Oluşturulma Tarihi: Şubat 11, 2007 00:00
"Onkoloji hastanesinde geçirdiğim ameliyattan sonra doktorlarım; (Size bir şey söyleyeceğiz. Çok mutlu olacaksınız. Sizin ameliyatınızda sizin bağışladığınız cihazı kullandık) dediler. Ben de diyorum ki; bir gün her ne sebeple olursa olsun herkesin yolu hastaneden geçecektir.
PATRON patrona köşemizin bu haftaki konuğu ömrünü karşılıksız hizmete adamış bir sivil toplum önderi ve başarılı bir iş kadını HASVAK (Türkiye Devlet Hastaneleri ve Hastalara Yardım Vakfı) Başkanı Engin ÖZTÜRK..
V.S. : Engin Başkanım; sen bizlerin büyüğü ve gönüllü hizmet verenlerin duayenlerindensin. Hizmet yarışında ben de dahil olmak üzere bir çok sivil toplumcu seni kendimize örnek aldık. Patroniçelik yönünüze girmeden önce bu gönüllü hizmet verme öykünü anlatır mısın?
E.Ö. : Memleketim Bursa’dan yüksek öğrenim yapmak üzere Ankara Üniversitesi Dil, Tarih ve Coğrafya fakültesine geldim. Mimar ve ressam olan eşimle evlendim. 2 çocuğum 3 torunum var. Aileme görevlerimi eksiksiz yerine getirdim. Çocuklarımı en iyi şekilde eğittim ve büyüttüm. 1974 yılında Kıbrıs Barış harekatına katılan yaralı ve gazi askerlerimiz GATA’ya (Gülhane Askeri Tıp Akademisi) getirilince benim de gönüllü çalışmalarım başladı. Komşularımdan ve yakın arkadaşlarımdan GATA da fahri hemşirelik yapmak bir ’Gönüllüler Grubu’ oluşturdum. Kıbrıs gazisi askerlerimizi GATA da hiç yalnız bırakmadık. Etraflarında pervane gibi döndük. Sevgi ve şefkat gösterdik.
V.S. : Peki Engin Başkanım nasıl vakıfa dönüştünüz? HASVAK ( Türkiye Devlet Hastaneleri ve Hastalara Yardım Vakfı ) ne zaman kuruldu ?
E.Ö. : 1984 yılında bir vakıf kurmamız önerildi. Yasal bir kuruluş olmadığımız için çok zorluklarla karşılaşıyorduk. 15 arkadaşım kurucu üye oldular ama vakfın mal varlığına katkıda bulunamadılar. Ben bütün imkanlarımı zorladım. Tek başıma malımı mülkümü vakfederek HASVAK ’ı kurdum. Vakıf olarak 23 yıldır hastalara ve hastanelere karşılıksız hizmet ederek bu günlere geldik.
V.S. : HASVAK; Ankara’da ve Türkiye’de tanına bir kurum haline geldi.Bu başarının temelinde neler yatıyor?
E.Ö. : Çalışma,dayanışma ve sevgi bizim parolamızdır, ışığımızdır. Biz bir aile olduk.İlk başlarda böyle büyüyeceğimizi ban hayal bile edemiyordum.
V.S. : Engin başkanım; vakıf hizmetlerinizden biraz bahseder misiniz?
E.Ö. : Veli başkanım; sende HASVAK’ın onur üyesisin. Çalışmalarımızı yakından biliyorsun. Biz vakıf olarak öncelikle Ankara’da daha sonra tüm Türkiye genelinde "sağlık kurumları" inşa ettik. Hastanelere cihaz ve malzeme bağışları yaptık. Ben bu konuda şanslıyım, büyük Allah bana hep yüreği insan sevgisi ile dolu üyeler gönderdi. O yüzden hep şükrediyorum. Bugün Ankara’da 1000 üzerinde üyemiz var. Türkiye genelinde Bursa, Isparta, İzmir, İstanbul, Şanlıurfa, Hakkari, Gölbaşı şubelerimiz var. Keza yurtdışında Almanya’da, Frankfurt’ta, Hollanda’da,Rotterdam’da şubelerimiz faaliyette. Vakfımız Ankara Gölbaşında hastane yaptırdı. Arsasını kendi imkanlarımla aldım. 14 yıl uğraştık. Bugün HASVAK Gölbaşı Devlet Hastanesi olarak hizmet veriyor.
