Güncelleme Tarihi:
Ankara’nın Çubuk ilçesine bağlı kırsal Aşağı Çavundur Mahallesi'nde yaşayan ve iki yıl önce lösemi teşhisi konulan Berranur Ünal, ilik nakli oldu ve bugüne kadar tedavisini devam ettirdi. Ünal, bu sürede Aşağı Çavundur İlköğretim Okulu yönetimi ve öğretmenlerinin fedakarca çabalarıyla hem yarım kalan eğitimini tamamladı hem de sınıf arkadaşlarının seviyesini yakaladı. Gördüğü tedavi nedeniyle sık sık hastanede kalan ve evden çıkamayan Ünal, okula yeniden gidebilme azmiyle hastalığını yenmek için mücadele ediyor. Öğrencileri Ünal'ın, hastalığından çok okula gidememesine üzüldüğünü gördüklerini anlatan Okul Müdürü Zafer Alparslan, doktoruyla ve aileyle görüşerek, okulun tüm programını Ünal'a göre ayarladıklarını kaydetti. Alparslan, şöyle devam etti: "Berranur, çalışkan ve takdirlik bir öğrencimiz. Geçtiğimiz yıl öğrencimizin hastalığını öğrendik ve çok üzüldük. Hemen arkadaşlarımızla toplanarak öğrencimiz için neler yapabileceğimizi konuştuk. Yaptığımız planlamayla bu yılın başından itibaren kızımıza 6 derste evde eğitim vermeye başladık. Hocalarımız çok fedakarca davrandılar. Okuldaki ders programlarını da kızımızın hastaneye gittiği günlere göre ayarladık. Kızımız da azmiyle, derslerindeki açıkları kapattı. İnşallah önümüzdeki yıl tedavisi tam anlamıyla bitecek ve aramızda yer alacak."
Berranur da okumayı çok sevdiğini ve bir an önce okula giderek arkadaşlarıyla oynamak istediğini dile getirdi. Öğretmenlerinin eve gelmesinin kendisini çok mutlu ettiğini ve yaşadıklarını unutturduğunu vurgulayan Ünal, “Büyüyünce genetik mühendisi olmak ve benim gibi hastalara faydalı olmak istiyorum. Bunun için de çok çalışıyorum” dedi.
Berranur’un tedavisinin yaklaşık iki yıldır devam ettiğini belirten anne Şerife Ünal, “Berranur, okulu çok kafasına takıyordu. Gidemediği için çok üzülüyordu. Öğretmenlerini dört gözle bekliyor” diye konuştu.
KENDİNİ YETİŞTİRİYOR
İngilizce öğretmeni Ayşegül Erdoğmuş, “Hastalığını öğrenip kendisine ziyarete gittiğimizde sürekli bize, 'Derslerimden geri kalıyorum, arkadaşlarımdan geride kalacağım' diye söylenerek üzülüyordu. Hastalığından daha çok derslerinden geri kaldığına üzülüyordu. Biz de o üzülmesin diye eve gelerek, sağlığı el verdiği sürece eğitim veriyoruz" dedi. Türkçe öğretmeni Alperen Erol da, "Geri kaldığı zaman arkadaşlarından yazdıkları notların fotoğraflarını istiyor. Kendini yetiştiriyor. Biz söylemeden de zaten kendisi çoğu şeyi yapıyor" diye konuştu. Matematik öğretmeni Recep Kaplan ise "O mutlu olunca biz de mutlu oluyoruz" açıklamasında bulundu.