Oluşturulma Tarihi: Haziran 11, 2007 20:22
Genç kadınlar şaşırtıyor
GÜLSÜM Bilgehan’ın "Türkiye, büyükannelerin torunlarından daha ileri olduğunu bir ülke" sözlerini araştırmalar da kimi zaman doğruluyor.Türkiye’de nüfus ve sağlık alanında yapılan araştırmalar, genç kadınların ileri yaştaki kadınlara göre daha büyük çoğunluğunun kocaları tarafından gördükleri şiddeti haklı bulduğunu ortaya koyuyor. Buna göre, 15-19 yaş grubundaki kadınların yüzde 63’ü cinsel ve ekonomik nedenlerle kocasının kendisini dövmesini haklı buluyor. Bu oran 45-49 yaş grubundaki kadınlarda yüzde 39’a düşüyor.Eğitimi olmayan ya da ilkokul bitirmemiş kadınların yüzde 62’si, lise ve üzeri eğitim almış kadınların ise yüzde 8.8’i fiziksel şiddet için belirtilen nedenlerden birini haklı görüyor. Batıda yaşayan kadınların yüzde 32.5’i, doğudakilerin yüzde 49’u, işi olmayan kadınların yüzde 38’i, gelir getiren bir işte çalışanların yüzde 30’u, gelir getirmeyen bir işte çalışanların yüzde 61’i şiddeti bir nedenle haklı buluyor.Çevre örgütlenmesi katılımcılık ister
TMMOB Çevre Sempozyumu Sonuç Bildirgesi’nde, "Çevre örgütlenmesi ve çevre mevzuatının, katılımcı bir çevre yönetimi, toplumsal değerleri ve doğal varlıkları önemli ve öncelikli kılan bir çevre politikası ile mümkündür" görüşüne yer verildi.TMMOB Çevre Sempozyumu Düzenleme Kurulu tarafından açıklanan "Sonuç Bildirgesi"nde, 8-9 Haziran tarihlerinde gerçekleştirilen sempozyumun, Küba Cumhuriyeti Çevre Ajansı Başkanı ve Venezuela Bolivar Cumhuriyeti Büyükelçisi ile Türkiye’de farklı alanlarda ve farklı kuruluşlarda çalışmalar yapan bilim insanları ve uzmanların katılımıyla gerçekleştirildiği hatırlatıldı.Bildirgede, sempozyumda, doğal varlıklar, sürüdürülebilir gelişme politikaları, Avrupa Birliği süreci, toplumsal çevre hareketleri, ulusal ve kentsel çevre sorunları ile çevre olgusunun küresel bir nitelik taşıması nedeniyle bazı ülke deneyimlerinin de ele alındığı belirtildi.Sonuç bildirgesinde, çevrenin, bir ülkenin toplumsal gelişmişliği ve geleceği için en önemli ve yaşamsal olgu olduğuna işaret edilerek, "Çevre örgütlenmesi ve çevre mevzuatı, katılımcı bir çevre yönetimi, toplumsal değerleri ve doğal varlıkları önemli ve öncelikli kılan bir çevre politikası ile mümkündür" görüşüne yer verildi.
Yaygın eğitim masaya yatırılıyorMİLLİ Eğitim Bakanlığı (MEB) Çıraklık ve Yaygın Eğitim Genel Müdürlüğü ile Projeler Koordinasyon Merkezi Başkanlığınca düzenlenen ve Türkiye’de yaygın eğitim sisteminin sorunları ve çözüm önerilerinin tartışılacağı sempozyum, Başkent Öğretmenevi Konferans salonunda başladı.Sempozyumun açılışında konuşan MEB Müsteşar Vekili Mehmet Temel, dünyada çok hızlı bir değişim ve gelişim sürecinin yaşandığını, bu hızın bireyi ve sosyal hayatı yakından etkilediğini söyledi. Yaşanan değişimlerin, bireyin ve toplumun eğitim ihtiyacının ortaya çıkmasına neden olduğunu belirten Temel, eğitim ihtiyaçlarının karşılanmasıyla toplumların niteliği ve yaşam kalitesi ile ekonomiye katkının da artacağına işaret etti."Değişimin külfetine katlanmazsak, değişmemenin bedelini ödemek zorunda kalırız" diyen Temel, yaygın eğitim sisteminin bu yönleriyle önem ve öncelik kazanan bir eğitim modeli olduğunu vurguladı.MEB Çıraklık ve Yaygın Eğitim Genel Müdürü Esat Sağcan da, eğitim sisteminin yaygın ve örgün eğitim olmak üzere iki ana bölümü olduğunu hatırlatarak, yaygın eğitim konusunda önemli çalışmalar yaptıklarını söyledi. Sağcan, "Adı ister kurs, hizmet içi eğitim, hayat boyu öğrenme, bireysel öğrenme olsun, ister halk eğitim merkezleri olsun, yaygın eğitim insanların her yerde her zaman uygulayabilecekleri bir eğitim modelidir" diye konuştu.
