Güncelleme Tarihi:
Gramofonla yıllar önce, henüz bir antika mobilya tamircisiyken, ustasına gelen bir antika gramofon sayesinde tanıştığını belirten Gramofoncu Ali olarak bilinen Ali Olcay, “Gramofonun sesine Samanpazarı’nda gezerken yeşil borulu bir gramofondan duyduğu Aşık Veysel’in ‘Mecnunum Leylamı Gördüm’ türküsünü dinlediğimde aşık oldum” dedi
Lambalı radyodan plağa
Yalnızca eski şarkılar, türküler ve gramofonlara değil, siyah-beyaz filmler ve antika objelere de tutkusunu misafirleri ile cömertçe paylaşan Gramofoncu Ali, haftanın belli günlerinde 16’mm’lik film makinesiyle siyah beyaz film gösterimi yapıyor.
Türkiye’de böyle bir mekanın daha bulunmadığına dikkat çeken Gramofoncu Ali, “Benzer yerler var ama burada gramofona dokunuyorsunuz, plağınızı kendiniz seçiyorsunuz. Burayı açtıktan sonra oldukça ilgi gördük. İnsanlara bedava müze açtık. İnsanlar burada gelip plağını dinleyebiliyor. Eski lambalı radyolar, pikaplar, plaklar var” dedi.
Anılar canlanıyor
Gramofon Cafe’ye gelenlerin geçmişe ait eşyalara dokunurken, müziğe de dokunduklarını ve çok etkilendiklerini belirten Gramofoncu Ali, “Burası ağlatan, anıları canlandıran bir yer” dedi.