Buket GÜLER
Oluşturulma Tarihi: Ocak 01, 2009 00:00
Ankara Hürriyet’e özel bir ropörtaj veren İtalya Ankara Büyükelçisi Carlo Marsili "Hayatımın kadınını seçmiş olduğum bu meslek sayesinde buldum" dedi.
İTALYA Ankara Büyükelçisi Carlo Marsili, 1979 senesinde, hayatının kadınını burada bulacağından habersiz, Ankara’ya birinci katip olarak atanmış. Dünyanın pek çok ülkesinde görev yapan büyükelçi son olarak yine, ilk meslek yıllarının geçtiği ve hayatının aşkını ona getiren Ankara’ya büyükelçi olarak atanmış.
Türkleri iyi tanıyorumEşi Selva Marsili dolayısıyla Türkleri yakından tanıdığını söyleyen büyükelçi "Diğer diplomatik temsilcilere tuhaf gelen davranışlar bana çok normal gelebiliyor çünkü Türkleri iyi tanıyorum" diyor. Marsili, her ne kadar, "Dünyaya bir kez daha gelsem yine aynı mesleği seçerdim" dese de, artık sürekli saate bakarak yaşamaktan sıkılmış. Marsili’nin şimdiki hayali ise, büyükelçi olmadan önce olduğu gibi, ülkeleri artık kolundaki saate bakmadan, görevli değil de turist olarak dolaşmak. İçten tavırları ile Ankara’nın en sevilen diplomatik temsilcilerinden olan Marsili ile keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.
Diplomatik hayatın en zor yanı nedir?
Pek çok kimse, sürekli ülke değiştirmekten yakınır. Yeni iklimlere adaptasyon sorunundan bahseder. Benim böyle sorunlarım olmadı. Bana göre, işin en zor tarafı ülkenizin, görev yaptığınız ülkedeki resmi temsilcisi olarak, arka arkaya gelen resepsiyonlara, davetlere, yemeklere katılmak. Belli bir zamandan sonra bu özel davetler çok zor ve yorucu bir hal alıyor.
Daha sakin bir hayat mı istiyorsunuz artık?
Evet.
Emeklilik sonrası için planlarınız hazır mı?
Henüz kesinleşmedi, yılın 6 ayı Roma’da, 6 ayı da Türkiye’nin güney sahillerinde geçirmek istiyorum.
Bu kararınızı almanızda Selva Hanım’ın da etkisi oldu mu? Olmuştur, ama zaten bu bölge nin dünyanın en güzel yerlerinden birisi olduğunu düşünüyorum. Bodrum gibi kalabalık değil. Üstelik deniz de Bodrum taraflarından daha sıcak. Ben sıcak deniz suyunu severim.
İyi bir yüzücü müsünüz?
Fena sayılmam, ama artık spora çok sık zaman ayırdığım söylenemez
Burayı seviyorumAnkara’ya ilk geldiğinizde yine aynı binaya büyükelçi olarak gelmeyi düşlemiş miydiniz?
Evet, ama bu pek mümkün değildi. Çünkü bizim sistemimizde bir kez görev yapılan yere tekrar dönmek çok rastlanan bir durum değildir. Ama son yıllarda Türkiye’ye dönmeyi çok istemiştim.
Neden? Eşimin Türk olması en büyük etkenlerden biri. Bana pek çok açıdan kolaylıklar sağlıyor. Ekonomik ve siyasi çevrelerle irtibat kurmamda bile yardımcı oluyor. Diğer bir hususta, ben her zaman Türkiye yanlısı ve Türkiye dostu bir insan olmuşumdur. Burayı çok seviyorum.
Birinci katip olarak Türkiye’de bulunduğunuz dönem olan 79 yılında Türkiye pek çok açıdan karışık bir dönem geçiriyordu. O dönemden neler kaldı hafızanızda?
Ben darbe öncesi, her gün sağ-sol çatışmalarında ölen insanları unutamıyorum. O günleri hatırladığımda çok üzülüyorum ve hep hüzün doluyorum.
