Güncelleme Tarihi:
Ankara’da yaşayan 79 yaşındaki Mubahat Tunca’nın hikayesinde iki ülke, iki hayat ve ikisini birbirine bağlayan bir seccade var. Mubahat Tunca’nın annesinin işleyerek çeyizine koyduğu seccade, Balkanlar’dan Türkiye’ye göçerken yük vagonunda getirdikleri az sayıda eşyadan biri. Balkanlara özgü, kök boyayla boyanan çuvala işlenmiş seccadeyi, evlendiği günden beri saklayan Tunca, “Onu annem bana evlenirken hatıra olarak verdi, çeyizde oluyor ya. Ama annemden başka bir şey kalmadı bana” dedi.
Sergiye çıkacak
Tunca, annesini geçen yıl kaybettiğini gözlerinde biriken yaşlarla ifade ederek, onunla ilgili her şeyi hatırlayamadığından yakındı. “Her geçen gün insan unutuyor, 80’e geliyor yaş” diye iç geçiren Tunca, aklında kalanları yavaş yavaş kelimelere döktü. İki kız evlat, dört torun sahibi Tunca, annesinin yaptığı gibi seccadeyi kızlarına bırakmaya hazırlanıyor. Ancak, Tunca’nın soyadını aldığı nehir kadar bereketli gönlü, bu tek hatırayı da Balkan Göçmenleri İktisadi Araştırma ve Sosyal Yardımlaşma Vakfı’nın sergisinde gösterilmesine de razı olmuş. Yıllar önce genç kızların çeyizlerini el emeği göz nuru katarak hazırladıklarına işaret eden Tunca “Bu değerler bilinsin, unutulmasın” diyerek, Balkanlardaki el işlemesi seccade kültürünün de devam etmesini arzuladığını dile getirdi.
Saman propagandası
Bulgaristan’ın Razgrad şehrinden Türkiye’ye 1950 yılında annesi, babası, anneannesi ve kardeşleriyle gelen 17 yaşındaki Tunca, önce ailesiyle Eskişehir’de, daha sonra kendisi gibi Balkan göçmeni eşiyle evlenerek Ankara’da yaşamaya başlamış. Razgrad’da komünist rejimin hakim olduğunu anımsatan Tunca, “Orada her şey karneyleydi. Günde yarım ekmek veriyorlardı. Mitingler oluyordu ve bizi okuldan sürekli mitinglere götürüyorlardı” diye konuştu. Tunca, evlerini ve bağlarını satıp Türkiye’ye dönmek istediklerinde, Razgrad’daki yetkililerin “Türkiye’dekiler saman yiyorlar, hayvanlarla birlikte yaşıyorlar, gitmeyin” diyerek, kendilerini vazgeçirmeye çalıştıklarını ama onlara inanmayıp kendi istekleriyle Türkiye’ye geldiklerini söyledi.