İHMAL EDİLMEMELİ Halk eğitim merkezleriyle 10 binlerce kişiye ulaştıklarını anlatan Sağcan, geçen yıl Türkiye genelinde 1 milyon 674 bin kişiye halk eğitim merkezlerinde eğitim verildiğini dile getirdi.Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fevzi Sürmeli de, üniversite olarak yaygın eğitim alanında önemli çalışmalar yaptıklarını dile getirerek, 26 yıl önce kurdukları yaygın eğitim merkezi sayesinde meslek sahibi olmayan bir çok kişiye meslek kazandırıldığını anlattı.
Maganda bir kişiyi yaraladıKEÇİÖREN’deki olayda, düğün konvoyunda havaya ateş edilmesi sonucu bir kişi yaralandı. Yetkililerden alınan bilgiye göre, bir yakınının düğününe katılan Hüseyin P. adlı kişi, düğün konvoyunda silahla ateş etti. Kanuni Mahallesi 79 Sokakta bir gecekonduda oturan ve garsonluk yapan Yılmaz Satılmış adlı kişi bahçesinde bulunduğu sırada Hüseyin P.’nin silahından çıkan kurşunla omzundan yaralandı. Omzundan iki ayrı yara alan Yılmaz Satılmış, Keçi-ören Hastanesi’ne kaldırıldı. Hastanede ameliyat edilerek omzundaki mermiler çıkarılan Satılmış’ın sağlık durumunun iyi olduğu kaydedildi. Olayın ardından Ankara Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı ekipler, Satılmış’ın yaralanmasına sebep olan Hüseyin P.’yi yakaladılar. Hüseyin P.’nin üzerinde olayda kullandığı 14 mm çapında ruhsatsız bir tabanca ele geçirildi.Dikkatsizlik az daha can alıyordu
POLATLI-Konya karayolunun Şentepe Mahallesi bölgesinde ağır maddi hasarlı bir
trafik kazası meydana geldi. 06 H 2771 plakalı beton ve taş ocağı firmasına ait kum kamyonu yine aynı firmaya ait olan önündeki beton mixer kamyonuna arkadan çarptı. Dikkatsizlik nedeniyle meydana geldiği bildirilen kazada, kamyon şoförü göğsünden ve başından yaralandı. Yaralı şoför, Polatlı Duatepe Devlet Hastanesine kaldırılarak tedavi altına alınırken trafik uzunca bir süre aksadı.
MS Mahir YAVAŞMKEK’den bileği incitmeyen kelepçe
SİVİL amaçlı ürün portföyünü genişleten Makina ve Kimya Endüstrisi Kurumu (MKEK), AB standartlarında, bileği incitmeyen ve değişik ebatlarda dizayn edilmiş çelik kelepçe üretimi için çalışmalara başladı. Türk Silahlı Kuvvetleri ile Emniyet teşkilatının önemli mühimmat üretimini gerçekleştiren MKEK Genel Müdürlüğü, programına aldığı bilek kelepçeleri üretimi ile ilgili hazırlıkları tamamladı. Müdürlük, talep gelmesi halinde Ankara’daki halen gaz maskesi ve elektronik sayaç üretimi yapan Maksam-Makina ve Maske tesislerinde bilek kelepçesi üretimine başlayacak.