İtalyan spagettisi meze olarak verilir
Moda ve tasarım dendiğinde akla ilk olarak İtalya geliyor ve tabii ki İtalyan stili. Nedir bu İtalyan Stili?
Bunu yanıtlamak çok kolay değil. Hayatın İtalyanlar tarafından algılanış ve şekli, dışarıdan çok daha farklı görünüyor ve bu gerçekten çok ilgi görüyor. Bu modadan, mutfaktan ve içme alı şkanlıklarından kaynaklanıyor. Bunu İtalya’nın diğer ülkelere göre daha kolay ve daha rahat bir yaşam sürdüğü anlamında kullanmıyorum. Bu İtalya insanın hayatı yaşama tarzının farklılığı ndan kaynaklanıyor.
Nedir o yaşama tarzı farklılığı?
Yurtdışında geçirdiği süre, İtalya’da geçirdiği süreden daha fazla olan bir İtalyan için yanıtlamak biraz zor. İtalya’daki yaşama sevincini diğer ülkelerde göremiyorum. Bunun neden kaynaklandığını da tam olarak bilemiyoruz aslında. Bazı faktörler bir araya geliyor ve İtalya Stili oluşuveriyor.
İtalyan markaları modada ve otomotivde çok fazla tercih ediliyor. Çok ünlü modacılarınız var. Siz hangi markaları tercih ediyorsunuz?
Ben görevim dolayısıyla İtalyan markalarının ön plana çıkarılması için elimden geleni yapıyorum ama benim bir marka takıntım yok. Elbette Ferrari’yi istemeyen yoktur, ama onu almam da pek mümkün değil.
Modacılardan kimin çizgilerini beğenirsiniz?
Geçenlerde yitirdiğimiz Ferre’yi çok beğenirdim. Valentino’yu da çok severim. Ama bizim amacımız haute couture’ü değil de alım gücünü fazla gerektirmeyen İtalyan stilini, yaşam tarzını tanıtmak.
İtalya denildiğinde akla bir de spagetti geliyor. İyi bir spagetti nasıl olur?
İyi bir İtalyan spagettisi az pişmiş olur, ana yemekten önce meze olarak servis edilir. İyi bir Türk spagettisi ise çok pişmiş olur, ana
yemek ya da ikinci ana yemek olarak servis edilir.
Çok değişik insan tanıdım
Bu mesleği seçtiğiniz için pişmanlık duydunuz mu hiç?
Asla. Yine dünyaya gelsem yine bu mesleği seçerim. Çok değişik ülkeler gördüm, çok değişik insanlar tanıdım. Bu benim hayalimdi. Hayatımın kadınını da yine bu meslek sayesinde buldum.
Nerede tanıştınız?
1979-1981 yılları arasında Ankara’da görevliydim. 1. Katiptim. Eşimle ilk o zaman tanıştık. 1990 senesinde de evlendik.
Bunca sene içinde kendinize kattığınız tipik Türk özellikleri var mı?
Karakterime kattığım tipik bir Türk davranışı olduğunu düşünmüyorum ama Türk davranışlarını çok iyi anlayıp algılayabiliyorum. Bunun için bazı insanların yadırgayıp-anlamadığı olaylar, bana çok sıradan ve doğal geliyor. Böyle olunca da, ülkeme bazı olayları çok daha rahat aktarabiliyorum. Bir de zaten Türk ve İtalyan halkları birbirine çok benzerler. İkisi de Akdeniz insanı.
Türkler için sadece siyah ve beyaz var
Peki ya farklılıklar?
Türklerin bir de İç Anadolu yanı vardır. Siyahsa siyah, beyazsa beyaz. Oysa İtalyanlar için sadece siyah ve beyaz yoktur. Uzlaşmanın sağlanabileceği çok büyük bir de gri alan vardır. Ama İç Anadolu insanında o gri bölge çok küçük.
İtalyan kültürü eşinizi nasıl etkiledi?
Eşim İtalyanlarla birlikte olduğundan dolayı daha esnek bir zihne kavuştu.