Güncelleme Tarihi:
Akademisyenler ve öğrencilerin tepki gösterdiği arazi satışıyla ilgili ünlü emlak uzmanı Salim Taşçı, ilginç bir çıkışta bulundu. Taşçı, arazinin kamu yararı gerekçesiyle istimlak edildiğini belirterek, satışın etik olmadığını iddia etti. Taşçı açıklamasında şunları söyledi:
“1963’lerde 5 milyon 900 bin metrekarelik alan kamu yararına, eğitim kurumlarının kullanımı amacıyla istimlak edildi. Arazinin büyük bölümü Lodumlu Köyü’ne bir kısmı da hazineye aitti. Kamu yararına diyerek istimlak edilen arazinin satışı etik değil.
O arazi, kamu yararına dönük istimlak edildiyse, ya yeşil alan olarak kalmalı ya da, üniversitenin kullanacağı binalar yapılmalı.
Üniversite, devlet yardımı alamıyor, illa ki satmak zorunluluğu doğuyorsa da, imardan çıkartıp, hasılat paylaşımlı kat karşılığı verilmesi daha fazla gelir getirir. 350 dönümlük arazi, arsaya çevrildiğinde binlerce dairelik yer elde edilir. Yapılacak daireler de 500-600 bin TL’den rahatlıkla satılır. Yapılacak AVM de cabası. Üniversiteler mülk satarak, düzeyli bir eğitime katkı sağlayamaz. Üniversiteler ticari işletme değil, eğitim kurumlarıdır. Sorun devletindir. Dünya çapında bilim insanları yetiştirmiş bir üniversitenin ayakta kalması ve üst düzey eğitim yapabilmesi arsa satışlarıyla karşılanmaz.”
GELİNEN NOKTA BAKIŞ AÇISINI ORTAYA KOYUYOR
İnşaat Mühendisleri Odası Ankara Şubesi de arazi satışına tepki göstererek şu açıklama bulundu: “Üniversitelerin ve kentlerin en değerli noktaları olan orman arazileri, üniversite hastanesinin borçları gerekçe gösterilip özelleştirme sürecine tabi tutulup imara açılarak vasfı ve toplumsallığı yok edilmek istenmektedir. Temel amacı insan odaklı uygulamalarla, en temel haklardan olan sağlık hizmetini topluma sunmak olması gereken hastanelerin, mevcut yapı içerisinde borçlu hale gelmesi, bu borçların eğitim ve bilim yuvası olması gerekirken işletme haline getirilen üniversite ve benzeri kurumlara yüklenmeye çalışılması mevcut siyasal sistemin kâr merkezli politikalarını gözler önüne sermektedir. Bilim ve tekniğin üreticisi ve öğreticisi olması gereken üniversitelerin, yaşanan süreçle ilgili sorunu arazi satışıyla çözmeye çalışması, ülkenin aydınlarından olan eğitim ve bilim emekçilerinin, akademisyenlerin geldiği nokta ve çözüm yöntemlerindeki bakış açısı kapsamında değerlendirildiğinde hayli üzücüdür. Hacettepe Üniversitesi özelinde yapılmaya çalışılan arsa satışının da toplum ve ülke çıkarlarını hiçe sayan bir anlayışın ürünü olduğunu kamuoyu ile paylaşıyoruz.”