Güncelleme Tarihi:
Can Mert ŞİMŞEK, ANKARA(DHA)- Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, Darbe Araştırma Komisyonu'nun raporunda şehit Muhsin Yazıcıoğlu davası ile ilgili yeni bir gelişmenin olmadığını söyledi.Genel merkez binasında haftalık basın toplantısında ülke ve dünya gündemini değerlendiren Destici, hain terörün canları yakmaya devam ettiğini ifade etti.Ülkenin temel problemlerinin başında terör olduğunu belirten Destici, "Terör her gün canımızı yakmaya şehitler verdirmeye devam ediyor. Ben bu vesileyle şehitlerimizi bir kere daha rahmetle anıyorum. Mekanları cennet olsun. Yaralılarımıza acil şifalar niyaz ediyorum. Bölgede kahramanca mücadele eden askerlerimizin, polislerimizin ve güvenlik güçlerimizin rabbim yar ve yardımcısı olsun diyorum” dedi.“DEVLETİN MAAŞINI ALIYORLAR”Terörün sadece askerleri, polisleri ve korucuları şehit etmediğini kaydeden Destici, “Hain terör sivil vatandaşlarımızı, sivil memurlarımızı da hedef alıyor. Onların da canına kast ediyor. İşte onlardan sonuncusu Tunceli'de Necmettin Yılmaz öğretmen kardeşimiz. Ben şehidimizi rahmetle anıyorum. Hain PKK terör örgütünün sözcülüğünü ve savunuculuğunu yapan siyasi uzantısı olan figürler hemen hemen neredeyse her gün medyada haksızlığa uğradıklarını, haksız yere hapishanede olduklarını kendilerine adeta zulüm yapıldığından bahsediyorlar. En son Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde 15 Temmuz özel oturumunda PKK'nın siyasi uzantısı olan HDP’nin sözcüsü çıkıp içeride olan kendi milletvekillerinin tutsak olduğundan bahsediyorlar. Bu kadar hain olduklarını bu kadar kahpe olduklarını, bu kadar adi ve alçak olduklarını meclis kürsüsünden adeta itiraf ediyorlar. Hem bu devletin maaşını alıyor, hem bu ülkenin bütün imkanlarından faydalanıyor” diye konuştu.“EN ÇOK KENDİ KANI AKAR”Defalarca Barzani ve Talabani'ye güvenilmeyeceğini ifade ettiklerini vurgulayan Destici, “Kerkük'ten günlük bilgiler almaktayız. Şu anda orada referandum çalışmalarına da başlamışlar. Tabelalar, billboardlar her şey asılmaya başlanmış. Olay bu şekilde devam ederse orada bir iç savaş kaçınılmaz hale gelir. İç savaşın sonucun da ne olacağını hiç kimse kestiremez. Hani Barzani diyordu ya “buna karşı çıkılırsa çok kan akar.” Evet çok kan akar. Ama bilsin ki en çok da kendi kanı akar. Bunu da bilmesi lazım. Türkiye'nin bunu açık ve net bir şekilde ifade etmesi lazım. Ne pahasına olursa olsun buna müsaade etmeyeceğini ve sonuna kadar Türkmen varlığını koruyacağını, oradaki Türkmenlerle birlikte masum olan, birlikten, beraberlikten ve kardeşlikten yana olan Arap ve Kürtlerin de kendi garantisi altında bulunduğunu ifade etmelidir” ifadelerini kullandı.“TÜRKİYE’NİN ARTIK KIBRIS DİYE BİR SORUNU OLMAMALIDIR”Kıbrıs ile ilgili de açıklama yapan Destici, şöyle konuştu:“Kıbrıs Rum Kesimi masadan kalktı. Aslında bize göre Türkiye için de, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti içinde haklılığın ortaya konması bakımından güzel bir sonuç oldu. Kıbrıs Rum Kesiminin masadan kalkması Rumların nedenli anlaşmaya uzak ve tamamen Kıbrıs'ı aynen İsrail'in Kudüs'te olduğu gibi Kıbrıs'ın, adanın tamamını işgal etmeden ya da ele geçirmeden bir anlaşmaya varmayacaklarının açık bir göstergesi olduğu ortaya çıktı. Artık bundan sonra Kıbrıs'ta masaya oturmanın hiçbir anlam ve önemi kalmamıştır. Bundan sonra Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti asla ve kata masaya oturmamalıdır yapılacak iki tane şey vardır. Ya Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti hemen bağımsız bir devlet olarak yoluna devam edeceğini bütün dünya’ya ilan etmelidir. Türkiye'ye ilhak etme kararını açıklamalıdır. İkincisi bizce daha doğru olacaktır. Kıbrıs diye bir konuda uluslararası gündemden düşecektir ve Kıbrıs Türkiye'nin bir parçası olacaktır. Türkiye'nin artık Kıbrıs diye bir sorunu ve problemi olmamalıdır."“MUHSİN YAZICIOĞLU BU SÖZÜ NEREDE SÖYLEMİŞTİR?”Araştırma Komisyonu raporunun ilk taslağına eklenmeyen, Muhsin Yazıcıoğlu’nun vefatına dair konunun ana rapora eklendiğini dile getiren Destici, konuşmasını şöyle noktaladı:“Darbeleri Araştırma Komisyonu çalışmalarını tamamlayarak Meclis Başkanlığı'na sundu. Bu konu henüz kamuoyuyla paylaşılmadı. Kamuoyuna yansıyan bölümleri oldu. Bu Darbeleri Araştırma Komisyonu raporu içerisinde Şehit liderimiz Muhsin başkanımızın şahadet süreci ile ilgili bölüm ilk taslak raporunda yoktu. Fakat ana rapora eklendi. Muhsin Yazıcıoğlu şüpheli ölüm başlığıyla. Ben daha önce Darbeleri Araştırma Komisyonu Başkanı ile görüştüğümde bu hususun yazılmadan önce bu husus ile ilgili bizim de görüşlerimizi alınmasını ben kendilerine rica etmiştim. Ama buna gerek duymadılar. Neticede rapora baktığımızda bu rapor bizi tatmin etmiş değildir. Kulaktan duyma ve aslı astarı olmayan bir takım bilgiler bu rapor içerisinde girmiştir. Bunlardan bir tanesi şehit liderimiz Muhsin Yazıcıoğlu'na ithaf edilen tamamı iftira olan “Bizim tarlayı sürmüşler” sözü maalesef meclis araştırma komisyonu raporuna girmiştir. Ben buradan Komisyon Başkanına soruyorum: Siz bunu bu rapora yazdınız. Peki, Muhsin Yazıcıoğlu bu sözü nerede söylemiştir. Bunun belgesi, bilgisi nerededir. Bize ve kamuoyuna açıklayınız. Yazdığınız rapor ile ilgili ciddi olacaksınız. Yazdığınız cümlenin, kelimenin belgesini ve bilgisini de ortaya koyacaksınız. Önce Fetö'cülerin Ergenekon'u kastederek, daha sonra da birilerinin Fetö'cüleri kastederek kullandığı bu sözü Muhsin Yazıcıoğlu kullanmamıştır. İşte Muhsin Yazıcıoğlu’nun arkadaşları buradadır. Büyük Birlik Partisi'ni, Alperenleri, Muhsin Yazıcıoğlu'nu itibarsızlaştırmaya hiç kimsenin hakkı yoktur. Hiç kimsenin de haddi değildir."