Güncelleme Tarihi:
Tasarımcı Merih Aslan, Ankara Kalesi’ndeki Tarihi Pilavoğlu Han’da bulunan atölyesinde hayal gücünü emeğe dönüştürüyor. Ahşaptan deriye kadar birçok ürüne farklı bir görsellik katan Aslan, ahşapları parmaklarıyla boyayarak dekoratif obje haline getiriyor. Tarihi Pilavoğlu Han’da bulunmanın üretkenliğine de yansıdığını belirten Aslan, çalışmalarını şöyle anlatıyor:
YAŞANMIŞLIĞI DAHA İYİ HİSSEDİYORUM
“Pilavoğlu Han’da bulunan atölyemde ahşaptan deri ve takı tasarımına kadar birçok ürüne hayat veriyorum. Bu handa olmanın inanılmaz bir enerjisi var ve üretkenliği de bana yansıyor. Çünkü Tarihi Pilavoğlu Han, yaklaşık 600 senelik bir geçmişe sahip, eskiden kadın ve çocuk hapishanesi olarak kullanılıyormuş. Atölyemde, ahşaptan deri ve takı tasarımına kadar birçok ürünü yeni bir forma dönüştürüyorum. Gittiğim farklı şehirlerden ahşapları toplamayı çok seviyorum. Beraber çalıştığım, 90 yaşında olan bir dede var. O ahşapları yontarak şekil veriyor. Ben de üzerine çeşitli motifler resmediyorum. Genellikle ahşap üzerine zeytin ağacı çalışmayı seviyorum. Yalnız, boyama tekniğim biraz farklı. Fırça yerine parmaklarımı kullanarak boyuyorum. Parmaklarımın ulaşamadığı daha ince yerlerde ise fırçayı kullanıyorum. Eski ahşaplardaki yaşanmışlık hissi ve dokusu beni çok etkiliyor, ellerimle dokunarak boyamayı daha çok seviyorum. Çünkü bu teknikle o yaşanmışlığı daha iyi hissedebiliyorum.”
TURİSTLERE FARKLI GELİYOR
Tasarladığı ürünlere daha çok yabancı turistlerin ilgisi olduğunu söyleyen Aslan, “Kendilerine oldukça farklı geliyor. Bunda Ankara Kalesi’nin turistik olmasının da etkisi vardır. Hiçbir zaman satış odaklı düşünmedim, satıştan ziyade mutlu olmak için tasarlıyorum. Çoğu zaman gözlemliyorum, günümüz dünyasında çoğu çehre mutsuz, negatif. Bu ifadeden kurtulmanın tek yolu üretmek. Çünkü üreten insan mutsuzluğunu unutuyor. Yeteneğim yok diye düşünmeyin, önemli olan bir şeyle meşgul olmak, kendini beslemek ve mutlu olmak” diyor.