MS Veli SARITOPRAK
Oluşturulma Tarihi: Ocak 14, 2008 00:00
Ankara Ticaret Odası Başkanı Sinan Aygün, ticareti babasından devraldı, kızı Burcu Öner’e devretti. Onların deyimiyle, babalarından el alıp, "el verdiler." Burcu Öner, babası, Sinan Aygün’ün ardından iş hayatındaki yerini aldı.
VELİ SARITOPRAK: 1 Ocak 2008’de 22 yaşına girdin. Genç yaşta önemli sorumluluk alarak kendi işini kurdun. İlk sorum şu; neden kendi işini kurdun, neden ücretli olarak başka bir yerde çalışmayı arzu etmedin?
BURCU ÖNER: Sanıyorum bu konu tamamen "gen" lerle ilgili. Büyükbabam rahmetli Necip Akkoyunlu beyefendi, iyi bir işadamıydı. Oğlu yani babam Sinan Aygün de önemli bir işadamı oldu. Gururla belirtmek isterim ki, başarılarını Ankara Ticaret Odası Başkanlığı ile taçlandırdı. Yani büyükbabam, babama "el verdi", babam da bana. Ticareti ben de çok seviyorum. Çalışmadan yaşamam mümkün değil. Elbette ben de iş hayatıma profesyonel olarak başlayabilirdim. Ancak tercihimi kendi işimi kurmakta kullandım. Genlerim beni ticaretin içine çekti. Sanırım iş hayatı da bulaşıcı bir şey. Aile büyüklerim bürokrat olsaydı, ben de belki bürokrat olmayı tercih ederdim. Önümde iyi örnekler var. Büyükbabam, babam, her ikisi de başarıyı tatmış. O başarıyı ben de tatmak istedim.
Panora Alışveriş ve Yaşam Merkezi’nde Tekin Acar Mağazası açarak kozmetik sektörüne girdin. Neden kozmetik?
- Öncelikle kozmetik alanını seçmek benim için iyi bir iş fikriydi. En önemli neden bu. İkincisi bu sektörü çok seviyorum. Bunu yapmasaydım, belki aynı sektörde başka bir iş yapıyor olurdum. Bir de benim kişiliğime çok uygun bir iş. Çok severek yapacağıma inandım. Nitekim de öyle oldu. İşimi büyütmeye karar verdiğimde yine bu ya da buna yakın yan sektörlere girerim. Diğer yandan Tekin Acar, Ankara’nın iftihar ettiği bir isim. Kendini Türkiye’ye kabul ettirdi. Tekin Acar mağazaları artık Türkiye’nin en önemli ticaret merkezlerine girdi. Kendisi de bizim aile dostumuz. İşimi kurarken bana en az ailem kadar destek oldu.
Artık genç bir iş kadınısın. Sivil toplum kuruluşlarına üye olmayı, baban gibi gönüllü kuruluşlarda çalışmayı düşünüyor musun? Sivil toplum kuruluşlarına nasıl bakıyorsun?
- Sondan başlayayım. Uygarlığın yükselişi ile sivil toplumun gelişmesi bir paralellik gösterir. Sivil toplum olmadan demokrasinin olmayacağı açık. Bu nedenle sivil toplum örgütlerinde görev almak hepimizin ödevi olmalı. Ben iş hayatına yeni atıldım. İşlerimi yoluna koyduktan sonra gönüllü kuruluşlara üye olup çalışmayı çok istiyorum. Burada alan ayırımı da yapmıyorum. Eğitim, sağlık, ekonomi, hangi alanda olursa olsun ülkeme hizmet verebilmek çok mutluluk verici bir olgu.
Hedefin ne? Ne yapmak istiyorsun?
- En önemli hedefim Ankara’dan bir marka çıkarmak. Bunun ne kadar zor ve zaman gerektiren bir olay olduğunu biliyorum. Ankara’da çok başarılı iş kadınları var. Bir çoğu dostum. Çok güzel projelere imza atıyorlar. Ben de önümüzdeki 10 yıl içerisinde bir "marka" inşa etmek istiyorum. Bunu hedeflerim arasına koydum. Türkiyemizin ve Ankaramızın kalkınması için markalaşmamız şart. Önümüzdeki birkaç yılımı bu konu üzerine yoğunlaştıracağım.
Yuvanı da yeni kurdun. İş ve ev hayatında düzen kurabildin mi?
Eşim sanayici bir aileden geliyor ve sanayici. İş hayatını çok yakından biliyor. Bana da çok yardımcı oluyor. Anlayış gösteriyor ve destekliyor. Bunun yanı sıra aile hayatımı her şeyin üzerinde tutarım. Sadece eşime değil, annem Mine Aygün’ü de babamı da kayınpederimi, kayınvalidemi de ihmal edemem. Biz böyle büyüdük. Terazinin dengesini tutturamazsak iş hayatında da başarı olmaz.
İş geliştirmeyi kutsal görüyorum
Eşiniz sanayici, babanız Ankara Ticaret Odası Başkanı. Sana iş dünyasının zorluklarını anlatmadılar mı?
- Elbette anlattılar. Sadece onlar değil, çok saygı duyduğum kayınpederim Yavuz Öner beyefendi de tatlı tatlı uyarılarda bulundu. O da köklü bir sanayici ve iyi bir işadamı. Elbette, zaman zaman ürktüğüm de oldu. Ancak korkar ve hemen başında yılarsam hayatımda hiçbir işte başarılı olamayacağımı düşündüm. Ben iş kurmayı ve geliştirmeyi çok kutsal bir iş olarak görüyorum. Katma değer yaratmak, istihdam sağlamak gerçekten çok başka haz veriyor insana.
Ankaralılar çok bakımlıdır
Ankara halkının kozmetiğe ilgisi nasıl, istediğiniz ciroyu yakalayabiliyor musunuz?
- Biliyorsunuz Panora yeri açıldı. Gerçekten çok üst seviyede bir alışveriş merkezi. Doğrusu ben Ankara halkının Panora’ya çok ilgi göstereceğini bekliyordum. Nitekim öyle de oldu. Diğer yandan Ankaralılar çok bakımlıdır. Güzelliğe, hoşluğa çok önem verir. Bu nedenle Ankaralıların mağazamıza ilgisinden memnunun. Bir de bu mağaza ile Tekin Acar mağazalarının konseptine bazı eklemelerde bulunduk. Bakım odaları ekledik. Burada 5 yıldızlı bir hizmet veriyoruz.
Kozmetik sektörünün püf noktaları neler? Kozmetik ürünü seçerken kadınlar ve erkekler nelere dikkat etmeliler?
Doğru cilt tanımını yapıp o cilde uygun ürün hakkında uzmanlardan tavsiye almalılardır. Zaten bütün Tekin Acar satış danışmanları bu amaçla yetiştirilmektedir. İyi servis, müşteri mutluluğunu doğurur.