V.S.: Ankara için başka sağlık yatırımlarınız olacak mı?
E.Ö.: Şubat ayı içinde Sancak mahallesinde Villa HASVAK Şevkatevi’ni açıyoruz. Yaşlı, bakıma muhtaç büyüklerimiz için çok şık ve modern bir huzurevi olacak. Üç tarafı açık, manzaralı güzel bir villayı tefriş ettik. Arzu eden yaşlılarımız eşleri ile de beraber kalabilecekler. Ayrıca ambulans bağışlarımız devam edecek. Vakıf olarak yurt dışındaki şube ve üyelerimizden para almayız. Onun yerine cihaz, malzeme ve ambulans bağışı yapmalarını isteriz. Bu güne kadar çeşitli hastanelere 12 ambulans bağışladık. Bir tanesini biz kullanıyoruz. 11 ambulansı devlet hastanelerine bağışladık. Bağışladığımız cihaz ve malzemeler 10 trilyon TL.yi aşmıştır. Ankara içinde bağış yapmadığımız hastane yok diyebilirim.
V.S. :Şu anda seni hasta yatağında bulduk. Epeyce sağlık sorunları yaşamana rağmen çalışmalarını inatla sürdürdün. Bundan sonra da devam mı?
E.Ö. : Evet Veli başkanım sayısını unutacak kadar ameliyat geçirdim. Bir keresinde sağ kolum ameliyatlı idi. Ve alçıdaydı. Her gün vakıfa gelip çalışıyordum. Sol elimle yazı yazmayı o zaman başardım. Bugüne kadar geçirdiğim ameliyatların pek üzerinde durmadım. Vakıf çalışmalarım adeta tedavim oluyordu. Ama bu kez çok heyecanlıyım. Çünkü kanserle boğuşuyorum. Meme kanseri, lenfte metastaz ve kemiklerde endişeli veriler var. Bu gün de sol omuz ameliyatı oldum. Kanser tedavim devam ediyor. Tedavim biter bitmez vakıf çalışmalarına kaldığım yerden devam edeceğim. Şirketleri daha çok kar ettirip bu kaynaklarla yeni sağlık merkezleri, huzur evleri ve kreşler inşa ettireceğim. Benim yaşamım bir hizmet yarışı şeklinde devam edecektir.
V.S. : Başkanım röportajı bitirirken sizin son sözlerinizi alabilir miyim?
E.Ö. : Onkoloji hastanesinde geçirdiğim ameliyattan sonra doktorlarım; "Size bir şey söyleyeceğiz. Çok mutlu olacaksınız. Sizin ameliyatınızda sizin bağışladığınız cihazı kullandık" ben de diyorum ki; bir gün her ne sebeple olursa olsun herkesin yolu hastaneden geçecektir. Yardımlarınız belki de kendi hayatınızı kurtaracaktır. Herkesin bu ülkeye hizmet borcu var. herkesi bu ülkeye karşılıksız ve gönüllü hizmete davet ediyorum.
MS-Veli Sarıtoprak
Bize sorunlu kadın dediler
V.S.: 1970 ve 1980’li yıllarda gönüllü çalışmalar toplumumuzda pek tanınmıyordu. Hiç zorluklarla karşılaştınız mı?
E.Ö. : O yıllarda bize ’bunlar sorunlu kadınlar, onun için hastanelere gidiyorlar’ diyorlardı, küçük görüyorlardı. Hiç sorunlu insanın sorunlu ortamlarda işi olur mu? Büyük bir özveri ve iradeyle ve de fedakarca çalışmalarımızla kendimizi kabul ettirdik. Aktiviteler yaptık, aramızda paralar topladık ve hastanelere cihazlar almaya başladık. Hastaları tedavi ve ameliyat ettirmeyi görev kabul ettik. Biz her şeyin devletten beklenilmeyeceğine inanmıştık.