Gençlerbirliği Süper Ligde yeni sezona yenilgi ile başlarken, bay geçtiği haftanın ardından, Beşiktaş deplasmanında kazanıp, hem moralini, hem de motivasyonunu yükseltti. Lige verilen araya böyle bir sonuçla girmek, yönetim, teknik ekip ve futbolcular açısından çok önemliydi.
Gençlerbirliği, geçmişte ekonomik yapısının güçlü olması ile örnek gösterilen bir kulüptü. Duayen rahmetli başkan İlhan Cavcav’ın yürüttüğü politikalar sayesinde; borçsuz kalıyor, gelir-gider dengesini koruyor, bütçesini iyi organize edebiliyordu. Küme düşülen sezonla birlikte, bu güçlü yapı; erimeye, küçülmeye ve maddi sorun yaşamaya başladı. Geride kalan sezon, salgının da etkisi ile ekonomik tablo, başkan Murat Cavcav ve yönetimini daha da zorladı. Açık giderek büyüdü. Bütçedeki daralma nedeniyle, yeni sezonun kadrosu kurulurken, mecburen ihtiyatlı davranıldı.
GİDEN OYUNCULAR DAHA FAZLA
Geçen sezonun devre arasında, sadece Norveçli kaleci Nordfeld ile Barcelona’dan genç Hollandalı Van Bejinen, Beştepe’ye geldi. Hacettepe’den de 2 genç oyuncu A takıma alındı. Yaz transfer döneminde ise 7 yeni oyuncu transfer edildi. (Hacettepe’den alınan oyuncular hariç) Sesegnon, Yasin, Nadir, Ahmet Oğuz, Erdem, Mats, Van Bejinen, Ertaç, Saidou Diallo ve Abdullaye Diallo takımdan ayrılırken, Baiano ve Flavio, kiralık sözleşmeleri sona erince, kulüplerine döndü. İki transfer döneminde, alınan oyunculara bakıldığında, kırmızı-siyahlıların bu süreci en durgun geçiren ekip olarak öne çıktığını görüyoruz. Federasyonun belirlediği harcama limiti sıralamasında, Gençlerbirliği’nin, sadece Kayserispor’u geçebilmiş olması, bu durumu net bir şekilde anlatmaya yetiyor.
KADRO KALİTESİ YETERLİ DEĞİLDİTakımların kadro istikrarını koruması önemlidir. Gençlerbirliği bu anlamda, geçen sezonki kadrosunun önemli isimleriyle yol devam ettiği için bir avantaja sahip. Ancak, giden bazı oyuncularının yerlerinin tam anlamıyla doldurulamadığı da bir gerçek. Unutulmaması gereken önemli bir nokta daha var. Kırmızı-siyahlı ekip, geçen sezonu 12. sırada tamamladı ve lige tutunma endişesini, 32. haftada deplasmanda alınan Göztepe galibiyetine kadar üzerinde taşıdı. Yani kadro kalitesi çok da iç acıçı değildi.
Gençlerbirliği yönetimi ve teknik ekibi, kulüp bütçesi ve kadro yapısını masaya yatırıp, takımın güçlendirilmesi üzerinde yaptığı çalışma sonrasında, 7 oyuncu ile anlaştı. Giden sayısı ile gelen sayısı arasındaki fark bile planlama konusunda sıkıntı yaşandığını gösteriyor. Gidenler arasında takıma zerre katkısı olmayan bazı isimler mevcuttu ancak gelenlerin de hepsinin yüzde yüz verimli olacağının garantisi yok.
HER İHTİMALİ DÜŞÜNMEK GEREKBu sezon
lig, 21 takımla oynanacak ve maratonun sonunda 4 takım küme düşecek. Ligin, diğer sezonlara göre geç başlaması, ara verilmeyecek olması, 9 maçın hafta içinde oynanması, kupa maçları, milli oyuncuların ülke takımlarına gitmesi gibi durumlar, her takımı fazlasıyla zorlayacak. Gençlerbirliği, kadro yapısı itibarı ile bu sıkıntıyı, diğer kulüplere oranla sanki daha fazla hissedecek gibi duruyor. Neden böyle düşünüyorum, biraz açayım...
Nordfeld, kalede güven veriyor. Ancak her ihtimali iyi düşünmek gerekli. Transferin son gününde kaleci Ertaç, Malatyaspor’a verildi ve Übeyd, ikinci kaleci konumuna geçti. Yetenekli olduğu her zaman söylenen genç eldivenin, Süper Lig deneyiminin olmadığı gerçeğini kabul etmeliyiz.
