi bitme noktasına getirmişsek, buna da aynı heyecanla yaklaşıyorum. Bir kültür girişimcisi başvurursa biz gelecek yıl Ankara’yı 10 bin metrekareye yakın sanat ve sergi alanı yaratmış olacağız. Bu, Ankara’nın çok ihtiyacı olan bir şeydi. Bu da beni en az Müze Kart kadar çok sevindirecek.
? “Yeşil Yıldız” Bakanlığın bu sene uygulamaya başlayacağı yeni bir proje. Biraz da bundan bahsedebilir miyiz?
Bu, çevre duyarlılığını önemseyen bir proje. Çevreyi önemseyen, su tüketimi konusunda dikkatli davranan, enerjiyi gerektiği kadar kullanan turizmcilere yıldız veriyoruz. Bu verdiğimiz yıldızların birini ya da ikisini yeşil olarak vermeyi ve böylece çevreci işletmecileri herkese göstermiş oluyoruz. Bu yıldızlar şu anlama gelecek “Bu tesis sadece yüksek kaliteli değil, aynı zamanda çevreci bir konaklama tesisi.”
? Bu projeyle neyi amaçladınız?
Turizm açısından önümüzdeki 10-15 yıl içinde hedefimiz 50 milyona ulaşmak. Bunu hedeflerken Türkiye’yi kirletmemenin yolu tarihe ve doğaya saygılı olmak. Yüksek kalitede şart, ama her yüksek kalite her zaman tarihe ve doğaya saygılı olmuyor. Bu üçüne saygı duyduğu sürece biz her türlü yatırımcıya kolaylık yaratmaya çalışıyoruz. Bizim hedefimiz sadece 10 yıl değil, yüzlerce yıl gelir elde etmek. Bunun için doğayı ve tarihimizi korumamız şart.
Dünyada ilk beşe girmeliyiz
? Tanıtım kampanyalarının beraberinde krizi de göz önünde bulundurursak 2009 için turist beklentiniz nedir?
Bu sene ziyaretçi sayısının 25 milyonun üzerine çıkacağını düşünüyoruz. Gelecek sene de bunun yüzde 10 civarında artacağını. 2010 yılına geldiğimizde Türkiye 30 milyonların eşiğine dayanacaktır. Antalya ise zaten tek başına 10 milyonun eşiğine gelecek. Amaç, bunu mümkün olduğu kadar daha çok alana ve mevsime yaymak. 2023 Turizm Stratejisi çerçevesinde dünyada turizmde çeşitli alanlarda ilk beşe girmeyi hedefliyoruz.
? Bununla ilgili alt yapı çalışmalarınız nasıl gidiyor? Somut projeleriniz neler?
Yaz turizmi, kış turizmi, kültür turizmi, kongre turizmi... Hepsiyle ilgili olarak özel çalışmalar var. Örneğin kongre turizminde kongre mekanı olmadan kongre turizmi olmaz. Şu anda kongre mekanlarımız sınırlı. İstanbul’da Atatürk Kültür Merkezi bakıma alındı, 2010 yılına yetiştirilmeye çalışılıyor. Büyükşehir’in yaptığı Sütlüce Kongre Merkezi’ni 2009 yılının baharına açılmasını ümit ediyoruz. Kuşadası Kongre Merkezi açılacak. O bölgenin böyle bir altyapıya ihtiyacı var. Aşağı yukarı yirmi yıllık bir geçmişi ile Ayazağa Kültür Merkezi var. Bunun yanı sıra, kış turizmi ile ilgili önemli ve yeni projeler var.
? Neler onlar?
“Dünya Üniversitelerarası Kış Oyunları” 2011 yılında Erzurum’da yapılacak. Bu çok önemli bir gelişme. Sarıkamış’ta da kış turizmi ile ilgili çalışmalar var, ihaleye çıktık. Mardin’in doğusunda bir kış turizmi planı üzerine yoğunlaştık. Türkiye’nin çeşitli illerinde yeni yatırımcılar geliyorlar. Biz de turizm altyapısını geliştirme konusunda ciddi çalışmalar yapıyoruz.
Hedef; 60 sahneye ulaşmak
? Kültür Bakanı olarak, en çok neyin eksikliğini hissediyorsunuz?
Devlet Tiyatroları 2009 yılında 60. yılına girecek. Fakat, Türkiye’de sahne sayısı şu anda 50’nin altında. Büyük ilçeleri de hesaba katarsak, il bazında 40’lar civarına düşüyor. Gelecek yıl, 80 olamasak bile, sahne sayısını en azından 60‘a ulaştırmalıyız. Turizm, toplumları çok barıştıran bir sektör. İnsanlar birbirlerini tanıyorlar ve birbirleri ile ilgili dostluk duyguları gelişiyor. Sanat da böyle bir şey. Bizim toplumsal barışa çok ihtiyacımız var.
? Sanatı buna katkıda bulunmak için kullanmak istiyorsunuz galiba.
Kaynaklarımızı üretime, yatırıma kullanmak için çatışmayı ve gerginliği azaltmamız, barışı çoğaltmamız gerekiyor. Sanat bunun en öncül alanlarından birisi. Sadece Ankara’nın Kızılay’ına, İstanbul’un Taksim’ine sıkıştırmamak, mümkün olduğu kadar çeperlere bütün safa yaymak gibi bir hedefimiz var. Bu konularda bu sene bile önemli adımlar attık. Böyle gidersek 2010 yılına girerken 60 sahnemiz olacak. Bunun yanı sıra, Anadolu’nun tüm kültürüne de sahip çıkacağız. Çünkü kültürel zenginliğimiz ve çeşitliliğimizin ne kadar farkına varırsak Türkiye o kadar zenginleşir.
Amatör tiyatrolara yardım bu sene artacak
? 2008 sinema, tiyatro ve festivaller açısından nasıl geçti?
Çok iyi. Sinemada yardım ettiğimiz filmler içinde ödüllendirilen çok fazla film oldu. Önümüzdeki sene de çokça bu filmlerin tanıtım kampanyalarını yapmayı planlıyoruz. Özel tiyatrolar için 2007 yılında bir yardım yapılmamıştı. 2008 yılının başında 2007-2008 mevsiminin yerine geçmek üzere bir yardım yaptık. Sonra döndük 2008 için yeniden yaptık. Ve hiçbir sorun çıkmadı. Biz de zaten objektif kriterlerle göre yaptık. Bu sene ilk defa amatör tiyatroları destekledik. Köy ve kasaba tiyatrolarının önce yardım istemelerini sağladık sonra dönüp, yardım ettik. Bu amatör tiyatrolara yapılan yardımı bu sene artırmayı hedefliyoruz.