Gönülden haberci ve televizyoncular

Güncelleme Tarihi:

Gönülden haberci ve televizyoncular
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 27, 2008 00:00

En ağır sanayi işlerinden, en çok beceri isteyen alanlara kadar, kadınlar artık her yerde. 8 genç kızımız ise medyadaki en zor işleri üstlenmiş durumda. Genç yayıncılar başarıya koşuyorlar.

CANLI yayın aracından sekiz kadın bir anda indiğimiz zaman, herkes çok şaşırıyor. Önce suratlar biraz asılıyor; belli ki bu işi beceremeyeceğimizi düşünüyorlar. Ama işin sonunda öyle olmadığını görüyorlar." Bu sözler, henüz yeni kurulan ve merkezi Londra’da bulunan bir televizyon olan Kanal 12’nin hem ortağı hem de her şeyi Uğrun Dilek Bozbalak’a ait.

Anadolu’yu gezdiler

İşte bu 8 kadının uydu aracılığıyla yaptıkları yayın henüz test aşamasında olsa da, onlar Anadolu’nun pek çok yerinden, birçok kez canlı yayın gerçekleştirmişler. Tunceli’den, Malatya’ya, Sivas’tan Şırnak’a, Tokat’tan Kayseri’ye kadar, Anadolu’da adım atmadıkları yer neredeyse kalmamış. Hem de deyim yerindeyse "kadın başlarına". Ve tüm yayınlarından da alınlarının akıyla çıkmışlar. Amaçları, uydu aracılığıyla yayın yapan bir haber kanalı olmak.

Lastik bile değiştiriyor

Bu sekiz kadının, Ankara’da, Beysukent’te aynı çatı altında bir araya gelmeleri tamamen tesadüf. Feminist duygularla, "illa kadın ekibimiz" olsun diye bir kaygıları olmamış. Ama idealizmleri onları bir araya getirmiş. Hepsi gönülden haberci, televizyoncu. Hemen hepsi iletişim fakültelerinden mezun. Yani işin teoriğini alıp, bunu pratiğe çevirmeyi başarmışlar. Tabii onları kelimelerle anlatmak biraz zor; iş başında görmek lazım. Üç kameraman, omuzlarında bir erkeğin bile taşımaya zorlandığı kameraları saatlerce taşıyorlar. Uğrun Bozbalak, şoförlük yapıyor dedik ya; gerekirse tek başına koca yayın aracının tekerleğini tek başına değiştirebiliyor. Tabii bir lastik değiştirmekten daha zor anları da oluyor.

Canlı yayın ekibinin bel kemiği Bozbalak

UĞRUN Dilek Bozbalak, 8 kişiden oluşan canlı yayın ekibinin neredeyse bel kemiği. Canlı yayın organizasyonları, şoförlük, yönetmenlik, uplink; yani aklınıza gelebilecek her işi yapıyor. Tuna Büyükşahin, koordinasyondan sorumlu. Hatun Köse, Çiğdem Karaduman, kameraman. Çiğdem Mazlum, Gülhan Çokbilen, muhabir, ama bazen onlar da kamerayı ellerine alıyorlar. Fatma Benli, montaj. Seda Akbudak, seslendirme.

Kalacak yer bulamayınca nezarette yattılar

BAZEN, gittikleri bir ilçede kalacak yer bulamadıkları için canlı yayın aracında uyumak zorunda kalıyorlar. Hatta bir keresinde, yine küçük bir beldede, yatacak yer bulamadıkları için, karakolun nezarethanesinde uyumak zorunda kalmışlar. Bunun yanında, mesleki zorluklarla da karşılaşıyorlar. Mesela en iyi görüntüyü almaya çalışırken, erkek meslektaşları tarafından itilip kakılmak, aktüel kamera kullanan Hatun Köse için biraz yorucu oluyor. "Kadınlar, iş hayatında çok iyi anlaşamaz" diye de bir söz vardır. Ama onlar bunu kabul etmiyorlar. Zaman zaman iş hayatının gerektirdiği tartışmalar yaşasalar da, yine de çok iyi anlaştıklarını ifade ediyorlar. Her şeye rağmen, onlar idealist insanlar. Nerede ve hangi şartlarda olursa olun mesleklerini en iyi şekilde yapmaya çalışıyorlar.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!