JOHANSONN ÖNE ÇIKMAYA BAŞLADIToure’nin belli bir çizgisi var. Oyun anlamında çok öne çıkmasa da görevini yerine getirmeye çalışıyor. Diego, neredeyse futbol yaşamının yarısından fazlasını Türkiye’de geçirdi. 34 yaşın tecrübesine sahip. Ligi çok iyi biliyor. Ancak yaşının ilerlemesi ile ağırlığı dezavantaja dönüşebilir. Son yarım sezonunu küme düşme hattındaki takımda geçirmiş olması da unutulmasın. Halil İbrahim ve Polamat’ın da neler verebileceği aşağı yukarı biliniyor. Oyunlarını bir kaç adım öteye taşıyamadılar. İsveç milli takımının sağ beki Johansonn, şu ana kadar en etkileyici performansı gösteren oyuncu konumunda. Zaten, geçmiş dönem kariyeri de hiç fena değil. Transferi en çok tartışılan Salih’in talihsiz sakatlığı, planları alt üst etmiş durumda. Hem sağ bek hem de savunmanın ortasına alternatif olsun diye alınan Salih’in, uzun süre takımdan ayrı kalacak olması, teknik ekibi tedirgin ediyor.
ORTA ALAN YÜKÜ İKİ OYUNCADAParaguaylı Piris de Motta için Brezilyalı ünlü teknik adam Zico’nun referans verdiği söyleniyor. Motta ile birlikte, orta alanda görev yapan Polonyalı Dominik Furman’ın ilk izlenimleri olumlu. Furman’ın sezonlardaki maç ortalaması hayli yüksek. İki isim, orta sahanın ağır yükünü taşıyacak. Murat Yıldırım, beklenen çıkışı yapamayan gurbetçilerden. Bir çok takımda oynamasına rağmen katkısı her zaman sınırlı oldu. Onun da forma giydiği son takımının ligin dibinde yer alması ayrıca soru işareti. Bu takımın, gerçekleşmeyen transferinden kendisini sıyırıp, kafasını sahaya verecek bir Berat’a çok ihtiyacı var. Ayite’nin de artık, Candeias ve Sefa’yı daha fazla zorlaması, oyuna ekstra katkı sunması gerekiyor. Mustafa Çeçenoğlu’nun ise ilk kez Süper Lig’de boy gösterecek olması, hem kendisi hem de takım için bir handikap.
SİO KENDİNİ TOPARLAMALIGeçen sezon takımın gol yükünü, Stancu ve Sio çekmişti. İkilinin, bu sezon aynı rakamlara ulaşması, oynanacak maç sayısı fazlalaşsa bile zor gibi. Stancu, yaşını iyice aldı, olgunlaştı, fakat rakipleri de onun ne yapacağını daha iyi biliyor. Sakatlık riski, yoğunlaşan maç trafiğinde daha büyük bir tehlike oluşturabilir. Sio ise ayrı havalarda. Geçen sezonun son bölümünde başlayan vurdumduymazlığı hala sürüyor. Takımdan kopmuş bir ruh haline sahip. Şu anki tabloda, forvet hattı alternatifsiz bir yapıda. Kırmızı-siyahlılar, kaliteli bir golcü sıkıntısını ilerleyen dönemde fazlasıyla yaşayabilir.
Beşiktaş maçı kazanıldı ama bu bir ölçü olmamalı. Kırmızı-siyahlı oyuncular, kendi içinde büyük kriz yaşayan rakibin durumunu iyi değerlendirip, galibiyete ulaştı. Kafalar orada kalırsa sonrası hayal kırıklığı olur. Gençlerbirliği’nin kadrosunda takımı sırtlayacak oyuncuların yaş ortalaması 30’un üzerinde. Nordfeld, Stancu, Diego, Toure, Candeias, Ayite, Murat ve Sefa gibi isimler, takımın yaşını yükseltiyor. Takvimdeki sıkışıklık ve maç fazlalığından dolayı, bu süreç, Beştepe’nin alt yapısından yetişen gençlere, kendilerini gösterme adına önemli bir fırsat sunacak. Eğer deneyimli isimler ile gençlerin uyumlu birlikteliği, saha içi sonuçlarına yansırsa, Beştepe bahar havasını yaşar. Aksi takdirde, hem yönetim hem de teknik ekip, devre arası transfer dönemine, harcama limitinin getirdiği zorluk ile yüzleşerek girer.